Önceden belirli kişi veya gruplar için işsiz denirdi, sonra bu kervana üniversiteliler eklendi, sonra üniversiteli olmayanlar ve sonra gençlerin tamamı, kadınlar yetişkinler derken şimdi meslek erbabı ve sanatkarlar bile iş yapamaz hale dönüştü. Fabrikalar dükkanlar vardiyalı sisteme döndü, ardından bu gidişata dayanamayan kepenk kapattı. Aslında bu söylediklerim hepimizin bildiği… 

Peki ne oldu bunca girişimci yatırımcı, çalışan , öğrenci, garson ,iş veren?

SOSYAL SOKAK EKONOMİSİ 
Hepsi ama hepsi bir şekilde sosyal sokak ekonomisine dahil oldu… Biraz teknolojiyle barışık olan dijital sosyal sokak ekonomisinde, barışık olmayan ve doğrudan satış yapabilenler beden gücüyle yağmur çamur soğuk sıcak demeden  gece gündüz sokak cadde başlarında sabit yada gezerek hayata tutunmaya devam etmektedirler…
Şu an bazılarının değil , hepimizin ortak sorunu işsizlik ve istihdam krizi.

ÇÖZÜM SOKAKTA 
Aslında çözüm sokakta, aslında hayatın kendisi çözümün kendisi sokaklarda, ülkemizin iğne deliğinden geçtiği bu günlerde, ekonomik  mucizeler yaratarak hayatta kalan yurttaşlarımızın tek çıkış noktaları ve karınlarını doyurdukları meskenleri sokak ve caddeler. Ülkemizde yıllarca, gündüz öğretmen akşam işportacı, gündüz memur akşam midyeci, gündüz temizlik , güvenlik görevlisi , akşamda berber yada haftasonu semt pazarlarında hamal yada sebze meyve satıcısı bir sürü kadın erkek yurttaşlarımızı gördük ve görmeye devam ediyoruz. Ve aynı anda görmek istemediğimiz o zabıta şiddetine maruz kalan yüzlerce binlerce seyyar satıcı, onların bazıları çiçekçi, bazıları geri dönüşüm işçisi, bazıları sokak sanatçısı gitarist, enstrüman çalan, resim yapan, mısır satan midye satan, bazen de varoş mahallelerin arasında balon ,pamuk şeker, hatta lahmacun ve benimde semtim olan Kuştepe gibi mahallelerde kokoreç, sucuk ekmek satan insanlar, hem vatandaşların makul şartlarda bir ücret karşılığında satın dahi alamadıkları hizmeti ayaklarına getiriyor,yani eşitlikçi erişilebilir bir hizmet veriyor, hemde sokakların caddelerin canlı 7/24 bekçileri ve gözü kulağı oluyor. 

ESNAF BAKANLIĞI KURULSUN 
Seyyar ve sokak sanatçıları aslında devletlerin sosyal yardıma ayırdıkları bütçelerini eksiltmeden kendi çözümlerini , kendi ekonomilerini belirli bir sisteme oturtup devletlerin ve kamu oteritelerinin yapamadığı sistemi hayata geçirmeyi başarmışlardır, mega kentleri ve ilçeleri yönetenlere düşen ise bu sistemi koruyarak yok etmeden geliştirmektir. 
Genel başkanımız Sn Kemal Kılıçdaroğlu nun son dönemlerde çok sık dile getirdiği ESNAF BAKANLIĞI daha kurulmadan, sahada karşılığını verdi ve geçimini sokaktan sağlayan milyonlara umut oldu. Bu boşluğu görüp dolduranlar, hem toplumsal hem siyaseten kazanacak. Yapılacak çalışmalarla siyasi partilerin parti programına girmeyi hedefliyoruz kalıcı politikalarla uygulayıcı mekanizmalarla da umarım ülkemiz iyi bir yönetişim örneği ortaya koyar ve dar günlerde , yurttaşı ferahlatan sokaklar ekonomik buhrandan çıkış içinde bir nebze olsun halkı rahatlatır.

İZMİR MODELİ
İzmir, Sosyal Sokak Ekonomisi için iyi bir rol model, geliştirip büyütmeliyiz …  

Uluslar arası akademik literatüre Sosyal Sokak Ekonomisini sokan ve bu alanda birçok araştırma ve çalışmalar yapan Prof. Dr. Kamuran ELBEYOĞLU ve Dr. Osman SİRKECİ bu işin mutfağını çok iyi biliyor, sorunlar ve önerdikleri çözümler tam birbiriyle örtüşüyor, aslında önemli olanda bu. 

