53 yıl önce bugün, 16 Şubat 1969'da İstanbul’a gelerek Dolmabahçe önlerine demirleyen 6. Filo’yu protesto etmek için düzenlenen "Amerikan Emperyalizmine Karşı İşçi Mitingi"nde gösteri yapan 40 bini aşkın eylemciye, günlerdir sağcı basın tarafından provoke edilen militanların 'Müslüman Türkiye' sloganlarıyla saldırmasıyla başlayan olaylarda Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan öldürüldü; yaklaşık 200 kişi yaralandı. Olay tarihe 'Kanlı Pazar' olarak geçti. Saldırılar için günler öncesinden toplantılar yapıldığı, İstanbul dışından insanlar getirildiği ve iki kamyon sopanın sağcı militanlara dağıtıldığı ise sonradan ortaya çıkan detaylardandı..

NELER OLMUŞTU?
Saldırı 6. Filo’nun Türkiye’ye gelişini protesto eden yurttaşlara karşı yapılmıştı. 1967 yılından itibaren Türkiye’ye gelmeye başlayan Amerikan 6. Filosu'nun her ziyaretinde, öğrenciler anti-emperyalist protestolar düzenlemişlerdi. ‘Kanlı Pazar’ da, böyle bir gündü...

1969 yılının 10 Şubat’ında Dolmabahçe açıklarına demirleyen 6. Filo’nun temsil ettiği Amerikan emperyalizmine karşı, yurtsever öğrenci eylemleri başlatılır. 16 Şubat Pazar günü, ‘Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü’ düzenlenir. 

Yürüyüşe sadece öğrenciler değil, işçi sendikaları, meslek kuruluşları ve sosyalistler de katılacaktır. Aynı zamanda, gerici örgütlenmelerin sosyalistlere açıktan saldırı çalışmaları da sürmektedir. 

GERİCİLER SAVAŞ İLAN ETTİ
14 Şubat’ta yapılan ‘Bayrağa saygı’ mitingi, gericilerin gövde gösterisine dönüşür ve Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin Başkanı İlhan Darendelioğlu, Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) Cağaloğlu’ndaki merkezinde '… Pazar günü komünistler miting yapacak, biz bu mitingde savaşacağız. Silahı olan silahıyla, olmayan baltasıyla gelsin…' der. Öğrencilerin 1968’de öldürülen Vedat Demircioğlu anısına düzenlediği eylemler de yine gericiler tarafından hedef gösterilir. 

Öğrenciler, 10 Şubat’ta Dolmabahçe Rıhtımı gönderine, 11 Şubat günü ise İstanbul Beyazıt Yangın Kulesi’ne Demircioğlu anısına bayrak çekerler. Gerici basında bu olay, ‘Kuleye kızıl bayrak çekildi’ olarak verilir. Abdullah Gül, o dönem MTTB İcra Kurulu Başkanı’dır. 

Milli Gazete’de köşe yazarlığı yapan Mehmet Şevki Eygi, ‘ihtilal’e karşı İslamcı kitleleri ‘sopa, balta ve taşını alarak vazifesini yapmaya’ çağırır. 15 Şubat’ta Adapazarı’ndan, Bolu’dan otobüslerle getirilen kitleye, sopa ve bıçaklar dağıtılarak, işçi yürüyüşüne yapılacak saldırının son hazırlıkları da tamamlanır. 

TAKSİM'E ANTİ-EMPERYALİST YÜRÜYÜŞ
16 Şubat’ta saat 14.00’te Beyazıt’ta toplanan 30 bin kişi, Sultanahmet, Sirkeci, Karaköy, Tophane üzerinden Taksim’e doğru yürüyüşe geçer. Yürüyüş esnasında sayı 40 bini bulurken, ‘Emperyalizme Hayır, Sosyalizme Evet’, ‘Köylüye Toprak Yok, Amerikan Üslerine Toprak Çok’, ‘Vietnam’da Barınamayan Türkiye’de Tutunamaz’ sloganlarıyla ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri hedef alınmaktadır. 

Gümüşsuyu’nda İstanbul Teknik Üniversitesi önünden Taksim’e doğru yürünürken, grubun küçük bir kısmının Taksim Meydanı’na girmesinin ardından, polis, bombalar atarak kalan kitleyi dağıtır. O esnada, Dolmabahçe Camii’nden Taksim Parkı’na gelerek hazır bekleyen gerici grup, alana giren yürüyüşçülere saldırır. 1500 polisin gözleri önünde yaşanan saldırı esnasında, yaralananlar bir de polis tarafından dövülür ve gözaltına alınır. 

Saldırı esnasında, TİP üyesi Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı işçiler öldürülürken, yüzlerce kişi de yaralanır. Saldırının ardından, gerici kitle alanda miting yaptıktan sonra Saraçhane’ye kadar bir yürüyüş gerçekleştirir. 

O dönem İstanbul Valisi olan Vefa Poyraz, 20 yıl sonra ‘Kanlı Pazar’la ilgili olarak, 'Kanlı Pazar olayı İrticai bir hareket değil, sol bir hareketti. 171 sayılı kanuna göre sol yürüyor, bu yürüyüşe mani olmak isteniyor, İdare de bunları önlemek istiyor. Ama Taksim’de ani bir halk hareketi, ani bir karşılaşma oluyor, iki kişi maalesef hayatını kaybediyor. Olay öncesi de Bugün gazetesi’nde çıkan Mehmet Şevket Eygi Bey’in yazıları, toplu namazlar, filan... Namaz kılıyorlar, ama bunlar kendi içlerinde maksatlı olabilir, camiye gidip insanları yargılayamazsınız' değerlendirmesi yapar. 

'Solcuların soluk alışlarını bile izliyorum' diyen İçişleri Bakanı Faruk Sükan ise, olayı ‘tamamen komünistlerin tertibi olarak’ niteler ve 'tam bir ihtilal provasıydı o. Eğer tedbir almamış olsaydık, büyük hadiseler olacaktı' der. 

KİMSE CEZA ALMADI KATİLLERİ KORUDULAR
İki kişinin öldürüldüğü, yüzlerce insanın yaralandığı saldırıyla ilgili olarak cezalandırılan kimse yoktur. Öldürülen Ali Turgut Aytaç’ın bıçaklanma anını gösteren fotoğraftaki bıçaklı kişi ve izleyen polis sorgulanır. 'Bıçağı yerde buldum' diyen Seyit Atmaca serbest kalırken, polis Haşim Bozkurt önce tutuklanır daha sonra mahkeme tarafından suçsuz bulunarak serbest bırakılır. 

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğrenci Birliği’nin 21 Şubat’ta yayınladığı ‘Kanlı Pazar’ gazetesinde olayla ilgili şu değerlendirme yer alır: 'Düpedüz oyundu bu. Amerika'nın işbirliğini övdüğü iktidarın, polisleri ve çember sakallıları yurtseverlere karşı saldırttığı bir oyundu. Yakasında bayrak olmayan herkese vuruyorlardı... Ve ‘Anti-Toplum’ polisleri, suçlu diye yaralı, dövülmüş yurtsever yürüyüşçüleri nezarete götürüyorlardı. Bu saldırı olurken 6. Filo'dan kalkan bir helikopter, alay eder gibi olayları havadan izliyor, Amerikalılar otellerde içki ve kadın âlemleri yapıyor, iktidar da AP'nin kuruluşunu baloyla kutluyordu.'