Okullar 16 Mart 2020’den beri kapalı. Öğrenciler evlerde, eğitim sürecini tamamlıyorlar. Geldiğimiz bu tarihe kadar çocuklar, anne ve babalar, öğretmenler neler yaşadılar ?

Bu süreci en rahat geçiren sanırım öğretmenler. Fedakarlıklarından asla şüphe etmediğimiz, elleri öpülesi meslek grubu öğretmenler. Aynı okulda sene içerisindeki özverili çalışmalarını evlerinde sürdürüyorlar. Onlar için değişen tek şey öğrencilerini özlemeleri. Öğrencileri için en iyisini yapan, nerde olursa olsun mesleğini devam ettiren öğretmenler için zorluk diye bir şey yok.

Çocuklar için durum çok daha farklı. Yaşadıkları bu değişiklikten yetişkinlere göre daha çok etkileniyorlar ama yine yetişkinlere göre daha rahat başa çıkıyorlar. Sanal ortamda ders dinlemek sınıf kadar keyifli olmuyor onlar için ki çok haklılar. Fakat bu duruma da alışmaları uzun sürmeyecek, bir çoğu o süreci geçti bile. Sıkılacaklar, dışarı çıkmak isteyecekler, evlerde bazen çok uç nokta öfke nöbetleri yaşayacaklar. Burada asıl iş ailelere düşüyor. Kaygılarınızı çocuklara yansıtmadığınız sürece, çok daha kolay atlatacaklar bundan emin olabilirsiniz.

Evet asıl konu anne ve babalar. Bu süreci siz yöneteceksiniz. Çünkü sizin kaygı düzeyiniz ne kadar yüksek olursa çocuğunuzun kaygı düzeyi de doğru orantıda artacaktır. Sükuneti sağlamalı, süreci çocuğunuza düzgünce anlatmalı ve evde gerçekten kaliteli zaman geçirmelisiniz. Belki de bu süreç bittiğinde çok uzun süre bu kadar beraber vakit geçiremeyeceksiniz. Onun için kıymetini bilmeli evde geçirilen zamanın. Ailelerin en büyük problemi çocuklarına ders ve ödev yaptıramamaları.

Size bir sır vereyim: çocuğunuz bu zamana kadar sorumluluk almayı öğrenememiş. Hiç bana kızmayın sevgili anne ve babalar. Her çocuk ilkokul 1. Sınıftan itibaren öğretmenlerinin verdiği ödevleri yaparak sorumluluk almayı öğrenir. Bu yaştaki bir çocuğa akademik açıdan sorumluluk vermenin en etkili yolu ödevdir. Eğer bu zamana kadar ödev yapmak evde kriz haline gelmişse geç kalmışsınız demektir. İlk günden itibaren bunun çocuğun görevi olduğunu anlatsaydınız süreci bu kadar zor yaşamayacaktınız. Demek ki çocuk okul uyaranı ortamdan çıkarıldığında görevini yerine getiremiyor. Peki ne yapabiliriz? Öncelikle günlük rutinlerimizi bozmayacağız. Akşam okul zamanı gibi erken yatacak çocuklar ve erken kalkacaklar. Okul zamanı olduğu gibi kahvaltısını yapıp, dersinin başına oturacak. Ders zamanı da olacak oyun zamanı da. Arada teneffüsler vererek, okul saatini tamamlamalısınız. Okuldan eve geldiği saatte, gelir gelmez ne yapıyorsa onu yapmalı.

Ders çalışması gerektiğini söylediniz çocuğunuza. Yapmayacağını söyledi, ısrar ettiniz. Ağladı, bağırdı, yapmayacağım dedi; karşılığında ‘tamam bırak , yapmıyorsan yapma’ dediğiniz noktada, üzgünüm ama kaybettiniz. Artık çocuğunuz biliyor ki, bu davranışları gösterdiğinde ödev yapmayacak. Yapacakta ne olacak zaten şu durumda kimin umuru, dediğinizde de kaybettiniz. Yukarıda söyledim sizin duruşunuz çocuğunuzun duruşu olacak bunu unutmayın. Siz boş verdiğinizde çocuğunuz daha çok boş verecek.

Karşımda bir çocuk var eğer kendime iki soru soruyorum:

Çocuk neyi hak ediyor.

Benim bunu yapmaya hakkım var mı? (‘bunu’ kısmını davranışlarınızla dolduracaksınız)

Bütün anne ve babaları duyuyorum ilk sorumda ‘ en iyisini hak ediyor’ değil mi? O zaman ona göre davranacağız. Benim tükenmişlik durumumu, kaygılarımı, öfkelerimi, umursamazlığımı hak ediyor mu? Benim çocuğa ne yapmaya hakkım var?

Çocuklar her şeyin en iyisini en güzelini hakederler. Her anne baba da çocuğu için en iyisini ister. O zaman buna göre davranacağız. Çocuk anne ve babanın duygularını sünger gibi çeker. “Şu an bunu yapmak istemiyorsun, seni çok iyi anlıyorum. Bu süreç hepimiz için çok zor. Sen de zorlanıyorsun, bunu da anlayabiliyorum ama sürecin sonunda kaldığımız yerden devam etmemiz için yapmamız gerekenler var. Öğretmenini özlüyorsun, arkadaşlarını da, dersler sınıftaki gibi geçmiyor ama öğretmenin sizin için hala uğraşıyor. Emekleri boşa gitsin ister misin?, peki ya sen kaldığın yerden devam etmek ister misin? O zaman görevlerimizi yerine getireceğiz.” Bu konuşmanıza hiçbir çocuk karşı çıkmaz sevgili ebeveynler. Elbette ağlayacaklar, elbette şanslarını deneyecekler, istemeyip yapmak zorunda oldukları her şey için direnç gösterecekler bu çok normal. Problemlerle başa çıkmayı kendiniz başa çıkarak öğreteceksiniz ve inanın bu çok etkili olacak.

Süreç herkes için zor ama kolay hale getirmek yine kendi elimizde. Yaklaşık 40 gündür ülkemiz evde eğitim sürecinde. Bu süreçten şimdiye kadar alnının akıyla çıkan öğretmenler ve öğrenciler. Ailelerin işi hala zor diye tabir ettikleri süreci geçmedi. Unutmamak gerekir ki normal hayatımıza döndüğümüzde kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu süreçte kendinizde ve çocuklarınızda bıraktığınız izler, sizinle yaşlanacak. Dolayısıyla bunu düşünüp, ona göre yaşamak gerekir. Sağlıklı günler sizlerle olsun.