UMUT TAŞTAN - BUSE ÇELEBİ

Direniş Meclisleri'nin cumartesi günü İstanbul Şişli'de, "KHK'lar iptal edilsin, OHAL Komisyonu kapatılsın" talebiyle düzenlemek istedikleri konser, Şişli Kaymakamlığı tarafından Şişli Belediyesi'ne gönderilen iptal kararıyla yasaklandı.

Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi'nde yapılması planlanan konsere Grup Yorum, Pelin Batu, Orhan Aydın, Ekrem Ataer, İbrahim Karaca, Mehmet Esatoğlu gibi çok sayıda isim katılacaktı.

Konuya ilişkin olarak Direnişler Meclisi üyeleri, KHK ile ihraç edilen ve 1109 gündür Yüksel Caddesi'nde 'işimizi geri istiyoruz' diyerek direnen öğretmenler Acun Karadağ ve Nuriye Gülmen Toplumsal Haber'e açıklamalarda bulundu.



Konserin yasaklanmasını beklemediklerini belirten Acun Karadağ, "Biz engelleme olacağını beklemiyorduk. Şöyle beklemek üzerine bir şey yapmayız. Biz bunu yapacağız üzerine yaparız. İhtimaller dahilidir yani devletin engellemesi de engellememesi de" diyerek ciddi bir sansür olduğunu belirten Karadağ sözlerine şöyle devam etti:

"Ortada ciddi bir sansür var gerçekten. Mesela basın haber yapmıyor ya da nadiren haber yapıyor. Bu direniş çok uzadı, hep onları mı haber yapacağız değil. Bu gerçekten ciddi bir sansür ve o sansüre boyun eğiyorlar. Onun bir sonucu."

'PEŞİNEN SUÇ MU BİÇİLİR?'
Konserin neden yasaklandığını sorduklarını belirten Karadağ açıklamasında "Birbirlerinin üstüne atıyorlar. Emniyet diyor ki kaymakamlık oluruyla, kaymakam da diyor ki emniyet kuvvetli suç şüphesi var biz de ona uyarak böyle uygun gördük. Soruyorsun böyle şey olur mu, konserimizi yapalım suç varsa görün, böyle peşinen suç mu biçilir insana, biz öyle uygun gördük diyorlar. Büyük ihtimalle talimat yukarıdan ‘yaptırma konseri’ gibi. Hiçbir insiyatifleri yok, yetkileri yok. Koltukta oturuyorlar talimatları emirleri yerine getiriyorlar, bu konumdalar kesinlikle. Her zaman böyle miydi? Görüntü olarak şöyle bir şey vardı eskiden devlet memuru devletin adamı olurdu ,hükümetin adamı olmazdı. Ama bugün öyle değil. Böyle bir yasaklama. Yasak belgesinde de kanun maddeleri sıralanmış vazife ve salȃhiyet kanunu, 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu… Sadece maddeler sıralanmış ama denmemiş ki orada şuna dayanarak şunu yapacağınızı düşünüyoruz, bir tahmin bile yok. Sadece maddeler sıralanmış buna göre böyle uygun gördük" ifadelerine yer verdi.

'KONSERİN YASAKLANABİLECEĞİNE DAİR BİR ŞEY YOK'
Yapmak istedikleri tüm etkinliklerin yasaklandığını belirten Nuriye Gülmen "Üç kanunda dört beş madde gösteriliyor. Biri polis vazife ve salȃhiyet kanunu, biri il idaresi kanunu biri de toplantı ve gösteri yürüyüşleri. Bunlardan maddeler sıralanmış. Suç işleme ihtimaliniz var, genel ahlaka aykırı davranacakmışsınız böyle iki iddia var. Böyle bir şey aslında olmaz, hukuki bir gerekçe ve yasaklama maddesi de değil bunlar. Yasaklanabileceğine dair bir şey de yok" açıklamasında bulundu.

'İNSANLARA ÇARESİZLİK DAYATTILAR'
Gülmen açıklamasında, "Açlık grevinden sonra biz konser yapamadık. Konser, etkinlik ne yapmak istediysek hepsine yasak, hepsine müdahale oldu. Alana zaten müdahale ediliyor, onun dışında aşure etkinliği yapmak istiyoruz ona saldırılıyor" ifadelerine yer verdi.

"İşimizi tabiî ki geri istiyoruz KHK meselesindeki hassasiyet" bu diyen Gülmen, "150 bin insanın bu durumda olması ve bunun ciddi bir potansiyelinin olması bu meselenin. İnsanları toparlayacak bir şey bu. Bizim açımızdan da şöyle bir tarafı var. Bunu şöyle de okuyoruz. 100’e yakın insan intihar etti KHK’dan dolayı. Çok ciddi ölümler de oldu. Sadece intihar da değil. Öğretmen inşaatta çalıştı, kalp krizinden ölenler oldu. Aslında bir çaresizlik dayattılar insanlara. Sadece açlığa mahkum etmek değil, ölüme mahkum ettiler. Maddi şeylerin çok ötesinde , manevi bir yıpratma operasyonu yani. Yaşam hakkı tanımadılar insanlara. Komşusu küstü, ailesi bilmem ne yaptı muhteşem bir tecrit ve siz bunun karşısında bir dayanışma örnek istiyorsunuz hayır diyor. 'Bırakın intihar etsinler', var olma hakkı tanımıyor, 'bırakın nasıl yaşayabilirse yaşasınlar', 'yaşayamayanlar da istediği gibi ölebilirler ama siz buna bir alternatif öremezsiniz' demek, aynı zamanda bu konsere getirilen yasak" açıklamasında bulundu.

Gülmen açıklamalarına şöyle devam etti:
"Yapmak istediğimiz her şey yasaklanıyor. Konser yapmak istiyoruz. Sanatsal bir şey bu, sanatsal bir faaliyet istiyorsunuz oradan da bir suç şüphesi, bir şey çıkarılıyor. Aşılması gereken bir şey bu. Sadece bize yönelik de değil bu. Bir tiyatrocu oyun oynamak istiyor onu da yasaklıyor. Gerçekten bir araya gelmemiz ve bütün bunların karşısında bir dayanışma örmemiz gerekiyor.

Bizim şöyle bir şeyimiz var bu direniş zaten, KHK direnişleri özellikle OHAL sürecinde
sokağa çıkma yasaklarına rağmen başlamış, onları aşmış. Orada oturma hakkımızı kazandık
biz. OHAL sürecinde Ankara'da eylem yapma yasağı, Valilik yasağı vardı. O dönemde çıktık
biz ve o yasağı aştık, orada oturmaya başladık. Açlık grevi yaptık. Kızılay'ı ablukaya
almak durumunda kaldılar. OHAL var, diyorlar ki hani iki kişi bir araya geldiniz. İki kişi
çıkıyoruz ve toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefetten bize dava açılıyor. Şimdi böyle bir direniş tabii, konser yasaklanıyor. Biz o yasağa uymayacağız, hiçbir yasağa uymadık buna da uymuyoruz. Biz yine oraya gidip, biz bunu yapıyoruz diyeceğiz. Bir taraftan hukuki yürütmeyi durdurma kararı almaya çalışıyoruz, bir taraftan kaymakamla
görüşüyoruz neyi yasaklıyorsunuz diye, onlara meydan okuyoruz. Bir
taraftan da oraya insanları davet ediyoruz."