Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun katıldığı kaz sezonu açılış yemeğinde 'şarap içmesini' eleştiren eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e tepki göstererek, "Sana ne kardeşim, sana ne? İster şarap içerler, ister su, nedir derdin senin?" diye seslendi. 

Ahmet Hakan bugün kaleme aldığı, "Kaz ziyafetinin, tesettürün cipin, şarabın falan... Tam ortasından sesleniyorum" başlıklı yazısının ilgili bölümünde şunları söyledi:

Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu, Karslı gazetecilerin düzenlediği Kars’a özgü yöresel kaz ziyafetine katıldı.
Görüntülere bakıyoruz:

Koskocaman bir masa... Hafif şatafat çağrışımlı bir ortam... İkramlarda cimriliğe kaçılmayan bir yaklaşım...

*

Bu arada Melih Gökçek de boş durmadı tabii...

Ziyafet fotoğraflarını ve videolarını bir zehir hafiye titizliğiyle inceleme altına aldı.

Ve incelemesinin sonucunu açıkladı:

“İmamoğlu’nun önünde şarap var! Kaftancıoğlu’nun önünde rakı var!”

ORTADAN SESLENİŞ:
Sana ne kardeşim, sana ne? İster şarap içerler, ister su... Nedir derdin senin? Bırak şu şarap marap zabitliğini de... İnsanlar hem oldukları gibi görünsünler, hem de göründükleri gibi olsunlar. Karışma milletin yediğine, içtiğine!

*

Fakat o da ne!

Ziyafeti düzenleyen Karslı gazetecilerden biri, Gökçek’in bu yaklaşımı üzerine şöyle bir açıklama yaptı:

“İmamoğlu şarap, Kaftancıoğlu da rakı içmedi. Su içtiler!”

Melih Gökçek ise bunun üzerine...

“Yeme bizi! Bal gibi de şarap içmiş İmamoğlu” falan diye olayın üstüne üstüne gitmeye devam etti.

*

ORTADAN  SESLENİŞ:
Ne gerek var “Şarap içmediler, su içtiler” diye açıklama yapmaya? “Sana ne” desene... Bak, “Sana ne” demediğin için Melih Gökçek tatava yapmaya devam edecek fırsatı buluyor, bulabiliyor. Tatava ancak sihirli mi sihirli “Sana ne” yaklaşımıyla son bulur.

*

Son durum şu:

“İmamoğlu şarap içti mi, içmedi mi” geyiği devam ediyor. Tam gaz!

Bu arada bir de “muhafazakâr şatafat” tartışmasına gönderme yapan muhafazakârlar...

“Aha! Bu da seküler şatafat!” diyerek tatlı tatlı rövanşlarını alıyorlar.