Irak’tan Akdeniz’e uzanacak bir koridorun yaratılması; TSK’nin müdahaleleriyle önlendi. Ama koridoru oluşturma stratejistinin geri adım atmasına yetmedi.

Türkiye yönetimi, mezhepsel anlayışla komşu Suriye yönetimini düşman ilan etti. Yönetimi devirip İhvan’ı iktidara taşımak için Suriye’nin ayrılıkçı unsurlarıyla açıktan işbirliği yaptı. Önce “Özgür Suriye Ordusu” ve sonra “Suriye Milli Ordusu” adını verdiği isyancı gurup içinde birçok radikal İslami unsurların yer almasını adeta organize etti.

“Stratejik müttefik” olarak kabul ettiği ABD’nin Suriye PKK’sı olan PYD’yi “kara gücü” ilan etmesine ve sınırımız boyunca koridor var etme amacına rağmen; toprak bütünlüğünden yana olduğunu söylediği Suriye’yi parçalayan değirmene su taşıdı.

Tatmin olmayan emperyal iştah; Corona 19 salgını sürecinde hız kesmişti. 3-4 aylık sessizlik dönemi; pandemi önlemlerini gevşetildiği bugünlerde TSK’nın KUZEY Irak’a yaptığı “Pençe Kaplan” operasyonu ile önceki çatışma dönemine dönülmüş oldu.

Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal’ın, “bir koyup üç alma” tamahkarlığıyla Türkiye’nin başına çuval geçirme süreci başlatmasına benzer koşullar yaşanıyor. Çünkü Kuzey Irak’ta “uçuşa yasaklı bölge” yaratan Amerika, Türkiye merkezli “Çekiç Güç” ile Kuzey Irak’ta Barzanistan oluşturmuştu.

Aynı Amerika, “kara gücü” olan PYD’ye Fırat’ın doğusunda kendi kontroluna bir bölge oluşturdu.

Şimdi buranın Kuzey Irak Otonom bölgesi gibi bir statüye kavuşturulması taşları döşeniyor.

O amaçla ENSK (Suriye Kürt Ulusal Konseyi) ile PYNK (Kürt Ulusal Birliği Partileri) bir araya getirildi. Pandemi ile mücadele sürecinde, ABD’nin Uluslaraası Koalisyon Danışmanı William Robak arabuluculuğu ve sponsorluğunda bir araya getirildi. QSD (Demokratik Suriye Güçleri) Komutanı Mazlum Ebdi ile ENKS ve PYNK unsurları arasında müzakere süreci başlatıldı.

Mesut Barzani’nin Rudaw haber portalı, ENKS ile PYNK arasındaki çalışmaların sonuç bildirisini duyurdu: Açıklamada; “2014’deki Duhok Anlaşmasının maddelerrini her iki heyet arasındaki görüşmelerin temeli olarak kabul edilmiştir” deniyor.

Duhok Anlaşması; “Yönetim, Ortaklık ve Savunma” anlaşmasıdır.

Kuzey Irak Kürt Otonom Bölge lideri Mesut Barzani, kendi çizdisindeki Suriye Kürt Ulusal Konseyi (KUK) ile PKK’nın omurgası olan SDG lideri Mazlum Kobani ile Cenevre’de Suriye Anayasası oluşturma konusunda görüşmeleri sürdürmüş.

Al-Monitor da 1 Mayıs’ta PKK, YPG ile Barzani’nin Erbil’de görüştüklerini duyurdu.

YPGPYD, Suriye Demokratik Birlik Partisidir. Amerika insiyatifi ve sponsorluğundea gerçekleştirilen görüşmeler, Suriye’deki bütün Kürt grupların bu yapı içinde birleşmelerini sağlamak amaçlıdır.

Son toplantının Nisan başında ABD’nin “”HASEKE dışındaki bir üssünde” yapılmıştır.

Rudaw’a yapılan açıklamada Kuzey Irak Kürt Otonom Bölgesi lideri Mesut Barzani ile Güney Bölgesi Başbaknı Neçirvan Barzani’ye teşekkür edilir.

Ayrıca; “tüm halkların ve inançların garanti altına alındığı çok renkli ve demokratik bir Suriye için güçlü destek veren ABD’ye teşekkür ederiz” denmiştir.

