Toplumsal Kulis
İnşaat sektörü oyuncularının yakından tanıdığı bir isim, Murat Gülibrahimoğlu.
Türkiye’nin hafriyat baronu olarak biliniyor. Özellikle İstanbul’da hafriyat ondan soruluyor. Uzun süre Bilal Erdoğan ile işbirliği yapan Gülibrahimoğlu’nun başı 2024 yılında, Ekrem İmamoğlu ile de eş anlı ortaklığı nedeniyle derde giriyor.
Kendini ne yapayım adam İBB Başkanı diye savunan Gülibrahimoğlu’nun, bu süre boyunca İmamoğlu’na 450 milyon dolar borçlandığı konuşuluyor.
Bilindiği üzere 19 Mart’ta hakkında yakalama kararı çıkarılan Gülibranimoğlu Londra’ya kaçmış ve halen firari bir isim. Türkiye’deki mal varlığına da el konulan firari ismin bir medya kurumunun da gizli patronu olduğu iddia ediliyor. İşin vahim tarafı, muhalif gibi görünen bu kurumun rengi de, patronu gibi hemen seçilemiyor…
İşte bu nedenle Eylül ayı gibi çatısı çakılan Nefes gazetesini kuran Gülibrahimoğlu kurumun siyasi görüşünün ne olduğu noktasında da kafaları karıştırıyor.
Uğur Mumcu’nun gazeteci belgelendirdiği ve doğru olduğunu gördüğü haberi hiç bekletmeden yayımlamalıdır, bunun aksi şantaja girer, derken… Bu durum aynı kurumda bambaşka bir hal alıyor…
Büyük akçeli ve belgeli pek çok haberi, “İyi de şimdi bu haberi yapmamız kimin işine yarar?” diye engelleyen, eğlenceli market ve güzel plajlar yazarı R.G.’nin duruşunun da şahsi olduğu düşünülmüştü.
NEFES TV’DEN VAZGEÇİLDİ
Kurumun patronajı ile birlikte okununca, pekala genel bir politika olabileceği görünüyor.
Gelen kulis bilgilerine göre, Nefes, 2024’te hararetli bir biçimde gazetenin üst katı TV şeklinde lanse ettiği inşaatı da Mart’ın üçüncü haftasından bu yana durdurdu. Kurumun köşe yazarları sadece bu durumdan bile rahatsızken, gazetenin peyderpey küçülmeye gideceği 250’ye yakın çalışanının yarısını sene sonunda çıkarmaya hazırlandığı belirtiliyor.
MUHALİF MEDYADA CİDDİ BÜTÇE SIKINTISI VAR
Bu durum tek bir kurumla da sınırlı değil. Tele 1 zaten en başından beri rağmenlere rağmen yayınlarını büyük özveriyle sürdürürken, 10 günlük karartma davaları ile boğuşan Sözcü TV ve Halk TV’de de ciddi bir ekonomik darboğazın başladığı belirtiliyor.
Yine muhalif bir kanal olarak bilinen yılların Flash TV’si bile MHP’li TYT TV tarafından satın alınınca kulislerde muhalif medyanın kan kaybı konuşulmaya başlanmıştı.
Malumunuz, Türkiye’de son üç ayda 40 civarında muhalif internet sitesi de yayımlarını askıya aldı.
CHP DAVASINDA EYLÜL’DE DE KARAR ÇIKMAYACAK
19 Mart sonrası, Türkiye’nin bir numaralı partisi CHP’nin kurultayına şaibe karıştığı iddiası ile “Mutlak butlan” sopasını kafasının üstünde sallandıran siyasi iktidar, bu belirsizlik ortamından çok mutluymuş. CHP’nin 8 Eylül’deki davasında da bu nedenlerle bir karar çıkmayacağı yönünde Ankara kulislerinde yaygın bir kanı var.