Bir sahil kasabası hayal edelim. Üzerinden serin bir dere aksın. Derenin kenarlarında ise papatyalar açsın. Papatya en özel çiçektir. Beyazı ayrı bir anlam taşır, sarısı ayrı bir anlam. Aralara gül de serpiştirilebilir. Neden olmasın? Masumiyet ile gösterişin anlamlı buluşması. Belki menekşeler, zambaklar… Her tülü çiçek olabilir. Çünkü bu hayali bir şehir ve hayal gücünün sınırları sonsuza kadar zorlanabilir. Derenin 100 metre ilerisinde pembe bir ağaç ev olsun. Pamuk Prenses’in evi gibi. Küçük ama size yetebilecek mütevazi bir ağaç ev. Sabahları uyandığınızda dereyi seyredebileceğiniz minik pencereleri olsun. Pencereden dışarıya bakarken kahvenizi yudumlayabilin. Evin hemen 150 metre ilerisinde bir çikolata fabrikası olsun. Böyle buram buram kakao kokularının yayıldığı muazzam bir fabrika olsun bu. Canınız her istediğinde gidebileceğiniz ve sınırsız sayıda lezzetli çikolata yiyebileceğiniz bir çikolata fabrikası: bitterli, sütlü, fıstıklı, portakallı, sakızlı çikolatalar. Hayali bile insanın içini ısıtan çikolata fabrikasının hemen 80 metre yanında bir kütüphane olsun. Birbirinden eğlenceli kitapların olduğu bir kütüphane… Bu eğlenceli kitaplar size farklı diyarlara olan yolculuğunuzda yardım etsinler. Buram buram çikolata kokan bir kütüphanede kitap okumanın zevki tartışılmaz. Hele de kitap okurken yanınızda bir parça çikolata ve kahve varsa kitap okuma saati keyifli bir zaman dilimine dönüşür.

Sahil kasabasını betimlemeye devam edebiliriz. Ne demiştik hayal gücünün sınırları sonuna kadar zorlanabilir. Etrafta uçuşan rengarenk kelebekler olsun. Pembe, yeşil, mavi, kırmızı, mor, sarı, turuncu kelebekler olsun. Bu kelebeklerin hepsi bir duyguyu temsil etsin. Pembe eğlenceyi, yeşil doğayı, kırmızı aşkı, mor zenginliği, sarı güneşi, mavi denizi temsil etsin. Kelebeklerin yanı sıra uğur böcekleri de olsun. Tam umudunuzu kaybettiğiniz anda bir uğur böceği gelsin konsun kolunuza. Siz de onu ‘’uç uç uğur böceği’’ diyerek uğurlayın doğadaki yaşamına. O da başka diyarlardan size uğur getirmek için uçsun. Derede bembeyaz kuğular olsun. Beyaz asaletin, saflığın, temizliğin ve masumiyetin temsilcisidir. Bir kuğunun ağı ağır yüzüşü deredeki asaletindendir. Bu asaleti izlerken bazen ufuk çizgisine dalabilirsiniz. Düşünebilirsiniz ‘’ben acaba bir cennette miyim diye’’. ‘’Burası huzur dolu’’ dersiniz. O kadar sessiz ki gereksiz kalabalıktan uzak, dertlerden uzak, kendinizi dinleyebileceğiniz ve hatta eleştirebileceğiniz olağandışı bir yer.

Küçük bir marketi olsun, temel ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek bir market. İstediğiniz kıyafeti üzerinize diktirebileceğiniz bir terzisi olsun. Sadece sizin için tasarlanmış bir açık hava lokantası olsun. Yemyeşil çimlerin üzerinde yuvarlak bir masa ve iki sandalye. Sandalyenin diğerini çok değer verdiğiniz bir arkadaşınızla paylaşabilirsiniz. Çünkü insan her ne kadar yalnızken özgürleşse de yanında onu anlayan bir arkadaşının olmasını ister. Masanın ortasında ufak bir çiçek ve bir mumluk olsun. Masaya sizin en sevdiğiniz yemekler gelsin. Lokantanın dört bir köşesinde çam ağaçları olsun. Ve masadan dere görülebilsin. Çam kokuları eşliğinde ve dere manzarası huzurunda eşsiz bir akşam yemeği yiyin. Bir yandan yoğun bir şekilde çikolata kokuları yükseliyor etrafta.

Tabi ki bitmedi. Tatlı tatlı notaların yükseldiği küçük bir müzik atölyesi olsun. Hafta sonları gidip müzik yapabileceğiniz bir yer. İçerisinde renkli renkli gitarların olduğu bir müzik atölyesi… Eliniz pembe gitara gider ve onu alıp müzik yapmaya başlarsınız. Etrafından geçen insanların merak edip ‘’nerden geliyor bu enfes nota sesleri’’ diyerek içine girdiği bir müzik atölyesi haline geliverir bu yapı bir anda. Müzik bir yaşam biçimidir, müzik ruhun besinidir. Ruhunuzu doyurduğunuz bu atölyenin 250 metre ilerisinde bir havuz olsun. Yüzmek, en iyi sporlardan biridir ve sağlıklıdır. Su kasları gevşetir ve oldukça önemlidir. Olimpiyatlara hazırlanır gibi burada yüzme eylemini gerçekleştirdiğiniz ve aynı zamanda yüzerken de rahatladığınız bir havuz olsun.

Bu sahil kasabası hayali bir sahil kasabasıydı. Siz de hayallerinizin sahil kasabasını betimleyebilir, bir beş- on dakikalığına da olsa hayallerinizin kasabasına ulaşabilirsiniz.