Bugün günlerden 23 Nisan.

Gökyüzü masmavi… Pamuk tarlalarını andıran bulut kümelerinin arasından kendini usul usul göstermeye başlayan güneşin ılık sıcağı öyle bir vuruyordu ki yeryüzüne değme gitsin…

Yaşları 8 ila 12 arasında iki çocuk karşı binanın balkonundan kocaman bir bayrağı sarkıtmaya çalışıyorlardı. Başkaca site ıpıssız… İn cin top oynuyor. Hâlbuki evvelki 23 Nisan'larda bu sitede martılar ile karga seslerinin arasında, serçe ve saka kuşlarının sesiyle çocuk seslerinin birbirine karıştığına çokça tanık olmuştum.

Hepiniz bilirsiniz, güneşten uçurtma olmaz. Balkonlardan sarkıtılan ay yıldızlı bayraklar gelincik tarlalarını andırıyor.

Balkondan İstanbul’u izliyorum. İstanbul sessiz, İstanbul biçare… Sonra bir çığlık, İstanbul’un sessizliğini yırtarak binaların balkonlarından gökyüzüne doğru bulutları yararak yankılanıyor. İnsan birden irkiliyor. Ardından binaların balkonlarından da coşkuyla Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kendilerine armağan ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayan çocuklar gözüküyor. Sanki kırlarda uçurtma uçururcasına eğlenceli ve keyifliler.

DÜNYA TARİHİNE GEÇECEK COŞKU

Tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüs…

22 Nisan’ı 23 Nisan’a bağlayan geceden itibaren başlayan 4 günlük sokağa çıkma yasağı…

Zannedildi ki Büyük Meclis’in açılışının 100’üncü yıldönümü bu virüsün gölgesi altında sönük geçecek ama öyle olmadı. Türkiye’nin her ilinde, her ilçesinde, her köyünde çocuklarımız kendilerine armağan edilen bayramı balkonlarını süsleyerek, balkonlara çıkıp şiirler okuyarak, şarkılar söyleyerek kutladılar. 23 Nisan 2020, insanların sokağa çıkmadığı ama evlerinden de olsa büyük bir coşkuyla bayramlarını kutladığı gün olarak tarihe geçti.

Balkonda gün boyu bu tarihi ana tanıklık ederken bir yandan da baharın gelmesiyle renklenen bahçeye odaklanıyorum. 23 Nisan’la güzelleşen, çocukların sesleriyle renklenen hoş bir bahçe… Bir taraftan da tertemiz bahar havasını derin derin içime çekebilmenin verdiği tarifsiz güzellik… Nisan’ın tadını çıkarıyorum.

Bu tarihi ânı gazetemizin ve yayınevimizin yazarı, aynı zamanda Eğitim-iş İstanbul 5 Nolu Şube Sektereri olan Oya Adıyaman’a telefon ederek değerlendirmek istedim. 23 Nisan tarihinde belki de ilk kez evlerde kutlanıyordu. Bu tarihi günün önemini ve anlamını değerlendiren Adıyaman, “Belki de bugün tüm dünyada ilk kez çocuklar eşit durumda bu bayramı kutluyorlar. Yapmaları gereken tek şey evlerinin camlarını, balkonlarını süsleyerek şarkılar söylemek ve doyasıya eğlenmek; günün anlam ve önemini yürekten hissetmek… İmkânsızlıkları ya da imkânları hiçbir şeyi değiştirmiyor.” dedi.

Cümlesi çok etkileyiciydi. Araya girerek, “Hocam, neden ilk defa bu yıl eşit bir şekilde çocuk bayramı kutlanıyor dediniz? Önceki yıllarda eşit olmayan neydi?” diye sordum.

Adıyaman, her zamanki mütevazı tavrıyla devam etti: “Şöyle ki geçtiğimiz yıllarda yüz binlerce çocuğun bayram olarak kutladığı 23 Nisan’a, maalesef yine yüz binlerce çocuk çalıştıkları için dahil olamıyordu. Çocuk işçiler… Hâl böyle olunca çocuk işçiler 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na katılamıyordu. Bir tarafta okula gitme imkânı olan çocuklar bayramlarını büyük bir coşkuyla kutlarken, diğer tarafta yüz binlercesi tarlalarda, atölye ve fabrikalarda hatta sokaklarda çalışıyor ve bayramdan mahrum oluyordu. İşte bu yüzden bu yıl tüm çocuklar bayramlarını eşit bir biçimde kutladılar, dedim. Sokağa çıkma yasağı bu yıl 23 Nisan’ın eşit şekilde kutlanmasını sağladı.”

