Gelecek Partisi ve Saadet Partisi geçen Hafta Meclis'te Saadet Partisi çatısı altında bir meclis grubu kurduğunu kamuoyuna duyurmuştu. Saadet Patisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, mecliste ilk ortak grup toplantısını düzenledi.

İlk olarak sözü alan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu şu konuşmayı yaptı: 

"Bu ilk grup toplantımıza bizleri kırmayarak iştirak eden bütün kardeşlerimize şükranlarımızı arz ediyorum. Siyaset tarihimize kayıt düşecek bir gündeyiz. Uzunca bir aradan sonra, buradayız. TBMM'nin 28 Dönemi'nde Saadet Partisi Meclis Grubumuzun ilk grup toplantısını yapıyoruz. Saadet Partisi Meclis Grubumuzun önceliği önce ahlaktır.

Sayın Davutoğlu'na ve arkadaşlarına tevazu ve özveriye dayalı, birlikte siyaset yapma süreci için şükranlarımı iletmeyi görev biliyorum. Siyaseti kişisel kazan imkanı kabul edenler bizi anlayamazlar. Biz siyaseti; millete hizmet üretme fırsatı kabul edenleriz. Bizim için siyasi makamlar kudret sahibi olmaya değil, adaleti kurmaya bir araçtır. İnanıyorum ki bu grup; milletin beklentilerinin mecliste söz, ses ve siyaset olarak vücut bulmasını sağlayacaktır.

BEŞ TEMEL ÖLÇÜMÜZ OLACAK
Bizim, parlamento çalışmalarında beş temel ölçümüz olacak; Güçlü bir Türkiye için çalışıyoruz. Bunu hayal ediyoruz. Atılan her adım 'Türkiye'yi güçlendiriyor mu?' diye bakacağız. Müreffeh bir Türkiye istiyoruz. Getirilen düzenlemelerin milletin refahını artırıp, artırmadığına bakacağız. Gelen düzenleme milleti eziyor mu, sömürüyor mu diye bakacağız. Biz üreten, özgür, öncü bir Türkiye hedefliyoruz. Ölçümüz, terazimi budur. Buradan iktidara sesleniyorum; gelin israftan vazgeçin. Türkiye'nin kalkınmasını istiyorsanız önce kamuda israfı, ekonomide yolsuzluğu, adam kayırmayı bir tarafa bırakın. Biz de size o zaman destek veririz. 

"MTV'NİN İKİ KAT ÖDENMESİ VAADİ YOKTU"
Ne yazık ki; Seçimlerden bugüne yapılanlara, yapılmayanlara, söylenenlere ve söylenmeyenlere baktığımızda; “Yalan ve İftirayla Seçim Kazanıyorlar, Talanla Ekonomi Yönetiyorlar” demek mümkün.
28. Dönem Milletvekili seçiminin üzerinden iki ay, Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden ise 45 gün geçti. Bu sürede, İktidar tarafından ortaya konan bir takım icraatlar var.

TBMM’de Cumhur İttifakı işbirliğiyle kabul edilen kanunlar ve sunulan kanun teklifleri var. Öncelikle şunu görmek gerekir ki; Sn. Erdoğan, Ak parti ve Cumhur İttifakı seçim sürecinde dile getirmediği birçok icraata da girişti. Seçim beyannamelerinde, seçim mitinglerinde yer almayan birçok hususu, kısa sürede icraata koydu. Seçim sürecinde devletin kasasından elini çekmeyen iktidar, seçimden sonra milletin kesesine el atmaktan çekinmiyor.

2023 yılında ödenecek MTV’nin iki kat ödenmesi vaatleri yoktu. Hemen hayata geçirdiler. Katma Değer Vergisi oranlarında artış şeklinde bir vaatleri yoktu. KDV oranlarında 2-12 puan arasında artış yaptılar.

Faizleri düşüreceğiz demişler hatta bir de üstüne “NASS” kavramı ile teminat göstermişlerdi. Fakat, kabine oluştuktan ve Merkez Bankası yeni başkanı göreve başladıktan hemen sonra Cumhuriyet tarihinin tek seferdeki en büyük faiz artışını yaparak işe başladılar. Politika faizini %75 artırmakla yetinmediler. Vergi ve harçlarda da %50 ila %228 arasında artış yaptılar. Üniversite öğrencilerine ÖTV-KDV muafiyetli telefon ve bilgisayar vaat etmişlerdi. Biz yanlış anlamışız vergi muafiyeti değil vergi eziyeti vaat etmişler. Yurt dışından edinilen telefonların, kayıt ücreti 6 bin TL’den 20 bin TL’yle yükselttiler.