Çünkü teoride söylenenler uygulanabilirlik ve sürdürülebilirlik noktasında sokakta maalesef geçerli olmuyor. Geçerli olmadığı gibi hem bu çözümsüzlük hemde yeterli olmayan yönetmelik  ve yasalar kamu kolluk kuvvetlerini , sokakta kayıtdışı ve güvencesiz çalışanlarla karşı karşıya bırakıyor. İzmir’de İzmir Seyyar Satıcılar Derneği yıllardır verdiği mücadele neticesinde, İzmir’de  sokaklarda hayat mücadelesi veren yüzlerce binlerce seyyara esnafa ve sokak sanatçılarına pandemi öncesi ve sonrası yaşanılan sorun ve sıkıntıların daha görünür hale gelmesinde önemli rol oynadı. Yaşanılan mağduriyetlere İzmir Büyükşehir Belediyemiz kayıtsız kalmadı.

İzmir Büyükşehir Belediyemizin meclisinden geçen bir yönetmelik Sokak ekonomisini koruyup kollayarak geliştirme noktasında yerel yönetimlere, tabiri mümkünse abilik yapma noktasına geldi.
İzmir Modelinin oluşturulması için çok mesai harcadık, iyi bir ekibimiz var, hem akademik hem siyasi hemde sahanın kendisi bizimle… Türkiye genelinde 6 milyon , fakat pandemiyle birlikte yaklaşık 8 milyon sokak ekonomisinden geçimlerini sağlayan insanlar olduğunu düşünüyoruz. 

İSTANBUL  BÜYÜKLÜĞÜYLE GÜVENCESİZLİĞİ GİZLİYOR
Dünyanın ortak sorunu pandemi,ekonomik krizler ve işsizlik… Birleşmiş Milletlerin raporuna göre yoksulluk artarak önümüzdeki 10 yılda yönetilemeyen kentler ülkeler meydana getirecek. Her şeyin pahalandığı ve üretimin durduğu , hizmetin ulaşamadığı ve buna bağlı olarak yaşam koşullarının ağırlaştığı ortamda Türkiye gibi jeopolitik öneme sahip ülkelerde, kriz yığılmalarının önüne geçmek için, önlemlerin şimdiden alınması ve kayıtdışı emeğin sömürülmesine engel olunarak, gerekli adımların devlet eliyle atılmasını ve garanti altına alınmasını sağlamalıyız. Zaman içerisinde entegrasyon ve nitelikli mesleklere erişimi de sağlaycak program ve projelerin hayata geçmesini bekliyoruz. 

İzmir modelini koruyup geliştirerek çeşitli temaslarla, İstanbul’da çalışmalara başlayacağız. Şehrin büyüklüğü ile komşu ülkelerden ve uzak ülkelerden Türkiye’ye çalışmaya gelenler soluğu istanbul’da alıyor, göçün farklı sebepleri var merkezi idarenin çözüm bulamadığı istihdam ve geçim konusuna sokaklar palyatif çözümler üretiyor ve entegrasyon sürecine ev sahiplği yapıyor. İstanbul’da örgütlenerek  sorun gibi gözüken bu konuyu kalkınma hedefleri arasına koyarak, yereli , merkezi ve yurttaşların güvence altına alınması için zaman kaybetmeyeceğiz.

SOKAKLAR SORUN DEĞİL ÇÖZÜMDÜR; YASA ,YÖNETMELİK VE MEVZUAT TASLAKLARI HAZIR
Bu hareket siyasi bir hareket değil bu direk ekmek hareketi, aile hareketi… dolayısıyla sokak ekonomisine uygun politikaları belirleyip kanunlarla yasalarla koruyup kollanmasının zeminini hazırlayacağız. Bunun için akademik ve hukuki altyapısını iyi bilen hatta dünyada örnekleri olan uygulamaların, Türkiye’de yerelleşmesinin stratejisini yapacak ekibimiz hazır. Önümüzdeki ay Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ziyaret edip hazırladığımız yasa yönetmelik ve mevzuat taslaklarını komisyonlarda konuşulması için , Ankara’da paylaşacağız.