Cumhuriyet’in devrimleri ile savaşı imanlarının parçası haline getirmiş bir ekip var.

Bunlar ikide bir harf devrimine saldırırlar.

Sanki daha önce çok kültürlü imişler gibi, “Bir gecede cahilleştik!” derler.
Arap alfabesini bırakıp bugünkü alfabemizi kullanmaya başladık ya… İşte buna kızarlar.

Halbuki, o çok sevdikleri Arap alfabesini kullandığımız dönemde okuma oranı yüzde 5’ler dolaylarında iken yazma oranı yüzde 1 bile değildi.

Çünkü, o kutsayıp putlaştırdıkları Arap alfabesi var ya… Onunla yazmak çok zordur. Bugün bir harfle gösterdiğimiz herhangi bir sesi o alfabede farklı farklı iki hatta üç harfle yazıyordunuz.

Üstüne üstlük o harf kelimenin başında ayrı, ortasında ayrı, sonunda ayrı bir biçimde yazılabiliyordu.

Yetmiyordu… Bir harfin yazılışı 5-6 biçimde olabiliyordu: Talik, rıka, divani, nesih, tevki, muhakkak… gibi

Bugünkü alfabemizi 7 yaşındaki bir çocuk 4-5 ay içinde okuyup yazmayı sökebiliyor. Ama şu kutsal AKP alfabesini öğrenmek ve yazmak için yıllarca talim etmek gerekiyordu. Bu da okumayı yazmayı çok zorlaştırıyor, insanlar eğitimden kopuyorlardı.

Osmanlı Devleti’nin 600 sene boyunca 6 büyük yazar çıkaramamış olmasının birinci sebebi işte bu okuyup yazılması zor olan Arap alfabesidir.

İŞTE HENDEK İŞTE DEVE
Arap alfabesinin kaldırılmasına üzülen Cumhurbaşkanımızın mahdumu Necmeddin Bilal Erdoğan hazretlerine bir çağrım var. Sana üç harflik basit bir kelime yazacağım. Oku bakalım şunu:

Ne kadar kolay değil mi? O zaman oku bakalım!

1-“Kör” mü dedin? Olabilir efem…

2-Ya “gör” ise ne olacak?

3-Ben, köylüyüm ya “gever” (ince su arkı) okuyorum, hadi yanlış de bakalım.

4-Arkadaşım İranlı okudu: Bu, “gûr” (mezar) dedi.

5-Bir başkası “kor” diye okudu.

6-Türkçe’yi seven bir başkası “gür” diye okudu.

Söyle bakalım Bilal hazretleri! Hangisi doğru bu okumaların?

Sıkışma, cevabını ben vereyim: Hepsi de doğru…

Şimdi soruyorum sana: 7 yaşında okula başlayan bir çocuk, bu kargaşanın içinden nasıl çıkacak?

TARİKATLAR ÜLKESİ
Bilal Bey Bilal Bey! Siz bu Arap alfabesini niçin istiyorsunuz biliyor musunuz?

Halk bu bilmece gibi alfabeyi öğrenemez, Osmanlı devrinde olduğu gibi cahil kalır, biz de bu cahilleştirdiğimiz kitleyi koyun gibi güderiz…

Güdemeyeceksiniz Bilal Bey, güdemeyeceksiniz… Artık sizin kurduğunuz sistem duvara toslamıştır. Türkiye’yi tarikat Cehennemine çevirdiniz. Mezhepçi Amerikancı Halidi yobazlığını iktidara taşıdınız. Sonra onun darbesine maruz kalıp ağlaştınız; döndünüz yine ona sarıldınız…

Bilal Bey, biliniz ki insanlığın geleceğinde sizin tarikat dünyanızın yeri yoktur. Sadece Cennet’i parselleyen, yanmaz kefen satan İsmailağacılar değil, TÜRGEV gibi, TÜGVA gibi, Okçular Vakfı gibi sizin komutanızda örgütlenen tarikat kimlikli yapıların da bizim geleceğimizde yeri yoktur.

Hem bu devletin nimetlerini tepe tepe sizler yiyorsunuz sonra da dönüp ona yine sizler sövüyorsunuz… Kurucusunu cehennemlik ilan edip onun getirdiği sistemle bu koltuklara oturduğunuzu görmezden geliyorsunuz…

İslam ahlakında bu işe denilir hiç düşündünüz mü?