Bu gelişmeler karşısında ve ABD sponsurluğunda gerçekleşen toplantıdan iki gün sonra, TSK, Pençe-Kaplan Harekatını başlattı. Yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadelesine girişti.

Haziran 2020’de başlayan Pençe-Kaplan Harekatına kadar TSK 8 Harekat daha gerçekleştirmişti. PKK’nın üs bölgesi olan Kandil; jetler ve tanklarla hallaç pamuğu gibi atılmıştı. Özellikle 20 Mart 1995’de 35 bin kişilik Kolordu ile Korgeneral Hasan Kundakçı (Tamburalı) komutasında yapılan ve 43 gün süren Harekat ile Haftanin bile abluka edilmişti.

Yapılan sınır ötesi harekatlar şunlardır:

1995’de Çelik Harekatı,

1997’de Çekiç Hareatı,

1997’de Şafak Harekatı,

2008’de Güneş Harekatı,

2015’de Şah Fırat Harekatı,

2017’de Zeytin Dalı Harekatı,

2019’da Barış Dalı Harekatı,

2020’de Pençe-Kaplan Harekatı.

Ne yazık ki Türk ekonomisine ciddi yüklere ve Türk dış politkasında önemli kırılmalara yol açan bu operasyonlar; sonuç alınmaktan uzak kalmaktadır! (19.06.2020).

***

KADININ ADI CUMHURİYET İLE VAR OLDU

Arap kültürünü İslam, İslam’daki haram saltanatı meşru gören Osmanlı Hanedanlığı; geleneksel Türk kadın tipini yok etmiştir. Çünkü Türklerde kadın ile erkek yaşamın her anında eşittir. Sosyal, siyasal, ekonomik ve askeri konularda birliktedir. Anadolu’ya da Bacıyan-ı Rum örgütlülüğüyle yansımıştır. Ancak Arap halifelik yönetimi etkili saltanat anlayışı; “kadın adını” yok etmiştir.

1908 Meşrutiyet Devrimi’nden itibaren kadının okullu olma süreci kısıtlı da olsa başlamıştır. Özellikle saray kadınları, daha çok padişah analarının etkisiyle, içeride modern kıyafetli görünmüşlerdir.

Ancak kitlesel olarak kadının yaşama katılma süreci; Cumhuriyet’le başlar. 15 Haziran 1923’te Nezihe Muhiddin’in topladığı Kadın Şurası; “Kadınlar Halk Fırkası” oluşumunu “Türk Kadınlar Birliği” şekline dönüştürür. Bundan itibaren Türk kadının yükselme süreci başlar:

Kadın ilkler:

. 1924 yılında Ferdane Bozdoğan ilk hekim (diş doktoru), Esma Deniz ilk diplomat, Sabiha Bengitaş da ilk heykeltıraş oldular.

. 1925 yılında Suat Berk ilk hakim, Nebahat Sarıyal ilk savcı ve Süreyya Ağaoğlu ilk avukat oldular.

. Zeyra Say; Medeni Kanun gereği ilk resmi nikahı 1926’da gerçekleştirdi.

. Seniha Sami Moralı, 1927’de ilk müzeci oldu.

. Sabiha; 1927’de tek kız olarak girdiği Yüksek Mühendis Mektebi’nden (şimdiki İTÜ) 1933 yılında ilk kadın inşaat mühendisi olarak mezun oldu. Hem de okulun yetenekli voleybolcusuydu. Fenerbahçe erkek voleybol takımıyla antrenmanlara çıkıyordu. Takım kaptanı Bedii Süheyl’in önerisiyle 1929’da takım kaptanı olarak sahaya çıktı. Ve takım, yenilgisiz olarak şampiyon oldu. Hem Türkiye ve hem de dünyada bu bir ilkti.

. 1928’de İclal Ersin ilk muhasebeci ve ilk banka müdürü oldu.

. 1929’da Feriha Tevfik, ilk Türkiye güzeli oldu.

. 1932’de Samiye Cahit Morkaya ilk otomobil yarışçısı, Keriman Halis Ece ilk dünya güzelimiz oldu.

. 1933’de Nüzhet Gökdoğan ilk gökbilimci ve ilk dekan oldu. Müfide İlhan ilk belediye başkanı, Gül Eser ilk muhtar, Zehra Kosova Durmaz da ilk sendikacı ve Bedriye Tahir Gökmen ilk pilot oldular.

