Çocukların ve ergenlerin bedensel, duygusal, sosyal, zihinsel ve cinsel gelişimlerini takip etmek; kız ve erkek rollerini kabul etmelerini sağlamak; bireyin kendi cinsinin özellikleri ve karşı cinsin özellikleriyle birlikte bir bütün içinde yaşamalarına yardımcı olmak amacıyla yapılan bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarına cinsel eğitim denilmektedir.

Özel gereksinimli bireyin cinsel eğitimi ise; cinsel dürtülerini kontrol altına alabilmesi, toplumsal normlara uygun yaşayabilmesi, kendini her türlü cinsel istismara karşı koruyabilmesi, cinsel yolla bulaşan hastalıklara istenmeyen gebeliklere karşı korunabilmesi, toplum içinde çıkabilecek problemleri önleme ve aynı zamanda yaşam kalitesini arttırmak amacıyla yapılan çalışmalar bütünüdür.

Yapılan araştırmaların sonucunda; hafif düzeyde yetersizlik gösteren bireylerin normal bireyler gibi cinsel dürtülerini kontrol edebildiği, orta düzeyde yetersizlik gösteren bireylerin yardıma ihtiyaçları olduğu, ağır ve çok ağır yetersizlik gösteren bireylerin ise cinsel dürtülerini çok az kontrol edebildikleri psikososyal-cinsel gelişimlerinin eksik olduğu görülmüştür. Özel eğitimde cinsel eğitim uygulanmadan önce bireyin durumu gözönünde bulundurulmalıdır. Eğitime ihtiyacı olup olmadığı belirlenmelidir. Zihinsel düzey cinsel yaşama sahip olmasını karşılıyorsa bir eğitim programı düzenlenmelidir. Eğer zihinsel düzey yetersizlik gösteriyorsa; doktor onayıyla ilaçla baskılama, mahkeme ve aile onayıyla da kastrasyon yöntemleri uygulanmaktadır.

Özel eğitimde fiziksel gelişim normal olduğunda, cinsel gelişimde normal sırayı izler. Dolayısıyla özel eğitim gerektiren birey, normal gelişim gösteren bireyle aynı cinsel güdülere sahiptir. Genelde yaşıtlarından daha fazla cinsel ilgilerinin olduğu, daha fazla cinsel içerikli davranış sergiledikleri düşünülsede; bu durum sadece özel gereksinimli bireylerin, cinsel içerikli davranışlarını kontrol edemediklerindendir. Yani bu davranışları nerede, ne zaman, hangi durumlarda uygun olmadığını bilemediklerindendir. Özel gereksinimli çocuklarda erkekler, kızlara göre daha fazla cinselliğe ilgi duyarlar. Erkek çocuklarda daha çok kardeşlere ya da diğer çocuklara cinsel içerikli saldırgan davranışlar, kendini teşhir etme, abartılı mastürbasyon ya da haz amaçlı sürtünmeler görülür. Kız çocuklarda ise kendini teşhir etme, mastürbasyon, taciz, tecavüz veya istenmeyen gebeliklere karşı kendini koruyamama ya da kontrolsüz cinsellik yaşama isteği, regl dönemlerinde kişisel temizliğini yapamama gibi sorunlar yaşanır.

Cinsel sorunların en yoğun olduğu dönem ergenlik dönemidir. Ergenlik dönemi erkeklerde 13-15, kızlarda 11-13 yaşları arasında başlar. Bu özel eğitim gereksinimli çocuklar için de geçerlidir. Ailenin tutum ve davranışları cinsel eğitimde önemli bir yer tutar. Herhangi bir durumu sorun olarak görmeden önce bireyin zeka düzeyine, durumun şiddetine , sıklık ve sürekliliğine bakarak değerlendirme yapmak gerekir. Aileler; çocukları cinsel içerikli bir soru sorduklarında ya da cinsel içerikli uygunsuz bir söz veya davranış sergilediklerinde kesinlikle ayıplamamalı, azarlamamalı ve susturmamalıdırlar. Bu davranış çocuğun cevapları başka kişilerden aramasına yol açar ve eğitim ailenin kontrolünden çıkar. Bazı konularda sabırlı olunmalı ve çocuğun yetersizliği gözönünde bulundurulup, bireyin zeka yaşına ve duygusal yaşına bağlı olarak eğitim verilmeli, sürekli tekrar yapılarak pekiştirilmelidir.