Adıyaman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dediğim gibi önceki yıllarda bir çocuk coşku içinde bayramını kutlarken diğer bir çocuk çalışmak zorunda kalıyordu. Ayrıca bugün evlerde olmamız, dışarıya çıkamamamız, okullarda kutlama yapamıyor olmamız; sağlığın, özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğunu bize bir kez daha göstermiş oldu. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı, ilk meclisimizin kurulduğu, hâkimiyetin tek kişiden alınıp halka verildiği gün... 23 Nisan 1920 tarihinden bu güne tam 100 yıl geçti. Bu 100 yılda, Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, ilke ve devrimlerinin bekçisi olduk ve olmaya devam edeceğiz. Nice 100 yıllara…”

Oya Adıyaman’la konuşmamın ardından her zaman özellikle eğitim konusunda bilgi, öneri ve görüşlerine değer verdiğim Eğitim-İş Genel Eğitim Sekreteri Suat Özkolay Hocamdan günün önemini değerlendirmesini istedim.

Özkolay, “Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu; TBMM'den başka hiçbir makam, mevki ve kişinin milletin alın yazısını belirleyemeyeceğini eylem ve söylemleriyle bize anlatan Mustafa Kemal Atatürk, bu önemli günü çocuklara armağan etmesiyle bizlere en zor günlerde bile umutsuzluğa yer olmadığını göstermiştir." diyerek şöyle devam etti:

"Sömürgeci anlayış ve kapitalizm; egemenliklerin millete teslimiyetinden bilimsel, laik ve demokratik anlayıştan her zaman rahatsız olmuştur. Bu yüzden millet olan halkı yeniden ümmet olmaya, aklın yerini hurafelerin almasına, vatandaşın ise kul olmasına yol açacak politikaları desteklemiştir. Ulu Önder'in devrimlerini tersine çevirebilirlerse başarılı olabileceklerini sanmışlardır. Şartlar ne olursa olsun çocukların, gençlerin ve bu ulusun yüreklerinden Atatürk sevgisini yok edemeyecekler ve yüzyıllar boyunca Ulu Önder'in ilke ve devrimleri yaşamaya devam edecektir. Her şeyi ticaret olarak gören tarikat ve cemaatlerin elinde oyuncak olup aldatıldık, kandırıldık gibi söylemleri devlet yönetim anlayışına sokan tek adam anlayışı, millet egemenliğine en büyük tehdittir."

"Eğitim-İş'li öğretmenler olarak bizler laik, demokratik, bilimsel eğitim anlayışıyla Atatürk'ün yolunda egemenliğin sonsuza kadar kayıtsız şartsız millete ait olması için var gücümüzle çalışacağız. Bu zor günlerde sokaklarda, alanlarda kutlayamadığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı evlerde, balkonlarda, yüreklerde kutlayarak nice yüz yıllar bu coşkuyu yaşatacağız.” diyen Suat Hoca "Laik, bilimsel eğitimi kendilerine şiar edinen tüm öğretmenlerimizi selamlıyorum. TBMM’nin yüzüncü yılında, bin bir türlü bahaneler ileri sürerek kendilerinin o makamlara gelirken Atatürk’ün sayesinde geldiklerini unutan devlet büyüklerini de yadırgıyorum. Corona virüs salgınına meydan okuyarak günün önem ve ehemmiyetini unutmayan siyasi parti liderleri ve devlet büyüklerini buradan bir kez daha selamlıyorum." ifadelerini kullandı.


Gün itibarıyla:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın salgınla ilgili güncel verilerine göre, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 491’e, vaka sayısı ise 101 bin 790 yükseldi.

Covid-19 nedeniyle bugün tespit edilen vaka sayısının 3 bin 116 olduğu, 115 kişinin de hayatını kaybettiği belirtildi.

Bugün yapılan test sayısı 40 bin 962, bugün iyileşen kişi sayısı ise 2 bin 14 oldu.

Verilere göre, toplam test sayısı 791 bin 906, toplam yoğun bakım hasta sayısı bin 816, toplam entübe hasta sayısı 982, toplam iyileşen hasta sayısı ise 18 bin 491 oldu.