Zaten küresel ekonomi açısından çok daha bereketli bir yıl beklenmiyordu. Bir yandan pek çok bölgede çatışma, gerilim, öte yandan ticaret savaşları, küresel iklim kirzinin faturasının çok daha net biçimde ortaya çıkması, gelişmiş piyasaların bir toparlanıp bir alarm vermesi, gelişmekte olan piyasalarda kırılgan durum ve bir önceki krizden bu yana çözülememiş ve birikmiş sorunlarla yüklü yapısal krizi süren küresel finans piyasası... Yani pek fazla umut yoktu ama yine de ite kaka çok ciddi bir dalgalanma olmadan 2020’nin geçeceği umuluyordu. Görünen o ki, bu yıl da tahmin edildiği gibi geçmeyecek.
Bilim insanlarının kabusu küresel bir salgın ihtimali ilk kez bu kadar yakınımızda. Vuhan’da başlayan coronavirus salgını, başta Güneydoğu Asya olmak üzere dünyaya yayılıyor. Her ne kadar felaket tellallarının dediği gibi büyük bir salgın ve kitlesel ölümlere neden olmayacaksa da (Avustralyalı bilim insanları virüsün kopyasını çıkarttı ve artık aşı geliştirilme ihtimali daha güçlü, yeter ki çok uzamasın süreç) bu virüsün, küresel ekonominin büyüme beklentilerine bir darbe vuracağı kesin gibi... Zaten sallantıda olan bir sistem, sınırlı büyüme tahminlerine bile ulaşamayacak. Zira Çin grip oldu mu, küresel ekonomi de nezle olur. 2003’te Çin ekonomisinin dünya ekonomisi üzerindeki payı yüzde 4 civarındaydı; bugün ise Çin ekonomisi dünya ekonomisinin yüzde 20'sini oluşturuyor. Yani durum ciddi!

Zordayken yakalanınca...
Çin en zayıf zamanlarından birinde yakalandı bu virüse... Çin 2019 yılında yüzde 6.1 büyüyerek son 29 yılın en düşük büyüme rakamını görmüştü. Çin’in en az yüzde 8 civarında büyümesi lazım ki, her yıl 20 milyon yeni iş imkanı yaratabilsin. Artık bu eskisi gibi mümkün değil. Standart&Poors tarafından yapılan tahmine göre karantina ve hastalığın yayılma hızı bu şekilde devam ettiği sürece, Çin’in büyümesi 2020 sonu için beklenenden yüzde 1.2 puan ile yüzde 3 arasında daha az olabilir.
Doğal olarak, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in büyümesinde yaşanacak bir sapma, dünya ekonomisi ve ticareti için de çok ciddi bir risk unsuru. Kaldı ki Çin küresel ekonominin üretim merkezi, ve salgının kolayca sıçrayabileceği ülkeler arasında Güney Kore, Endonezya, Malezya, Filipinler ve Vietnam da var ve bu ülkeler de Çin gibi olmasa da önemli üretim merkezleri...

Piyasalar panikte
Dünyanın en büyük bankaları arasında yer alan Citigroup, Çin’deki salgında, ‘Joker karakter ölüm oranı değil fakat virüsün ne kadar bulaşıcı olduğudur. Ekonomik etki, bu salgının ne kadar başarılı bir şekilde kontrol altına alındığına bağlı olacaktır’ değerlendirmesinde bulunuyor. Bu çok doğru bir saptama, zira salgın hangi ülkede kendini gösterirse, diğer ülkeler sınırlarını o ülkenin ürünlerine kapatacaklar. İş bununla da bitmiyor, küresel şirketlerin birimleri de o ülkedeki tesislerinin üretimine ara verecek ve belki de kapıya kilit vuracak.
Sanayi üretimi de tıpkı özel yatırımlar gibi coronavirus salgınının negatif etkilerinden zarar görecek. Bu durum, Çin talebine dayalı ekonomileri ve Bloomberg Economics’e göre, Çin’in Asyalı komşularını ve emtia ihracatçılarını da en büyük zorluklarla yüz yüze bırakacak.

Yabancılar üretime ara verebilir
Daha şimdiden, Honda Motors Co. ve Nissan Motors Co.’nun da aralarında bulunduğu küresel şirketler çalışanlarını virüsten etkilenen alandan çıkarıyor. Ayrıca eğlence parkı şirketleri, sinema salonları, perakendeciler ve restoran zincirleri çalışanlarını korumak için enfeksiyon bölgelerine operasyonlarını azaltıyor ya da erteliyor. Facebook, personelinin Çin’e gidişine sınırlama getirdi. Şirket, çok gerekli olmadıkça personelin Çin’e gitmesine izin vermeyeceklerini, Çin’e gitmesi gerekliliği bulunan personel için özel izin şartı olacağını ve konuya çok hassasiyet göstereceklerini belirtti.

