Senem Erenler

Çocuklar verili olan bir dünyaya doğarlar. Verili olanın içinde kültür, inanç, gelenek ve tanımlar vardır. Tüm canlıların ortak yaşam alanı olan verili bu dünyada, iyi ve kötünün bitmek bilmeyen birbiriyle mücadelesi, çatışması söz konusudur. Çatışma ‘ben’ ve ‘öteki’ni doğuran, yeniden ve yeniden kendini üreten bir döngü yaratır. Kötülük esareti yaratırken, esir olan kendi esaretini yaratır. Kötülüğün inşa ettiği büyük duvarken, esirin büyük duvar içinde ördüğü küçük duvarları vardır. Duvarların içerisinde olan ‘ben’dir. Duvarın dışında olanlar ise ‘öteki’ ve işgalci. İlk işgalci, güçlü olandır, ‘öteki’ne karşı sınırlarını muhafaza etmek isterken onu esarete mahkum etmek için elinden geleni yapar. Nihayetinde kötülük esaret altında olanların bağımlısı olduğu bir sıradanlığa dönüşür. Kötülükten yalnız insan değil doğa ve içinde bulunan diğer canlılarda payını alır.

Kötülüğü icra edenlerin yanısıra iyiyi de icra edenler vardır. İyi için mücadele etmek, iyiyi takip etmek kötülüğün karanlığında bir ışığın peşinden iz sürmek gibidir. Kötülük nasıl öğreniliyorsa iyilikte öğrenilebilir. İyi bir aile, iyi insanların olduğu iyi bir çevre, iyi öğretmenler ve iyi kitaplar, iyiye dair şeylerin rehberleridir. Toprağa iyinin tohumu bir kez atılınca filiz vermek, dallanıp budaklanmak ve yaşama tutunmak için elinden geleni yapar. Rehberlerden birinin eksik olduğu yerde diğeri ışık olmaya devam eder.

Yazdığı çocuk kitaplarıyla yalnız çocuklara rehberlik etmekle kalmayan, yetişkinlere de seslenen yazar Muazzez Uslu Avcı’dan söz etmek istiyorum. Filozof Notalar, Martı Balıkçı Dükkanı ve Kendini Değiştiren Çiçek adlı yeni çıkmış üç çocuk hikaye kitabı var. Filozof Notalar adlı hikaye kitabında aynı isimli hikayenin yanısıra Uğuldayanlar ve Şarkı Söyleyenler ile Yalnız Dağ isimli iki hikaye daha bulunmakta. Filozof Notalar’da DO-ğan, RE-nas, Mİ-na, FA-ris, SOL-in, LA-çin ve Sİ-ma’nın; özgürlük, sevgi, güven, iyilik kötülük ve toplumsal cinsiyet gibi kavramlar üzerine tartışmalarına şahit olacaksınız. Filozof Notalar’dan alıntıladığım pasaj kitabın ana fikrini özetler nitelikte...

KÖTÜLÜK: İçinde yıkıcılığı, yok ediciliği barındıran bir şey. Kötülüğün içinde; acı, keder, mutsuzluk, yoksulluk, tutsaklık, düşmanlık, yara, kan ve savaş var. Kötülüğün geçtiği her yer kurur, kavrulur, kırılır, kanar...

İYİLİK: İçinde üreticiliği ve yaratıcılığı barındaran bir şey. İyiliğin içinde; sevinç,mutluluk neşe, sevgi, güven, paylaşım, dostluk, arkadaşlık, barış, özgürlük, doğa, yaşam var. İyiliğin geçtiği yerlerde çiçekler açar, ırmaklar çağıldar, ormanlar, hayvanlar... Kısacası hayat var

Muazzez Uslu Avcı, Martı Balıkçı Dükkanı adlı kitabında doğanın ve içinde yaşayan canlıların sesine kulak vermemizi isterken empatinin önemini vurguluyor. Düşünen, sorgulayan, tasarlayan, tasarı ve düşüncelerini rahatlıkla ortaya koyan ve ifade eden insanın karşısına, çok kez insan tarafından zulme uğrayan ve üstelik dili olmadığı için acıları görmemezlikten gelinen, yaşam alanları talan edilen, kendini ifade edemeyen martıları koyuyor. Kitapta doğası kirletilen ve besin kaynaklarına insanlar tarafından el konulan martıların açlıkla mücadelesi çocuklar için eğlenceli bir dille anlatılıyor. İnsan açgözlülüğü nedeniyle sahip olduğu güzellikleri altüst ederken, kendisi tarafından yaratılan karmaşadan genel olarak kaçmak eğilimindedir. Oysa Martı Balıkçı Dükkanı’nda verilen mesaj bunun tam tersidir. İnsan keşfetmek istediği ve merak ettiği için yolculuklara çıkar. Bilginin peşinden koşmak, cesaret sahibi olmak, tüm bu güzellikler için cocuksu meraka ve heyecana sahip olmak,yaşadığımız yeri daha güzel hale getirebilmek içindir. Kendimiz için güzel bir şey istemek, herkes için aynı güzel şeyi istemektir.

Kendini Değiştiren Çiçek kitabında ise; evrim ve yaşama tutunma çabası, doğanın çeşitliliği ve farklılıkların zenginliği söz konusudur. Farklı olanı anlama çabası verili olanın dışına çıkmaktır. Verili olanın dışına çıkmak; kendinden olmayanı anlamak, onun dünyasına dokunmak, önyargı ve korkulardan kurtulmayı gerektirir. Ön yargı ve korkunun olmadığı yerde sevgi ve güven hakimdir. Ancak sevgi ve güvenin hakim olduğu bir dünyada dayanışmak mümkündür ve iyi adına değişmek için atılmış adımlarda geç diye bir şey yoktur, en iyi gün bugündür.

Muazzez Uslu Avcı’nın çocuk kitaplarını okurken, kurgunun bilinçli bir şekilde yetişkin bir insanı da içine çekebileceği şekilde tasarlandığını fark ettim. Kitaplarıyla çocuklara rehberlik ederken, belli ki ebeveynleri günlük yaşamın hengamesi içerisinde varlıklarını unuttukları kavramlar üzerine düşünmeye sevk ederken aynı zamanda farkındalık yaratmak istiyor. Kitapları kıymetli buldum, anlaşılması dileğiyle.