DAVA DEDİĞİMİZ BÜYÜK MİRASI KÜÇÜLTENLERE SESLENİYORUM

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle: 

Erdemli siyaset öncülerine selam olsun. Bu erdemli siyaset mücadelesinde omuz omuza verdiğimiz Sayın Karamollaoğlu, değerli milletvekilleri ve misafirlerimiz hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çok çetin süreçlerden geçerek bu güne geldik. Tarih 20 Temmuz 2001. Rahmetli Başbakanımız, Erbakan, Saadet Partisi'ni kurdu. Bugün gelinen noktada Saadet Partisi'ni görmekten gurur duyuyorum. 

Aynı şekilde çileli bir yolculuktan sonra, ağır baskılar altında 12 Aralık 2019 tarihinde, tam bir samimiyetle yola çıkarak ülkenin üzerine çöken karabasan bulutlarını dağıtan cesur yürekli Gelecek Partisi kurucularına da selam ediyorum. Nice arkadaşlarımız bu yolda bedeller ödedi. Devlete nüfuz etmiş bazı çeteler, arkadaşlarımızı mahkemelere verdiler. Her düzeyde her bir Gelecek Partili mensub, ağır baskılar karşısında cesaretle direndi. İşte buradayız. Birlikte buradayız. Birlikte burada burada olacağız.

15 Temmuz’da hain bir çete devletimize nüfuz etmiş ve Meclisimizi bombalarken ayağa kalkan bir millet bu çeteye dur dedi. Bugünkü iktidar sahiplerine sesleniyorum, 15 Temmuz şehitlerinin kanı üzerinde kumar oynamayın. 15 Temmuz şehitlerinin elleri yakanızda olacak.

İKTİDARA SESLENDİ: 'MİLLETİMİZ SİZE BİR UYARI VERDİ'
1946 da dahil bugüne kadar gelen seçimler dahil devlet imkanlarının en hoyrat kullanıldığı bir seçim yaşadık. Montaj videolar yalan kampanyalarla tam bir psikolojik harp uygulandığı bir seçimdi. Buna rağmen yüzde 48-52 şeklinde bir denge oluştu. Toplumumuz karpuz gibi ortadan ikiye ayrılmış gibi görünüyor. Biz Gelecek ve Saadet Partisi milleti bütünleştirmenin, milletin vicdanını harekete geçirmenin mücadelesini vereceğiz. Seçim sonrasında iktidar tüm devlet imkanlarını kullanarak kazandığı pirus zaferini geçmiş yolsuzluklarına ibra imiş gibi tutumunu değiştirmeden siyaset yöntemini kullanıyor. 

"MUHALEFET CİDDİ BİR SAVRULMA YAŞIYOR"
Halkın yüzde 48’i bize neden karşı çıktı diye düşünmediler. Milletimiz size bir uyarı vermiştir. Muhalefet kendi iç muhasebesini yaparken ciddi savrulma da yaşıyor. Altılı masanın kazanımlarını tehdit eder hale geldi. Seçmen bize bir mesaj vermiştir. Milletin iradesini tartışmayalım, millet bize ne demek istedi onu konuşalım. Biz şu sonuca vardık, milletin verdiği mesaj, “Bu iktidardan memnun değilim ama önümüze güçlü bir alternatif koyamadınız” dedi millet. Milletimizin önüne güçlü bir alternatif koymak için bir araya geldik, artık önünüzde güçlü bir alternatif var.

İSVEÇ'İN NATO'YA ÜYELİĞİ
İsveç'in üyeliğinin konuşulduğu bu günlerde, Bosna Hersek'in üyelik eylem süreci dondurulmuşken, masaya konulan en önemli dosyalardan birisi Bosna Hersek'in NATO'ya üyelik süreci olmalıdır. Bakanlık ve Başbakanlık süreçlerimde takip ettiğim bu süre. maalesef bizden sonra takip edilmedi. Bu süreç önemlidir. Çünkü NATO'ya üyeliği ile birlikte Bosna Hersek'in toprak bütünlüğü teminat altına alınacak ve Türkiye Cumhuriyeti, Bosna Hersek'in bu anlamda koruyucusu olacaktır.