Gelişen piyasalar zorlanabilir
Capital Economics de salgının etkisinin Çin’in gayrisafi yurtiçi hasılasını (GSYİH) yüzde 3 düşürdüğü hesaplanan 2002’teki SARS salgınıyla benzer olabileceğini tahmininde bulunuyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in, salgından bu yılın ilk çeyreğinde olumsuz etkilenmesini beklerken, bunun gelişmekte olan piyasalarda büyümeyi yavaşlatacağını hesaplıyor.
Virüsün bulaşma riskinin görüldüğü ülkelerde tüketici talebini azaltabileceğine işaret eden Moody’s, turizmin, ulaşımın, ticaretin ve hizmetlerin olumsuz yönde etkilenebileceğine vurgu yapıyor. Bu da bir diğer olumsuz etki... Bu aynı zamanda küresel bir maliyet enflasyonuna da sebep olabilir. Ucuz işçilik nedeniyle dünyanın üretim üssüne dönüşen Çin ve diğer Uzakdoğu Asya ülkelerinde salgın nedeniyle üretimlerin durması halinde, birçok ürünün ucuz ve ulaşılabilir olmasında ciddi sorunlar yaşanacak.

Felaket senaryoları
Dünya Bankası’nın hesaplamasına göre 71 milyon insanın öldüren şiddetli bir salgın dünya GSYH'sinin yaklaşık yüzde 5’ini yok edebilir. 1957-1958 Asya gribi salgınında, dünya çapında yaklaşık 1.1 milyon insan ölmüştü. Dünya Bankası böyle bir senaryonun tekrarlanması halinde, küresel GSYİH’nin yüzde 1 ile yüzde 2 arasında azalabileceğini hesaplıyor.
2001-2002 SARS salgını ise 8 bin 100 kişiye bulaştı ve toplamda 774 kişi öldü. SARS, en çok Çin ve Hong Kong ekonomisini etkiledi. SARS’ın küresel ekonomideki resesyondan çıkış dönemine rast gelmesi maliyetini ve etkisini hesaplamayı zorlaştırırken, bir araştırmaya göre Çin’in GSYİH’sini yüzde 1.1 ve Hong Kong’un GSYH’sini da yüzde 2.6’sını tırpanladı. SARS salgınının küresel ekonomiye de 40 milyar dolarlık bir zarar verdiği düşünülüyor.

Likidite muslukları açıldı
Çin tek başına zaten koskoca bir Pazar ve Çin ekonomisi için iç tüketimin önemi son derece yüksek. Ekonomik büyümenin yaklaşık yüzde 58’i iç tüketim kaynaklı ve tüketimin en canlı olduğu dönem hastalık sebebiyle büyük oranda azaldı. 2003’te Çin ekonomisinin dünya ekonomisi üzerindeki payı yüzde 4 civarıydı; bugün Çin ekonomisi dünya ekonomisinin yüzde 20'sini oluşturuyor.

Salgın sebebiyle iç piyasada durgunluk tehlikesi baş gösterince, Çin Merkez Bankası (PBoC) piyasalara 1.2 trilyon yuan (173.8 milyar dolar) likidite sağlama kararı aldı. Çin otoriteleri, salgınla mücadele için çeşitli para politikası enstrümanlarını kullanacaklarını daha önce de açıklamıştı.

Bankacılık sistemine sağlananan toplam likidite, bu likidite hamlesi sonrası geçen yılın aynı dönemine göre 900 milyar yuan (yaklaşık 130 milyar dolar) daha fazla olacak. Hesaplamalara göre, piyasaya 150 milyar yuan (21.6 milyar dolar) daha net nakit likidite enjekte edilecek.

Önlemler yerinde ama yetersiz kalabilir
Çin Sermaye Piyasaları Kurulu (CSRC) salgının piyasalara etkisinin ‘kısa vadeli’ olacağını öngörüyor. Ama bu iyimser bir görüş olabilir ve paniği hafifletmek amacıyla yapılmış bir açıklama olması daha muhtemel. Bugün itibarıyla, Şangay Borsası’nın salgından bu yana yüzde 9 düşüş kaydettiği göz önüne alınırsa...
Şimdi, CSRC salgından etkilenen şirketleri desteklemek için vadesi geçmiş hisse rehin sözleşmesi olan şirketlerin uzatma için başvurabileceklerini belirtti ve şirket tahvili yatırımcılarını borç vadelerini uzatma çağrısı yaptı. CSRC aynı zamanda A hisseleri piyasası için yeni hedge enstrümanları çıkartmayı planlıyor. Ayrıca panik havasının giderilmesine yardımcı olmak amacıyla, kapanış sonrası vadeli işlemler oturumunun da askıya alınacağı belirtildi.
Önlemler yerinde, müdahale geç sayılmaz. Ama eğer ki aşı yakında bulunamazsa, bu salgına piyasalar dayanamaz. Ne Dünya Bankası’nın yüzde 2.7’lik, ne IMF’in yüzde 3.3’lük küresel büyüme tahminleri tutabilir. Ki salgın öncesinde bile bu tahminler fazla iyimser duruyordu.