Gazeteci Alptekin Dursunoğlu, YolTV'nin Ana Haber Bültenine bağlanarak Tunus'ta yaşanan süreci değerlendirdi.

Tunus'ta Cumhurbaşkanının parlamentonun yetkilerini durdurmasını değerlendiren Dursunoğlu, "Bu karar sabit olursa Müslüman Kardeşlerin, Arap Baharı ile iktidarı kazandığı son kalesi Tunus da düşmüş olacak. Bu düşüş Türkiye ve Katar açısından büyük bir hezimet" dedi.

Dursunoğlu, Tunus'ta yaşananları şöyle anlattı:

"Cumhurbaşkanı, sokağın hükümeti korona tedbirleri anlamında yetersiz bulması, ekonomik tedbirler anlamında yetersiz bulması nedeniyle sokağın tepkisine olumlu cevap mı verdi yoksa Nahda hareketinin de iddia ettiği gibi bu bir darbe miydi, bunun cevabını net biçimde vermek şimdilik mümkün değil. Ancak sokakta bir rahatsızlı vardı ve Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Anayasa'nın 80'inci maddesine dayandırdığı bir kararla parlamentoyu bir aylık süreyle feshetti. Meclis Başkanı olan aynı zamanda Nahda Hareketi'nin Lideri Raşid el-Gannuşi'yi ve başbakanı görevden aldı ve dokunulmazlıklarını da kaldırdı. Bu arada hatırlatmak gerekir, Nahda Hareketi, "Müslüman Kardeşler"in Tunus koludur. Ve iktidardaki partiydi ve Meclis'te 52 sandalyeye sahipti. 

Şimdi resmî izaha bakıldığında Cumhurbaşkanı Anayasal yetkilerini kullanarak bu adımı atmış oluyor ancak Nahda Hareketi, bunun bir darbe olduğunu, seçilmiş hükümete darbe yapıldığını söylüyorlar. 2013'teki Mısır'daki süreci andıran bir duruma benziyor ama sokaklara dökülecekler mi silahlı bir mücadeleye dönüşecek mi, mevcut haliyle mi devam edecek, durum nasıl evrilecek bilemiyoruz. Ama mevcut haliyle görünen o ki Nahda Hareketi yani Müslüman Kardeşler Tunus'taki iktidarını bu kararlara kaybetmiş oluyor. 

Cumhurbaşkanının bu kararını destekleyen bir kitle var ve Nahda Hareketi de Tunus Parlamentosundaki en büyük parti ve elbette seçmen kitlesi var. Bunun sokağa yansıması nasıl olavcak bilemiyoruz ama ordu da Cumhurbaşkanının kararının arkasında duruyor. Ve dün çok net mesajlar verildi. Silaha başvurulursa veya kaosa süreklenirse güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla karşılaşacakları, çok sert tepki verileceği mesajı verildi. 

MÜSLÜMAN KARDEŞLERİN EN BÜYÜK ULSAL DESTEKÇİSİ KATAR'DAN DİYALOG ÇAĞRISI

Dursunoğlu, "Nahda Hareketi'nin en büyük ulusal destekçisi Katar'dan" gelen açıklamaya değinerek Katar'ın Mısır'da yaşananlardan tecrübe edindiği ve sokağa çıkma çağrısında bulunmadığını ifade etti.  

Dursunoğlu, şöyle devam etti:

"Diyalogla sorunun çözülmesi, şiddetten uzak durulması çağrıları yapıldı ve bu 2013'teki Mısır'da yapılan çağrıların tam tersi. Hem Türkiye, hem Katar'dan yoğun şekilde sokağa dökülmeleri ve ikinci devrim yapmaları konusunda çağrı yapmıştı. Ve görünen o ki Katarlılar Mısır tecrübesinden sonra işi sokaa dökmek istemiyorlar. Ve sokağa dökülmeyince siyaset sahnesinden silinmesi nasıl önkenecek bunu da biraz zaman gösterecek.

Bölgede şu an Arap dünyası açısından iki eksen var. Birinci eksen Türkiye-Katar. Türkiye ve Katar, Müslüman Kardeşler üzerinden ihvanı hakim kılıp bölgesel bir nüfuz sağlayacaktı. İkinci eksen Suudi Arabistan bundan rahatsızlık duyuyordu. Yeni Osmanlıcılık ve Arap dünyasında sünnilerin liderliği ve bölgesel hakimiyet hesabı vardı ve BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn bundan endişe ediyorlardı. Mısır gibi Arap dünyasının her zaman liderliğini yapmış bir ülkenin Müslüman Kardeşler'in eline geçmesi bütün Arap dünyasının Müslüman Kardeşler eksenli olarak dönüştürülmesi anlamına geliyordu ki bu Suudi Arabistan ve BAE'yi tedirgin ediyordu."

TÜRKİYE VE KATAR İÇİN HEZİMET ANLAMINA GELİYOR

Dursunoğlu, ihvanın yani Müslüman Kardeşler'in sadece Tunus'ta başarılı olduğunu ve burada yaşadığını söyleyerek "Eğer Cumhurbaşkanının bu kararı geçerli olursa ihvan son kalesini kaybedecek ve bu Türkiye ile Katar için büyük bir hezimet anlamına geliyor" dedi.