2014’ten bu yana, Kırım ve Donbas ihtilafı üzerinden devam eden Rusya Ukrayna çatışması, 2021’in sonlarından bu yana tekrar alevlendi. AKP hükümetinin NATO ve damadın SİHA’ları aracılığıyla dahil olduğu bu çatışma ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. 

Ukrayna ile Rusya arasındaki kriz, son haftalarda dünya gündeminin ilk sıralarında yer alıyor. Aslında iki ülke arasındaki kriz, 2014’ten bu yana zaman zaman hareketlenen “donmuş ihtilaf” halinde devam ediyor. Fakat, NATO’nun zaten başından beri dahil olduğu soruna daha agresif bir biçimde dahil olacağının ve AKP hükümetinin de Ukrayna’dan yana tavır takınacağının sinyallerini vermesi, sorunu ülkemiz açısından daha dikkat çekici hale getiriyor. Bugün ne olduğuna geleceğiz, fakat önce ihtilafın çıkış noktasına bir bakalım. 

İHTİLAF NASIL BAŞLADI?
2010 genel seçimlerinde, muhaliflerinin Rus yanlısı olmakla suçladığı, Viktor Yanukoviç itirazlara rağmen seçimlerden zaferle çıkmıştı. Yanukoviç’in IMF politikalarını reddedip AB ile Serbest Ticaret Antlaşması’nı askıya alma kararı üzerine Kasım 2013’te başlayan Batı destekli Yevromeydan protestoları ülkede siyasi krize yol açtı. Ardından iktidarın Rusya ile işbirliğini artırmasıyla gösteriler tüm Ukrayna'ya yayıldı ve protestocularla güvenlik güçleri arasında yoğun çatışmalar yaşandı. 106 kişi hayatını kaybetti…

'BU BİR DEVRİM' DİYEN FAŞİSTLER
Hatırlarsınız; Ukrayna’daki protestolar, Türkiye’de 2013’teki Haziran direnişinin sönümlenmeye başlamasından hemen sonra patlamıştı. Dış politikayı takip eden okuryazar Türkler arasında Ukrayna’daki protestocuların demokratikleşme çıkışından etkilenenler olmuş; bu hareketleri bizim Haziran direnişimize benzetenler çıkmıştı. Fakat kısa süre sonra en azından bir bölümü, yanıldıklarını anlamışlardı. Zira gösterilerin sembol eylemlerinden birini Kiev’de Lenin heykelini devirip “Bu bir devrim” diye bağıran faşistler gerçekleştirdi. Görgü tanıkları da bu olaylar esnasında güvenlik görevlilerinin gösterilere engel olmadığını belirtti.

Her yerde “Ukrayna Avrupa’dır” sloganları atılıyordu. Bir diğer dikkat çeken ayrıntı, yine o sıralarda katledilen Libya lideri Muammer Kaddafi'nin kopmuş kafasının büstünü pankartın üzerine koyup "Vitya (Yanukoviç), oyun bitti!" yazan kişi oldu. Ülkede yaşanan yoğun şiddet olayları sürerken ülkedeki popüler figürler AB bayraklarıyla eylemlerde konuşmalar yapıyordu. Daha sonra Yanukoviç, Harkov’a giderken konvoya ateş açıldı. Ardından Şubat 2014'te Rus yetkililerin yardımıyla Kırım’a, oradan da Rusya'ya uçtu. Yanukoviç görevden azledilerek yetkileri geçici olarak Oleksandr Turçinov’a devredildi. Batı yanlısı liberaller ve faşistlerin örgütlediği bu turuncu devrime, Onur Devrimi denildi. 
Turçinov, erken seçim çağrısını onaylarken oligark olarak bilinen Petro Poroşenko cumhurbaşkanı seçildi. 4 Mart 2014'te Putin, Ukrayna'daki gelişmelerle ilgili düzenlediği basın toplantısında Viktor Yanukoviç'i Ukrayna'nın meşru cumhurbaşkanı olarak gördüğünü söyledi ve olayları anayasaya aykırı bir darbe olarak değerlendirdi. 

