Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, üçüncü dalga içinde İngiltere varyantının daha baskın olduğunu ve taramaların yüzde 80 civarında pozitif geldiğini belirtti.

Şener, koronavirüsün daha önce 65-75 yaş üstündeki grupta görülürken, şu anda 40-50 yaş arasındaki aktif çalışan grupta kümelenme olduğuna ve bu yaş grubunda hastalığın daha ağır seyrettiğine dikkat çekti. Normalleşmeyi konuşmak için de toplumun yüzde 75'inin aşılanması gerektiğini belirtti

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, pandeminin 3´üncü dalgasında daha önceki dalgalarda tespit edilemeyen değişik bir seyirle karşılaştıklarını söyledi.

'VAKALARDA 40 50 YAŞ ARASINDA KÜMELENME VAR'
Özellikle İngiltere varyantının baskın olduğuna ve taramaların yüzde 80 civarında pozitif geldiğine dikkat çeken Alper Şener, beraberinde Brezilya ve Güney Afrika varyantlarıyla karşı karşıya olunduğunu, artık neredeyse vahşi tipteki, Vuhan tipinde virüs kalmadığını ifade etti. Şener, varyantlarda klinik şikayetlerin aynı olduğunu, halsizlik, üşüme, titreme, eklem ve kas ağrısı, ishal, tat ve koku almada bozukluk gibi semptomlar gösterdiğini belirtti.

Daha önceki hasta grubunun aksine yaş grubunda küçülme olduğunu belirten Prof. Dr. Alper Şener, "Önceden 75 yaş ve 65 yaş üstündeki grupta görülüyordu. Yatış endikasyonu ağırlaşan hasta grubu, `genç erişkin´ diyebileceğimiz aktif çalışan 40 ile 50 yaş arasında kümelenme var. Bu yaş gruplarında hastalık daha ağır seyretmeye başladı. Daha önceki dalgalarda gördüğümüz hastalarda, yatış durumunda kan oksijen doygunluğunda, oksijen satürasyonunda hızlı bozulma görmüyorduk. Özellikle son 1.5 aydır gelen hasta grubunda hızlı kötüleşme ve yoğun bakıma yatış görüyoruz" dedi.

'AŞILAMA YÜZDE 75’E ULAŞMADAN NORMALLEŞME...'
Şener, şöyle devam etti:

Öykü hep aynı: Tanı almış, PCR´ı pozitif, ilk başta her şey normal. Hasta, ilaçlarını kullanıyor. Birden solunum sıkıntısıyla acil servise gelip, bazen direk yoğun bakıma, bazen de servise yüksek düzeyde oksijen almak için yatan bir hasta grubu oluştu. Tedavide bir değişim yok. Antiviraller yine aynı. Üçüncü dalgada, virüsün dinamiği ve yoğunluğu değişti. İngiltere ile Avrupa deneyimi de bu şekilde. Bu hasta grupları için korunma önlemleri ön plana çıkıyor. Korunma önlemleri aynı, değişmedi. Yeni bir tedavi modeli yok. En iyi mücadele bu virüsü almadan, kedimizi korumak."

2.5-3 ay gibi periyoda yayacak olursak toplumun yüzde 75´ini aşılayabiliriz. O zaman salgının bitmesini ve hayatın normale dönmesini konuşabiliriz. Bunu da bir takvime bağlamak lazım. Aşılama hastalık yükünü azalttığında ancak salgında normalleşmeden bahsedebiliriz. Ancak maske, sosyal mesafe gibi genel toplumsal önlemleri tamamen kaldırmayı uzun bir süre düşünmeyeceğiz.