Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) başkanı Dr. Mustafa Kaymakçı ise bu durumun bölgede yaşayan Türk azınlığın asimilasyon edilmek istendiğini, Türk azınlığa ait camilerin, türbelerin, mezarlıkların yapılmamasının ayrımcılık olduğunu ve bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer sözleşmeler ile aykırı olduğunu belirtti.

VAKIF MALLARI DA SATILDI

Yapılan açıklamada ayrıca 34 dönümlük arazinin İstanköy Vakıf Malları Yönetimi onayıyla sudan ucuz bir ücretle bir turizm şirketine satıldığı ve bu usulsüz satış ile birlikte İstanköy Türk-Müslüman Vakfına ait 70’ten fazla arazi ile parkın, otopark ve mezarlık amacıyla belediyelere devredildiği ifade edildi.

CAMİLERİN ONARIMINA İZİN VERİLMİYOR

Kaymakçı, ''Yunanistan, 2017 depreminde yıkılan camilerin onarımına izin vermiyor. Bu nedenle İstanköy’deki bütün camiler ibadete kapalıdır. Şehrin merkezinde bulunan Cezayirli Gazi Hasan Paşa (Lonca) Camii, 2017 depreminde hasar görmüş, şadırvan yıkılmıştı. Cami altındaki dükkanlar da harap olmuştu. Depremden sonra onarımlarına izin verilmemiştir.

Şimdiki durumda cami ibadete kapalı durumdadır. İstanköy adasının Germe(Platini)köyündeki Cezayirli Gazi Hasan Paşa Camiisi de depremden hasar görmüş ve minarisi yıkılmıştı, ancak bu caminin de onarımına izin verilmemiştir. Germedeki Müslüman Türkler ibadetlerini cami avlusunda yapmaktadırlar. Defterdar İbrahim Efendi Camii de aynı durumdadır. İstanköy adasında onarımına izin verilmeyen camiler dışında, İstanköy Mescidleri ile Türbe ve Mezarlıkları da bakımsız durumdadır ve hemen hepsi viranedir'' şeklinde ifadelerde bulundu.

VAKIF MALLARI HARAÇ-MEZAT SATILIYOR

Kaymakçı, ''Bilindiği üzere İstanköy adasındaki ibadet yerleri ve diğer taşınmaz mallar, İstanköy Vakıf Malları Yönetiminin sorumluluğundadır. Ancak Yunanistan Devleti, vakıf yönetim kuruluna atadığı kişiler aracılığıyla vakıfları iflas ettirmekte ve bunun sonucu olarak vakıflara, uluslararası sözleşmelere aykırı olarak ellerindeki malları haraç-mezat, sattırmaktadırlar. Son olarak, İstanköy (Kos) Adası’ndaki 34 dönümlük arazi İstanköy Vakıf Malları Yönetimi onayıylasudan ucuz bir ücretle bir turizm şirketine satılmıştır. Bu usulsüz satış ile birlikte İstanköy Türk-Müslüman Vakfına ait 70’ten fazla arazi park, otopark ve mezarlık amacıyla belediyelere devredilmiş ve satılmış bulunmaktadır. Rodos Türk-Müslüman Vakıf Malları da aynı şekilde elden çıkarılmaktadır'' dedi.

TÜRKÇE'Yİ ÖĞRENMELERİNE İZİN VERİLMİYOR

''Yunanistan Devleti, İstanköy ve Rodos’ta yaşamakta olan Müslüman Türklerin,yalnız din ve ibadet haklarını kısıtlamıyor, Adalar Türklerinin bir insanlık hakkı olan anadilleri Türkçe’yi öğrenmeleri hakkını da vermiyor. İstanköy ve Rodos Türk-Müslüman Vakıf mallarının elden çıkarılması ve Türklere ait kültürel eserlerin zamanın tahribatına bırakılarak yok edilmesinin ardındaki gerçek, ada Türklerinin geçmişle bağının kopararak asimilasyonun bir parçası olan uygulamalardan biridir. Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türkler, vakıflar dahil, kültürel kimliklerinin korunması bir yana Türklüklerini kaybetme aşamasındadırlar. Adalar Türklerinde korku egemendir, sindirilmişlerdir ve haklarını aramaktan mahrumdurlar'' dedi.