Sarayda oturan hainin vatan millet derdi yoktu…

Saray hükümetinin millet yararına bir çalışması yoktu…

Sarayda oturan hainin kapitülasyonlarla yabancılara peşkeş çektiği zenginliklerin milletin çocuğundan yaşlısına kadar kimseye faydası yoktu…

Sarayda oturanın askeri vardı, kumandanı yoktu. Orduya emirler işgalci kumandanlar tarafından veriliyordu.

Anlayacağın, sarayın penceresinden bakılınca korkulacak bir şey yoktu!..

Ama bir tepeden İstanbul saraylarına bakılınca da;

Korkacak bir şey yoktu!..

Bir adam ilk adımı attı…

İlk adımın sahibi, bir adamdı…

Sarayda oturan hain mızrağı çuvala sığdırmaya çalışırken, ilk adımı atan oku yaydan çıkarmıştı. Olmayacak duaya ‘amin’ diyorlardı. Yiyecekleri yok, karınları açtı. Giyecekleri yok, ayakları da çıplaktı. Silahları yok, bir avuç insan ordu gibi yola çıktı.

Düğüne gider gibi bir türkü tutturdular,

Kırlar çiçek açana dek

Bu yollarda yürünecek,

Madem bize ışık gerek

İleriye gidilecek…

Hiç geriye bakmadılar.

Sarayda oturan hain, ezildikçe milletin zayıflayacağını düşündü. Doğrudur, 90 kiloluk yiğitleri 45 kiloya düşürdüler. Olsun, yiyecek başka zaman da bulunur yeter ki karakterin zayıflamasın diyen millet ekmeksiz, elbisesiz ve de silahsız da mücadele edilebileceğini göstermek için ilk adımı atan ve çevresini sarmalayan dostlarıyla birlikte yürüdü.

Ne vatanı, milletin olan değerleri satan sarayda oturan hain, ne de vatanı ve milletin olan değerleri satın alanlar böylesi bir savaş düşündüler.

Adı var kendisi yok olan orduda saltanata ve işgalcilere karşı koyacak gücü geçtik, beyin de olmamalıydı.

Ancak;

Vatan ve milletini seven bir kişi…

Sadece bir kişi ilk adımı atsın yeterdi… Gerisi yanı sıra gelirdi…

Kim düşünürdü Samsun’dan yola çıkan bir kumandanın millete ZAFER armağan etmek için milletin ordusuna;

Hem de bir Türk Başkumandanı olarak “Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir ileri!” emrini verebileceğini…

Ve orduda bulunan sadece bir kişi, hepsine yetti.

Millet, çocukların yarınlarını kurtarmak için canı pahasına ilk adımı atan adamın yanında yer aldı.

İşte bunu göremedi;

Sarayda oturan hain!..