İstanbul'da düzenlenen aşı karşıtı mitinge katılanlar, miting alanına girişte maske kontrolünden geçirilse de alana girer girmez maskelerini çıkardı. Katılımcıların büyük çoğunluğu hem aşı, hem maske hem de PCR testlerine karşı olduklarını belirtirken, bir kişi alana girişte aşı karşıtlarına tepki gösterdiği için tartaklandı. Kimi katılımcılar miting alanına girişte insanların maskelerin çıkarılması yönünde çağrılar yaparken, içeriye giren herkese hijyen kuralları hiçe sayılarak aynı kutulardan lokum dağıtıldı. Katılımcılara içeriye girişte HES ya da aşı kartı kontrolü yapılmaması da dikkat çekti.

'GRİP OLUNCA ON TANE PENİSİLİN OLUYORUM AMA...'
Mitinge katılan bazıları ise neden aşı karşıtı olduklarını ya da aşılara güvenmediklerini ilginç iddialarla ortaya koydu. 44 yaşındaki Sinan Çalışkan, aşı olmadığını ve daha evvel Kovid de geçirdiğini söyleyerek "Her zaman gripten insan ölüyordu. Danimarka koronavürüsü salgın hastalıklardan çıkardı. İnsanlar her zaman ölüyordu. Ben her sene ağır grip geçiren bir adamım, yattığım zaman en az 10 tane penisilin alırım. Çünkü günde 10 tane ilaç kullanıyorum. Normal antibiyotik bana fayda etmiyor. Ben her sene oluyordum bu hastalığı. Gidiyordum doktoruma bana 10 tane penisilin yazıyordu. İki üç tane ağrı kesici veriyordu, iki üç günde kalkıyordum ayağa" dedi. Ataköy'den miting için gelen Melek Yokeş (65) ise iki doz aşı olduğunu, aşı karşıtı olmadığını ama aşılara inanmadığını söyleyerek "Bu aşıların üzerinden 5 sene geçmesi lazım. Bu aşıların ne olduğunu bilmiyoruz. Onun için bu alana aşı karşıtı olarak geldik. Ama aşı karşıtı değiliz. Böyle bilinmesini istemiyoruz. Aynı zamanda iki aşımı oldum. Ancak aşı olduğumda bu kadar bilinçli değildim. Üçüncü aşım BioNTech çıkınca mRNA aşılarını istemiyorum" diye konuştu.

'KORONAVİRÜSÜN ÖLDÜRÜCÜ OLDUĞUNA İNANMIYORUM'
İsmini vermek istemeyen bir kişi ise iş yeri zorunlu tuttuğu için ilk doz aşısını yaptırdığını ama ikinci dozunu olmayı düşünmediğini belirterek, "Mecburen aşı yaptırmak zorunda kaldım. Sadece ilk dozu yaptırdım. Ama bundan sonra aşı olmak istemiyorum. Çünkü kronik hastalıklarım var. Zaten bunlar da kronik hastalıkları tetiklemek için yaptırılan aşılar. Koronavirüsün bu kadar öldürücü olduğuna inanmıyorum. Bir virüs var bunu inkar edemeyiz. Ama aşılara güvenmiyorum. Çünkü astım aşısı olan bir insanım. Aynı zamanda virüsü yayan zihniyetin sağlıklı bir aşı çıkaracağını düşünmüyorum. Virüsü yayanların bu aşıları çıkaranların olduğunu düşünüyorum. Astım ilaçlarının faz çalışmaları bitmiş ve virüs izole edilmiş. Ancak koronavirüste izole edilen hiçbir şey yok. Tanımlanmayan bir şey." dedi.

DOKTORLARIN DİN İLMİ EKSİKMİŞ...
Osman Ural da iki doz aşısını yaptırdığını anlatarak by-pass ameliyatı geçirmesine rağmen sigara içiyor olmasını da fabrikaların kapatılmamasına bağladı. Ural, şunları söyledi: "Mecburen aşı oldum. Aşıyı neden isteyeyim? Ben by-pass ameliyatlıyım, kalp ameliyatı oldum. Elhamdülillah yaşıyorum. Sigara içiyorum inkâr etmiyorum. Bana yardımcı olsalar ya? Sigara fabrikalarını kapatsalar mesela? İnsanlar neden koronavirüsten ölüyor diyorsunuz, dünya ölümsüz mü?" Ural, binlerce doktor, insanların ölmesini mi istiyor o zaman sorusu üzerine ise "Benim ölmem veya yaşamam doktorun elinde değil. Din ilmi olmayan alime ben alim demem. Sadece dünyalık ilim hiçbir şeye yaramaz" şeklinde yanıt verdi. "Peki o zaman neden ameliyat oldunuz?" sorusunu ise "Şifayı buldum ama Allah beni yolladı oraya" şeklinde yanıtladı. Ural, kanser olursa doktora gidip gitmeyeceği konusunda ise tabii ki gideceğim diyerek sözlerini noktaladı.