'3-5 MİLYAR DOLAR İÇİN AVUÇ AÇMAYIN'
15 Temmuz 2016'da hain bir çete devletimize nüfuz etmiş ve bir gece milletimizi bombalarken, milletimiz bu çeteye 'Dur' dedi. 15 Temmuz şehitlerinin kanları üzerinde, kendi otoriter yolsuzluk düzenlerini kuran bugünkü iktidar sahiplerine sesleniyorum; 15 Temmuz'un aziz şehitlerinin kanı üzerinde kumar oynamayın. Kendi İçişleri Bakanınızın, 15 Temmuz'un faili ilan ettiği bir ülkeye, bugünkü ekonomik yoksullaşmanın sorumlusu olarak, gidip 3-5 milyar dolar için avuç açmayın. 

'CUMHUR İTTİFAKI'NDAN KOPANLARIN OY VERECEĞİ BİR ALTERNATİF İÇİN ÇALIŞTIK'
Sayın Karamollaoğlu ve biz seçim öncesinde çok çaba sarf ettik. Cumhur İttifakı'ndan kopanların rahatça oy verecekleri bir alternatif için çok çalıştık. Olmadı. Ama şimdi önümüze bakacağız. İki bakan değişmedi sadece; biri Kültür ve Turizm Bakanı biri ise Sağlık Bakanı. Niye? Çünkü tam seçim ortamında Ege'de imar yasağı getirilen yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na verildi. Yetmedi. Anadolu'nun her bir köşesindeki yerlere rant olarak baktılar. Bizim meselemiz vatanın her bir köşesini korumaktır. İstanbul'u korumayı boynumuzun borcu biliyoruz. Onun için 'imar yasası' demiştik, karşı çıktılar.

Eğer bir ülkenin gençleri, başka ülkelere gidebilmek için riski yolculukları göze alıyorsa vatan tehlikededir. Gençlere, 'Giderseniz gidin' diyen o hoyrat sese sesleniyorum; Bu vatanın evlatları, bu vatanda yaşamaya devam edecektir. Ama siz iktidardan gideceksiniz.

AK Parti Genel Başkanı'ndan başlayarak Cumhur İttifakı'nın bütün üyelerine bakın. Hepsi seçim boyunca bizlere, ağır hakaretlerle saldırdılar, montaj videolar yayınladılar. Cumhur İttifakı'na oy vermiş seçmen kardeşlere de seslenerek, biz bölmeye değil birleştirmeye geliyoruz. Biz kutuplaştırmaya değil, kucaklaştırmaya geliyoruz.

"BİR HAFTA İÇİNDE TUTUM DEĞİŞTİRDİLER"
Bir hafta önce Sayın Erdoğan, İsveç'e şöyle hitap etti; Boşuna uğraşma İsveç, sen benim mukaddes kitabım Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına izin verdikçe NATO'ya giremezsin. Aynı günlerde Bahçeli, 'İsveç'le ilişkilerimizi keselim' diyordu. Bunlar böyle işte. Bir hafta içinde tutum değiştirdiler. Ne tutum koydunuz İsveç'e? Sebebi çok açık. Biden ile bir görüşme yapabilmek için taviz verdiler. Bundan sonra Sayın Erdoğan'ın ilk hedefi; Washington'a bir saatliğine de olsa gidebilmektir.

"BİZE LGBT'Cİ DİYEN ERDOĞAN'A SESLENİYORUM..."
Kapılar kapılar ardında bile ağzımızdan çıkmayan bir sözcük TBMM’de kadına yönelik söylenmişse kadına saygıdan söz edilebilir mi? Bu nezaketsizliğe son vermeye geleceğiz. Hekimlere “giderlerse gitsinler” diyen nobran sesi unuttuk mu?

Her şeyin telafisi mümkündür. Bir tek umudu kaybederseniz telafi edemezsiniz. Başkalarının ahlakıyla ahlaklanmamayı ilke ediniyoruz. Bize LGBT’ci diyen Erdoğan’a sesleniyorum: Bu topluluktan LGBT’ci çıkmaz ama sizden de aileyi koruyan çıkmaz.

ERDOĞAN'A SERT SÖZLER: 'O ZAMAN SEN DE TOKATLANANSIN...'
Tokatçı meselesi… Sayın Erdoğan bu tabirleri nereden buluyor bilemiyorum. Onlara hakaret, bize nezaket yakışır. HÜDA Par, YRP meclise zembille mi indi? Onlar da AK Parti’yi mi tokatladı? O zaman sen de tokatlanansın. Rıza Zarrab kimi tokatladı? Bu saatten sonra Hazineyi tokatlayan olursa karşısında 20 cesur yürek olacak. Siyasi iktidarın sonu gelirken, biz daha yeni başlıyoruz.