Türk Tabipleri Birliği (TTB), pandeminin birinci yılına dair paylaştığı raporunda, pandemi sürecinde test sayısının yetersizliği, aşının temin edilememesi, kısıtlama ve sosyal desteklerde sınıfsal eşitsizlik gibi birçok sorunun yaşandığını belirtti. Raporda, pandemiye dair verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması talep edildi.

Mezopotamya Ajansı'ndan Kadir Güney'e, pandemiyle geçen bir yılı değerlendiren İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Osman Öztürk, Türkiye’nin salgını ağır bir şekilde geçirdiğini ifade etti.

Öztürk, ülkelerin salgınla mücadele performanslarının değerlendirildiği çalışmalara bakıldığında Türkiye’nin başarısız ülkeler arasında yer aldığını söyleyerek Türkiye’nin tutarsız bir salgınla mücadele politikası izlediğini öne sürdü:

“Türkiye’de değişik aşamalarda değişik tutumlar alındı. En başta baskılamaya yönelik politikalar uygulanıyordu. Aslında hızlı bir şekilde tehlike sezilerek Bilim Kurulu oluşturuldu, okulların kapatması gibi önlemler alındı. Ama sonraki süreçlere baktığımızda benzer uygulamaları göremedik. Biz bu durumu eksik, yanlış, tutarsız uygulama olarak tarif ediyoruz”

‘HİÇBİR ZAMAN BİLİMİN IŞIĞINDA HAREKET ETMEDİLER’
Başarı hikayesi yaratma merakının başarısızlığın asıl sebebi olduğunu söyleyen Öztürk, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Salgın yeni başlamış, dünya telaş içerisinde ama siyaseten ‘biz buradan her hâlükârda bir başarı hikayesi yaratacağız’ kararının çıktığını görüyoruz. Sık sık dile getirdiğimiz gibi salgından çok algıyı yönettiler. Hiçbir zaman aklın, bilimin ışığında uygun zamanda uygun önlemler alınmadı. Bunun yapılması gerekirdi”

‘SALGININ MALİYETİNİ İŞÇİLER VE ESNAFLAR ÖDÜYOR’
Öztürk, örnek olarak ise pandemi tehdidinin büyüdüğü geçtiğimiz Kasım-Aralık aylarında tam kapanma kararı alınması gerekirken, ekonomik gerekçelerle bunun yapılmamasını gösterdi:

“Salgının bir ekonomik boyutu var. Tam kapanmaya gidildiğinde yurttaşlar, ‘ben evime kapanıyorum ne yiyeceğim devlet bana neden bakmıyor’ diyecekti. Bunu karşılamak istemediler. Devletin harcamaları çok düşük görülüyor ama salgının maliyetini işçiler, esnaf ödüyor. Bizi öldürenin sadece virüs olmadığını biliyoruz. Virüs bütün dünyada var ama bazı ülkelerde az, bazılarında ise çok insan öldürüyor.”

HER ŞEY ‘BAŞARILIYIZ’ MESAJI VERMEK İÇİN
Salgının başından itibaren verilen “başarılıyız” mesajlarının şimdi de aşı çalışmaları için yapıldığına dikkat çeken Öztürk, başarılı görüntüsü verdik demek için politikalar üretildiğini söyledi.

Aşı için bir program belinmiş olsa da bu konuda hala bir karışıklık söz konusu olduğunu vurgulayan Öztürtk, “Hem kendileri hem de diğer insanlar için tehlikeli oldukları için sağlıkçılardan başlanması normaldi. Kademe kademe olarak yapılıyor. Ama insanlar randevu alamıyor, aşı bulunamıyor. Aşı hikayesi yılan hikayesine döndü. Bakan günde 1 milyon aşı yapılacağını söyledi. Gerçekten de aşı ve organizasyonu olsa yapılır. Salgını kontrol altına alacak olan aşı değil, aşılamadır. Aşı olan insanı korur ama bütün toplumu koruyacak olan aşının yaygın yapılması” diye konuştu.