Değerli okuyucularım, bugün mail yoluyla çok ilginç ve düşündürücü bir mektup aldım. Düşündürücü dememdeki kastım, Türkiye’nin turizme açılan kapısı, Ege’nin incisi Kuşadası’nda son aylarda yaşananlar…

Pandeminin de etkisiyle dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik krizin iyice derinleştiği şu günlerde esnafın ve turizm sektörünün tek umudu ülkeye gelecek turistler. Kuşadası esnafı da ülkeye gelecek yerli ve yabancı turistleri karşılama hazırlıkları yaparken son zamanlarda eski ve mevcut kamu yöneticilerine karşı yapılan silahlı saldırılar ilçe sakinlerini ve esnafını tedirgin ediyor.

Çeşitli yerel kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre de bu kavgaların Kuşadası Belediyesi yöneticileri ile bazı çıkar çevrelerinin hesaplaşması olduğu iddiaları, Kuşadası esnafını kaygılandırıyor.

Konuyla ilgili telefonla görüştüğüm birkaç ilçe esnafının, olayların bu şekilde devam etmesi sonrası yerli ve yabancı turistlerin ilçeye gelmeyeceği korkusu içerisinde olduklarını gördüm. Dört gözle turizm sezonu beklenirken, turistlerin bu sezon gelmemesi ihtimali, Kuşadası’nda birçok esnafın kepenk kapatmasına neden olabilir…

Mail yoluyla gelen mektupta okurum kaygılarını ve sitemlerini dile getirirken 16 Mayıs 1995’te eski Kuşadası Belediye Başkanı Lütfu Suyolcu’ya yapılan suikastın bir benzerinin yaşanmasından endişe ediyor. İşin ilginç tarafı eski Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı’ya yapılan silahlı saldırı karşısında CHP Kuşadası ilçe başkanı ile mevcut Kuşadaşı ve Aydın Büyükşehir belediye başkanlarının duyarsız ve sessiz kalması…

Kaygı ve şüphelerini dile getiren okurumun ‘Kuşadası mı Teksas mı’ başlıklı mektubu şöyle:

"Aydın’ın Kuşadası ilçesine bağlı, ’büyükşehir’ yasası öncesi belde olan eski Davutların Belediye Başkanı Adem Tuna, arkasından yaklaşan bir kişi tarafından tabancayla vuruldu. Yaralanan Tuna hastanede tedaviye alınırken, görgü tanıklarının verdiği eşkal doğrultusunda B.E. adlı bir kişi yakalandı.

’Büyükşehir’ yasası öncesi belde olan Davutlar’ın iki dönem önceki Belediye Başkanı Adem Tuna’nın park halindeki otomobiline bindiği sırada, arkasından yaklaşan bir kişi, tabancayla sekiz el ateş açtı. Saldırgan kaçarken, Tuna karnından ve kasığından yaralandı. Tuna, ihbar üzerine gelen acil yardım ekiplerinin ambulansıyla Kuşadası Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

Denizi, tarihi yapıları ve tertemiz havasıyla turizmin kalbi olan Kuşadası son dönemde adeta Teksas’a döndü. Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turhan’a düzenlenen silahlı saldırının sıcağı geçmeden ilçe bir olayla daha sarsıldı. Eski Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı da bacağından vuruldu.

Makamında çekilen mastürbasyon görüntüleri ile meşhur olan imardan sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turan’a, otoparkta aracından indiği sırada Harun Özekin tarafından ateş açılmıştı. Yaşananların ardından rüşvet iddiaları gündeme geldi. Turan, saldırıdan yara almadan kurtulurken Harun Özekin ise polise giderek teslim olmuştu. Özekin, bir yakınına ait pansiyona imara aykırı yapılar olduğu için mühür vurulduğunu, kararın iptal edilmesi için rüşvet ödediğini ileri sürmüştü. Verilen söz tutulmadığı gibi rüşvet olarak alınan paranın da iade edilmemesi üzerine böyle bir eylemin gerçekleştiği iddia edilmişti.

Eski Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı, arkadaşıyla bulunduğu restoranda çalışan garson Can Başaran tarafından arabasına binerken silahla ayaklarından vuruldu. Altı el ateşin üçünün ayağına isabet etmesi üzerine Kayalı, ambulansla hastaneye kaldırılarak ameliyata alındı.

Yaşananlar akıllara 16 Mayıs 1995’te meydana gelen Lütfü Suyolcu cinayetini getirdi. Dönemin Kuşadası Belediye Başkanı Suyolcu, Fırat Erdoğan isimli kiralık katil tarafından gerçekleştirilen suikast sonucu evinin önünde öldürülmüştü.

CHP Kuşadası İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek, Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turan’a yapılan saldırıyı kınadıklarını ve hiçbir zaman ranta izin vermediklerini söylemişti. Oysa olay rant yüzünden değil rüşvet nedeniyle meydana gelmişti. Aynı Gürbilek her nedense, Özer Kayalı’ya yapılan saldırıyı kınamamış, eski başkana sosyal medyadan bile ‘geçmiş olsun’ demediği gibi hastaneye ziyarete de gitmemişti.

Özer Kayalı’yı hastanede ziyarete gitmeyen diğer iki isim de Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ile Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’ydu.

Geçtiğimiz günlerde Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turan’a belediye otoparkında yapılan silahlı saldırının hemen ardından eski Belediye Başkanı Özer Kayalı’nın da bir restoran çıkışında ayaklarından vurulması, 90’ların mafyatik hesaplaşmalarını akıllara getiriyor.

Kuşadası sakinleri ise olayların daha da çağrından çıkmaması ve 1995’te yaşanan üzücü olayların yaşanmaması için yetkililerin bu işe bir an önce el atmasını istiyorlar.


* Gazete Toplumsal'ın 13 Mart'ta yayınlanan 27'nci sayısında yer almıştır.