KIRIM’IN İLHAKI
Putin’in, Yanukoviç’i Ukrayna’nın meşru cumhurbaşkanı olarak gördüğünü açıklamasından 10 gün önce 23 Şubat’ta Sivastopol’da Rusya yanlısı eylemler başlamıştı. 2014 23 Şubat’ını 24’üne bağlayan gecede Putin, savunma kurmaylarıyla uzun bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda devrilen Yanukoviç’in Rusya’ya nasıl getirileceği konuşuluyordu. 27 Şubat’ta, üzerinde arma olmayan üniformalar giyen silahlı ve maskeli Rus askerleri olduğu öne sürülen bir grup, Kırım’ın yasama organı Yüksek Konsey’i ele geçirdi. Maskeli askerler daha sonra havalimanı gibi diğer kritik noktalarda kontrolü sağladı. 18 Mart 2014’te yapılan tartışmalı referandumla Moskova, iki ayrı federal yapı olarak Kırım’ı ilhak etti. 

DONBASS’TA ÇATIŞMALAR NASIL BAŞLADI?
Kırım’ın ilhakının ardından Ukrayna’nın doğusundaki, nüfusunun büyük çoğunluğunu Rusça konuşan insanların oluşturduğu Donbas ve Luhansk bölgesi halkı, Ukrayna’nın Batıcı yönetimine isyan etti. Donbas ve Lunatsk bölgesinin büyük bölümünde protestocular kontrol sağladı. Bu insanların çoğuna 2014’ten bu yana Rusya pasaportu verildi. Rusya’nın şimdi kullandığı “Donbas’taki vatandaşlarımızı koruyacağız” söylemi bu yüzden önemli. 

PEKİ, DONBASS RUSYA İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
Donbas, yani diğer adıyla Donets Havzası, Rusya sınırına kadar dayanan geniş kömür rezervleriyle Avrupa'nın dördüncü büyük maden bölgesi. Donets Havzası’ndaki kömür rezervinin 100 milyon ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Buna karşın Donetsk kenti ve çevresi Ukrayna topraklarının sadece yüzde 5'ini oluşturuyor. Halkın yüzde 10'u burada yaşıyor ve gayri safi milli hâsılanın yüzde 20'sini bu bölge sağlıyor. Ukrayna'nın ihracatının dörtte biri de yine bu bölgeden yapılıyor. Ülkenin geri kalan kısımlarında ise halk genelde tarımla geçimini sağlıyor.

Donbass, sembolik öneminin yanında Rusya için son derece mühim bazı üretimleri de gerçekleştirdiği için ayrı bir yere sahip. Özellikle Rus uzay ve havacılık sanayisi, savunma sanayi bu bölgede gerçekleştirilen üretimden yararlanıyor. Donbas'ta Rus tanklarının yapımında kullanılan özel bir demir cevheri de işleniyor. Yine Rus savaş helikopterlerinin motorları da bu bölgedeki fabrikalardan çıkıyor. 2014’teki ayrılığa rağmen bölge, resmi olarak Ukrayna’ya bağlı olsa da fiilen, ekonomik olarak Rusya’nın bir parçasıydı. 

Yoğun çatışmalar sürerken Donetsk Halk Cumhuriyeti 7 Nisan, Lugansk Halk Cumhuriyeti ise 27 Nisan 2014’te ilan edildi. Donetsk'ten 21, Lugansk'tan 28 olmak üzere 49 temsilcinin katıldığını toplantıda, temsilciler yemin ederek milletvekili olarak görevlendirildi. Oylamada "Donetsk ve Lugansk cumhuriyetleri" birleşerek "Halk Birliği Cumhuriyeti" oluşturuldu ve Birliğin Parlamento Başkanlığına Oleg Tsarev getirildi. Fakat bu fiili devlet hiçbir uluslararası aktör tarafından tanınmadı. 

UYGULANAMAYAN ATEŞKES
Daha sonra Eylül 2014’te, Minsk'te, Rusya, Ukrayna, AGİT ve Donetsk-Lugansk’ın katılımıyla yapılan görüşmelerde ateşkes protokolü imzalandı. Bu görüşmelerde Donetsk’i 31 Ağustos 2018’de suikasta uğrayacak kurucu başkan Aleksandr Zaharçenko temsil ediyordu. Rusya, suikasti Kiev rejimi tarafından siyasi çözüm seçeneğini ortadan kaldırmak üzere işlenmiş bir cinayet olarak tanımlayacaktı. 