. 1934’te Semiha Berksoy ilk opera sanatçısı, Asime Şehsuvaroğlu ilk otomobil ehliyeti sahibi oldu.

. 1935’de Kamile Şevki Mutlu ilk tıp profesörü oldu. Yıldız Uzman da ilk paraşütçü oldu.

. Türkiye Kadınlar Birliği, 1935 yılında “Dünya Feminizm Kongresi” İstabul’da topladı. Başkanı Latife Bekir, Başkan yardımcıları Aliye Esad, Lamia Refik, Nermin Muvaffak ile toplam 24 delege olarak katıldılar. Aynı yıl yapılan seçimlerde TBMM’e seçilen kadın milletvekilleri de katılmışlardı. Yıldız Sarayı’nda gerçekleşen Feminizm Kongresi’nin konuşma kürsüsü arkasına asılan iki bayrağının arasında; “Justice adalet“ yazıyordu. Çocuk gelinler ile kadın-erkek eşitliği konuları görüşüldü. Birlik Başkanı Latife Bekir, şu konuşmayı yaptı:

“Türk kadınını haremin kafeslerinden kurtarıp parlamento kürsüsüne getiren, Türk kadınını erkeğin yanında hak ettiği yere davet eden Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya minnet borcumuz vardır…” dedi.

Beş çocuk annesi ve 1890 doğumlu milletvekili Satı kadın da; “ben 19 Mayıs 1919’da doğdum; o güne kadar nefes alıyorduk ama insan gibi yaşamıyorduk” dedi.

. 1937’de Sabiha Gökçen ilk savaş pilotu, Sabire Aydemir ilk veteriner hekim ve Emel Gazimihal ilk radyo spikeri oldu.

. 1943’de Jale Lale ilk arkeolog, Selma Emiroğlu ilk karikatürist oldu.

. 1946’da Adile Tuğrul, Mualla Bayülgen, Münevver Erdoğdu, Nermin Şen ilk hostes oldular.

. 1949’da Cahide Sonku ilk film yönetmeni oldu.

. 1950’de Semiha Es dünyanın ilk savaş muhabiri unvanı aldı. Yıldız Morgan ilk eğitimli fotoğrafçı oldu.

. 1951’de Aliye Berger ilk gravürcü oldu.

. 1952’de Afife İpek Erzurum’da ilk belediye zabıtası oldu.

. 1953’te Feriha Şaner ilk emniyet müdürü oldu.

. 1955’de Dervişe Koç ilk sendika başkanı oldu.

. 1957’de Hikmet Cengiz ilk komiser oldu.

. 1958’de Leman Bozkurt Altınçekiç Türkiye ile NATO’nun ilk jet pilotu oldu.

. 1959’da İlgi Öztuncer ilk kaptan oldu.

. 1962’de Beyza Bilgin ilk vaiz oldu.

. 1968’de Nuran Devres ilk televizyon spikeri oldu.

. 1971’de Türkan Akyol ilk bakan oldu.

. 1975’de Behice Boran ilk parti genel başkanı oldu.

. 1979’da Nesrin Olgun Manş Denizi’ni yüzerek geçen ilk Türk sporcu oldu.

. 1982’de Filiz Dinçmen ilk büyükelçi oldu.

. 1983’de İnci Özdil ilk orkestra şefi oldu.

. 1986’da Lale Orta, ilk futbol orta hakemi oldu.

. 1987’de Tennur Yerlisu ilk dünya şampiyonu sporcumuz oldu.

. 1990’da Seher aytaç ilk makinist oldu.

. 1991’de Lale Aytaman ilk vali oldu.

. 1992’de Özlem Bozkurt ilk kaymakam oldu.

. 1993’de Tansu Çiller ilk başbakan oldu.

Cumhuriyet yönetiminin açtığı yolla insani kişilik kazanan Türk kadınlarından aymaz olan biri; “kadının adı AKP ile var oldu” diyor.

Din istismarcısı ve Cumhuriyet kazanımlarının yok edicisi bir partinin mensubu olarak partisinin saptırma stratejisinin gereğini mi ifade ediyor. Yoksa cehaletinin sınırsızlığını mı açığa vuruyor!

Aklı başında biri biliyorsa; lütfen bana da söylesin.