TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, hakkında başlatılan soruşturmanın ardından İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde ifade verirken suçlamaya ilişkin Sol Haber'e konuştu. Okuyan, hakkındaki soruşturmanın TELE 1’de yaptığı konuşma dolayısıyla başlatıldığı dile getirirken suçlamanın TCK 213’ten yapıldığını söyledi. “Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak” şeklindeki suçlama maddesinin ilginç olduğunu dile getiren Okuyan, ifadesinde siyasetin yalnızca sandıktan ibaret olmadığını, bir siyasetçi ve siyaset bilimci olarak böyle dar bir siyaset çerçevesini kabul etmediğini söylediğini ifade etti. ‘BİZ HALKIN İRADESİNİ SAVUNAN BİR PARTİYİZ' Suçlamada kastedilen darbe imasını kabul etmediklerini sözlerine ekleyen Okuyan, ifadesinde “Biz halkın iradesini savunan bir partiyiz. Ama suçlanan sözlere gelecek olursak, ekonomik ve toplumsal nedenlerle desteğini yitiren bir hükümetin illa seçimle gitmesi gerekmez. Zaten AKP içinde de bunu gösteren hesaplaşmalar öne çıkıyor son dönemde” dediğini aktardı. ‘ÖRGÜTLÜ BİR PANİĞE KAPILMAZ DİYORUZ' Hakkında açılan soruşturmaya ilişkin soL’a değerlendirmede bulunan Okuyan, şu ifadeleri kullandı: Zaten Tele 1 programından sonra malum çevreler tarafından yaratılan hezeyan sonrası böyle bir soruşturma bekliyorduk. Hatırlanacağı üzere Tele 1’e de para cezası verilmişti program sonrasında. Partimiz son dönemde yaptıklarıyla, etkinlikleriyle, mitingleriyle ve örgütlenmesiyle gündeme geliyor. Bu süreçte bize yapılan böylesi bir suçlama son derece temelsiz. Biz görevimizi yapmaya, düşündüklerimizi söylemeye devam edeceğiz. Aklımıza gelecek son şey yapılan suçlamadaki gibi ‘halkı paniğe sevk etmek’ olur. Tam tersine, biz halkın özgüven kazanması için çalışıyoruz, örgütlü bir halk paniğe kapılmaz diyoruz. Yapılan bu suçlamanın hiçbir karşılığı yok. KEMAL OKUYAN NE DEMİŞTİ? TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, geçtiğimiz temmuz ayında Tele 1 ekranlarında yaptığı konuşma sonrası yandaş medya tarafından hedef gösterilmişti. Okuyan, söz konusu konuşmasında "AKP’nin karşısında durmakta olan ya da yeni durmaya başlayan emekçiler, kadınlar, gençler, yani Türkiye’de AKP’nin ne anlama geldiğini fark eden kesimler ile AKP arasında nihai bir hesaplaşmaya doğru gidiyoruz. Bu hesaplaşma kimilerinin iddia ettiği gibi sandığa sıkışmayacak. Hatta çok net söylüyorum: Sandıktan önce görülecek bu hesaplaşma, sandık bir sonuç olacak" demişti.