Bir önceki "CHP'li belediyelere büyük operasyon tehlikesi" başlıklı makalemde CHP'li belediyeleri uyarmıştım. Uyarının ardından çok geçmeden Başta Kadıköy Belediyesi olmak üzere bir çok CHP'li belediyeye rüşvet operasyonları yapıldı.

Gözaltına alınanlardan tutuklananlar da oldu. Görünen o ki seçim yaklaştıkça, iktidarın halka anlatacak başka bir hikayesi kalmadığı için bu tarz yöntemlere sıkça başvuracak.

Rüşvet operasyonları altında CHP'ye itibar kaybettirmeye çalışılacak... 

Burada şunu da hatırlatmadan geçmek olmaz. Yıllardır AKP'li bazı belediyelerde olduğu gibi aynı çürüme ve hastalığa birçok CHP'li belediye yöneticileri de yakalanmışdurumda. Bu konuyu sıkça gündeme getirerek CHP'li dostları zaman zaman Toplumsal gazetesi ve  makalelerimde uyarmak zorunda kalmıştım. Merak eden geçmiş makalelerime göz atabilir.

Toplumsal'a ve bana, o vakit birçok CHP'ye gönül vermiş okuyucularım gönül koymuştu.

Şimdi keşkelerin ya da ben demiştim kelimelerinin bir anlamı yok.

Tabii ki iktidara yürüyen bir partinin yerel yönetimlerinde bu tarz çürüme ve yozlaşmanın erken başlaması elbette ki seçmen kitlesi, özellikle kararsız seçmenler üzerinde bir kafa karışıklığı yaratacaktır.

Aslında burada şunu ifade etmek isterim: Hangi parti iktidar olursa olsun, elbetteki içlerinde zaaflarına yenik düşenler olacaktır. Bu insanın doğasında vardır. Çünkü sistem bu tarz zaaflara açık.

İnsanoğlu nefsine yenik düşebilir. Türlü zaaflara düşebilir. Dediğim gibi insanoğlunun doğasında var. 

Siz istediğiniz kadar liyakat deyin, istediğiniz kadar işin ehli deyin insanoğlu eline fırsatı geçirdiği an aklı da, vicdanı da, ahlakı da karışabiliyor. Buradan örneklerini saymaya kalksak bu sütunlar yetmez...

O makamlara kimi seçerseniz seçin, kimi atarsanız atayın rüşvet ve yolsuzluğun önüne geçemezsiniz. Sonuç bazı istinalar hariç hep aynı olacaktır. 

Elbette ki dürüst namuslu, ahlaklı bürokrat ve seçilmiş yurtseverler vardır. Bugüne kadar bu memleket halen ayakta durmayı başarmış ise  emin olun ki o dürüst ve namuslu yurttaşlarımızın sayesinde başarmıştır. Buradan onları bir kez daha minnetle selamlamak istiyorum.

Peki, ne yapmalı?

Mesleğim icabı yıllardır yaptığım araştırma haberlerimde özellikle yolsuzluk olaylarını ifşa edip kamuoyuyla paylaştığımda gördüğüm manzara hep aynı. Bu işin partisi ve yahut başka bir şeyi yok. Bu işin önüne geçmenin bir çaresi var. O da sistem. İşi sistem içerisinde çözmek. Bunun yollarının neler olabileceğini araştırırken geçtiğimiz günlerde Toplumsaltv.com'da Umut Dolu'nun hazırlayıp sunduğu "DİYALEKTİK" porgramına katılan iş insanı Serdar Kurşun bu konuda önemli ipuçları verdiğini gördüm. Birkaç kez tekrar tekrar izlemenizi tavsiye ederim.

Kurşun diyor ki: "Ülkede rüşvet ve yolsuzluğun önüne geçmek mi, istiyorsunuz?, Ülkeye demokrasi mi gelsin istiyorsunuz? çok basit" diyor. 

Ve yöntemi şöyle anlatıyor: "Her 18 yaşına gelen yurttaş kazancını beyan etsin. Aile hekimliği  sisteminde olduğu gibi. Nasıl bir mahallede belirli sayıda yurttaşlarımıza bir aile hekimi düşüyor. O hekim sorumlu olduğu ailenin bütün sağlık sorunlarını veya oluşabilecek bir hastalığa karşı yurttaş ile iletişime geçip tedavisi için önlemler alıyorsa. Aynı sistem her 18 yaşına gelen yurttaş için mali denetim yapsa. O mali denetimi yapan görevli sorumluluğundaki yurttaşın gelir kaynağını- kaynaklarını denetlese. İşte o zaman hiç bir birey, hiç bir şekilde kaynağı belli olmayan bir kazanç elde edemeyecek. Örneğin bir yurttaşımızın aylık geliri 100 TL, harçaması 200 TL banka hesaplarında şişik bakiyeler varsa bilin ki o yurttaşın kanunsuz ve kaynağı belli olmayan bir kazanç sağladığı ortaya çıkmış olacak..."

Sistem burada devreye girerek o yurttaşımızın haksız kazanç, haksız servet edinmesinden dolayı gerekli işlem ve gerekli caydırıcı yaptırımlarını uygulayacak. Ve sistemin devam etmesi halinde kimse ne rüşvet alabilecek, ne yolsuzluk, nede başka başka gayrı meşru kazançlar elede edemeyecek.
Aslında Kurşun çok basit bir şekilde bir bir devlette olması gerek uygulama ve yöntemleri anlatmış. 

Eğer bir ülkede demokrasi ve huzur aranıyorsa, sorduğunda bütün idareci ve yöneticiler demokrasi derler. Önce demokrasinin gerekliliği toplum içinde eşit koşulları, gerekli hukuken altyapıları oluşturursunuz. Ardından herşey gelir. Tıpkı Kurşun'un verdiği örnekte olduğu gibi herşey gayet basit yeterki iste.
Kısaca çok basit sistemlerle rüşvet, yolsuzluk, kamu malı talanını ve gayrimeşru kazançların önünü kesilebilir.

Eğer bir ülkede yolsuzluk ve rüşvetin önünü kesebilirseniz, o ülkede demokrasi olur. O ülkede barış olur. O ülkede huzur olur.