Yürürlüğe giren ateşkes defalarca ihlal edildi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği kayıtlarına göre altı ay gibi bir sürede 4 bin 300 kişi çatışmalarda hayatını kaybetti. Aralık 2015’ten itibaren iki taraf da ateşkesi uygulamamaya başladı. Ocak 2016’da çatışmaların zirveye ulaşmasıyla Donetsk Halk Cumhuriyeti ateşkesten çekildiğini açıkladı. 

NATO SÜRECE NASIL DAHİL OLDU?
Kasım 2018’de, Rus istihbaratının sahil güvenlik gemilerinin, Azak Denizi’ne geçmeye çalışan Ukrayna’ya ait üç askeri deniz aracını Rus karasularını ihlal ettiği gerekçesiyle ele geçirmesi, Ukrayna krizini bir kez daha uluslararası kamuoyunun gündemine taşıdı. NATO bölgedeki askeri varlığını arttırmak konusunda bu fırsatı değerlendirip harekete geçti.

2019 Ukrayna’da iş başına gelen yeni yönetim Rusya-Ukrayna ilişkilerinde yeni bir zeminin doğması yönündeki umutları kısa sürede boşa çıkardı. Karadeniz’de Rusya’ya yönelik tehditlerinin dozu düzenli biçimde artarken, Ukrayna ordusu ülkenin doğusundaki operasyonlarını yoğunlaştırdı.

TÜRKİYE UKRAYNA SAMİMİYETİ
Bu arada Ukrayna hükümetinin en az iki yıldır Türkiye ile askeri işbirliği alanında epey yol kat ettiği ve Türk SİHA’larının Donbass bölgesinde Rusya destekli milis güçlere ve sivil halka karşı kullanıldığı biliniyor. Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov, geçtiğimiz yılın Ekim ayında yaptığı açıklamada, Türkiye’ye çatışma bölgesinde kullanılan Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) dolayısıyla eleştirdi. Bu SİHA’lar, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın aile şirketi Baykar Savunma tarafından üretiliyor.

Ukrayna Rusya arasındaki son gerginlik geçtiğimiz yılın Mart ayında Donbas’ta 4 Ukrayna askerinin öldürülmesiyle başladı. Bu eylemden kısa süre önce Rusya, Ukrayna ordusunun bölgeye saldırılarının artması üzerine sınıra yığınak yapmaya başlamıştı. Bu yığınağın 2014 yılından bu yana yapılmış en büyük yığınak olduğu belirtiliyor.
2021 sonunda Batı ülkeleri, hazırladığı istihbarat raporlarıyla Rusya’nın bu yıl içerisinde, birden fazla cephede 175 bin askerle işgal planladığı iddialarını yaymaya başladılar. Mesela bu iddia, Washington Post’ta haber oldu.  

Aynı dönemde CIA Başkanı William Burns de, "Rusya liderinin risk iştahını asla hafife almayacağını" söyledi ve ekledi: "Bildiğimiz tek şey Rus ordusunu, Rus güvenlik servislerini kolayca harekete geçebilecekleri bir yere yerleştirdiği..."

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov da kendi istihbarat raporlarına dayanarak Rusya'nın Ocak ayı sonunda Ukrayna'ya yönelik geniş çaplı bir operasyon yapma ihtimali olduğunu belirtti. Ukrayna ordusu, Donbas'ta temas hattı yakınındaki yollara mayın döşemeye başladı ve bugünkü sıcak durum ortaya çıktı. 

SONNOT
Bu yazı yazıldıktan sonra ortaya çıkan bazı gelişmeler ve hem Türkiye hem Batı anaakım basınının Ukrayna-Rusya gerginliğini görme biçimi, kamuoyunda Rusya'nın bugünden yarına Ukrayna'ya girmek üzere olduğu gibi bir yanılgıya yol açıyor. Bölgedeki durum sıcaklığını korusa da Rusya'nın hesapsızca tüm Ukrayna'yı işgale yeltenmek bir harekete girişmesi ihtimali oldukça düşük. Fakat Donbass üzerinden bir çatışma ihtimali sıcaklığını korumaya devam ediyor. İhtilafı olduğundan büyük göstermek NATO ittifakının Ukrayna üstündeki denetimini ve psikolojik üstünlüğünü artırmasına yarıyor. Bu da önümüzdeki haftanın yazı konusu olsun...