Ebeveynler özellikle mahremiyet, sınırlara saygı, argo ve küfürlü konuşma gibi konularda söz ve davranışlarıyla çocuklarına model olmalıdırlar. Yanlarında nasılsa anlamıyor diye düşünerek tedbirsiz hareket etmemelidirler. Birşeyi anlatırken açık, net ve somut bir dil kullanmalı, ne anladığı sorularak doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmeleri gerekir. Televizyon ve bilgisayar karşısında yalnız bırakılmamalı, seçici olunmalı, şiddet ve seks içeren şeyler seyretmesine izin verilmemelidir. Özel gereksinimli çocukların kendine ait özel bir yatak odası ve yatma kalkma saatleri düzenli olmalıdır. Evde kurallar olmalı ve bu kurallar evin içindeki bütün çocuklar için uygulanmalıdır. Özel gereksinimli çocuğun evdeki diğer çocukların daha çok sevildiğini, kendisine haksızlık yapıldığını, ihmal edildiğini düşündürecek davranışlardan kaçınılmalıdır. Giyim tarzlarına dikkat edilmeli, her çocuk için biyolojik yaşına uygun kıyafetler giyinmeleri sağlanmalıdır.

Ergenlik döneminde görülen değişiklikler uygun bir şekilde anlatılmalıdır. Şaşırıp korkacakları durumlara karşı hazırlıklı olmaları sağlanmalıdır. Kızlarda menstrüasyon erkeklerde boşalma ilk karşılaştıklarında çocukların korktukları durumlardır. Özel gereksinimli çocuklarda özbakım, temizlik ve iç çamaşırı seçimi gibi konular yine cinsel eğitimde önemlidir. Genital bölgelerin yeterince temiz olmaması irritasyon ve kaşıntıya bu da zamanla cinsel hazza dönüşebilir.

Herkeste olmasa da bazı çocuklarda iki veya üç yaşlarında genital oyun yavaş yavaş mastürbasyona dönüşebilir. Soğukkanlı davranıp dikkati başka yöne çekilerek unutturmaya çalışılmalı, meşgul olacağı başka uğraşlar sunulmalıdır. Mastürbasyonun kadın ve erkek için fiziksel hiçbir kötü etkisi yoktur. Aksine rahatlama ve gevşemeyi sağlar. Fakat bazı özel gereksinimli çocuklar mastürbasyon sonunda boşalma olmayınca sinir krizi geçirebilirler. Ergenlik dönemindeki bireye kendi cinsinden ebeveyni modelleme yoluyla mastürbasyonu öğretmelidir. Evde bir bölüm çocuğun mastürbasyon yapması için ayrılmalı ve günde bir defa yapmasına izin verilmelidir. Her zaman ebeveyn kontrolünde olmalıdır. Çocukların cinsel enerjileri sportif ve kültürel faaliyetlere yönlendirilmelidir.

Özel gereksinimli çocuk ve ergenlerin, normal bireyler gibi yaşamın her alanına aktif katılımlarının sağlanması, zihinsel yaşlarına uygun görev ve sorumluluklar verilmesi, başarılarının onaylanarak özgüvenlerinin arttırılması gerekmektedir. Zihinsel yetersizliği olsun olmasın her bireyin cinsel konularda bilgilendirilmeye, yaşlarına ve bireysel özelliklerine uygun olarak cinselliği yaşamaya hakları olduğu unutulmamalıdır.