Kurtuluş Savaşımızın büyük kumandalarından Kazım Karabekir, 76 yıl önce bugün, 26 Ocak 1946 tarihinde hayata gözlerini yumdu.

Mondros Mütarekesi'ne karşı dik duruşuyla ve ordusunu dağıtmamasıyla, işgalci Ermenilere karşı verdiği mücadeleyle ve savaş yetimi çocuklar için yaptıklarıyla tanınan Karabekir'in Çocuk Davası kitabı, iki cilt halinde Toplumsal Kitap'tan çıkmıştı.

Bu kitapların önsözünde Karabekir'in hayatı şöyle özetleniyordu:

Bir jandarma generali olan Mehmet Emin Paşa’nın çocuğu olarak 1882’de İstanbul’da dünyaya gelen Kâzım Karabekir, çocukluğundan itibaren bir asker adayı olarak yetiştirildi. Önce Fatih Askeri Rüşdiyesi ve Kuleli Askerî Lisesi’nden, ardından Kara Harp Okulu (1902 ) ve Kara Harp Akademisi’nden (1905) mezun olan Kâzım Karabekir, müzikten resme, edebiyattan farklı sanat dallarına kadar birçok farklı disipline ilgi duydu. Askerlik serüveni boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecini yakından takip eden Karabekir, birçok farklı cephede görev almış, bu sıralarda kendisini göstermeye başlamıştır. İmparatorluğun fiilen sonlandığı Balkan ve 1. Dünya Savaşı yıllarında doğrudan cephe hattında olan Karabekir, Doğu Cephesi komutanı olarak gösterdiği başarı ile dikkat çekti. İlerleyen süreçte Mustafa Kemal Paşa ile birlikte hareket eden Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde de önemli bir paya sahipti. Büyük Zafer’in ardından Edirne Milletvekilliği, İzmir İktisat Kongresi Başkanlığı, İstanbul Milletvekilliği gibi birçok önemli görevde bulunan Karabekir, gösterdiği üstün performans ve gayretten ötürü “Yeşil ve Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası” ile ödüllendirildi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından siyasi serüvenine başlayan Kâzım Karabekir, Kasım 1924’te Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Dr. Adnan Adıvar gibi isimlerle birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu. Kısa bir süre sonra partinin hükümet eliyle kapatılması; ardından 1926’da İzmir’de Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik suikast girişimi Kâzım Karabekir’i siyasi arenanın dışına itti. Bu süre zarfında suikast girişiminde rol oynadığı iddiasıyla bir süre Ankara’da tutuklu bulunan Karabekir, serbest bırakılmasının ardından İstanbul’da inzivaya çekildi. Atatürk’ün vefatının ardından yeniden siyasi kariyerine dönen Karabekir, Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan İstanbul milletvekilliğine aday gösterilir ve seçimleri kazanır. 1946’da TBMM Başkanı olarak seçilen Karabekir, vefatına kadar bu görevi üstlenir. 26 Ocak 1948’de Ankara’da geçirdiği kalp krizi dolayısıyla vefat eden Karabekir, Ankara Hava Şehitleri Kabristanı’na defnedilir.
Küçük yaşlardan itibaren günlük tutan ve birçok farklı sanat disiplinine ilgi duyan Kâzım Karabekir, askerlik serüveni boyunca da yazıyla ilgilenen bir isim olarak ön plana çıkmıştır. Düşüncelerini çeşitli risale ve kitaplarda açıklayan, zaman zaman gazetelere çeşitli konularda mülakatlar veren Karabekir, bu ilgisini metinlerinde de göstermiştir. Öncelikle eğitim, kalkınma, bağımsızlık, ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik, tarihi ve politik çıkmazlarla ilgilenen Kâzım Karabekir, tüm bu konularda kalem oynatmıştır. Yaşamı boyunca birçok eser kaleme alan Karabekir, bunları çeşitli yayınevleri tarafından okurla buluşturmuştur.

“Çocuk Davası benim en zevkli bir uğraşma mevzuumdur. Bu davayı ele almış ve fiiliyatla bu davanın hal tarzını bulmuş olduğumdan ilgili zatlarla ve matbuatla temas­larımda ve hususi, resmi toplantılarda bu dava üzerinde durmuşumdur. Bu alanda yaptıklarım, yazdıklarım ve söylediklerim bir hayli yekûn tutar,” diyen Kâzım Karabekir, bu eserinde çocuk, aile ve eğitim hakkındaki görüşlerini açık bir dille metne döker. Kitap boyunca kendi tecrübelerinden hatıralarına, gazete yazılarından kendisiyle yapılan mülakatlara kadar birçok önemli metne başvuran Karabekir, 1. Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda çocuk davası ile ilgili yaptıklarını, kişisel mücadelesini ve Anadolu’da sefalet içinde kimsesiz kalan çocuklar için açtığı okul, kurum ve dernekleri anlatır.

Cumhuriyetin 100. yılında yayıma hazırladığımız Çocuk Davamız adlı bu eser, umarız 1. Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu’nun nasıl bir hâlde bulunduğunu yakından anlamak isteyen okur ve araştırmacılara yol gösterir; Kâzım Karabekir’in bu süreçte nasıl cansiperane bir şekilde mücadele ettiğini açıkça ortaya koyar.

Milli Mücadele'nin büyük kumandanlarından Kazım Karabekir'i, bu vesileyle 76'ncı ölüm yıldönümünde hatasıyla sevabıyla tekrar anıyoruz. 

Çocuk Davamız