Şiddete karşı bir manifestoyla başlayan 'Kırmızı Oda' dizisi, ele aldığı konular ve ilişkileri işlerken takındığı tutum dolayısıyla çok sayıda izleyiciden büyük beğeni ve övgü aldı. Diğer yandan dizideki terapi seanslarına ise meslek profesyonellerinden eleştiri geliyor.

Her ne kadar Kırmızı Oda kurmaca bir yapım olsa da Türkiye'de çok sayıda kişi bir terapi odasıyla ya da terapi seansıyla ilk defa bu dizi sayesinde tanıştı. O yüzden bir terapinin ya da terapistin nasıl olması gerektiğine yönelik yanlış bir algı oluşturabileceği ifade ediliyor.

BBC Türkçe'ye konuşan klinik psikolog Ece Oral Albayrak, "Bu dizi bugün yaşadığımız sıkıntıların aslında geçmişte yaşadığımız aile yapıları, oradan gelen ilişkiler ve geçmiş yaşantılarla ilişkili olduğunu, bugün kurduğumuz ilişkilerin geçmiş ilişkilerden kaynaklanabileceğini göstermesi açısından gerçekçi" diyor.

ARADAKİ İLİŞKİ GERÇEKÇİ DEĞİL
Ece Oral Albayrak'a göre dizinin çok da gerçekçi olmayan yanı ise terapist ve danışan arasındaki ilişki.

Albayrak, dizideki gibi dostane bir ilişki kurmak için terapiye giden bir danışanın hayal kırıklığına uğrayabileceğini söylüyor.

Görüşlerini aldığımız Türkiye Psikiyatri Derneği üyesi psikanalist Prof. Dr. Işıl Vahip ise psikoterapi ilişkisinin genel ilkelerine değinirken, "Yalancı bir samimiyet zaten dürüst bir şey değil. Arkadaşmış gibi bir hava estirmek uygun değil; çünkü arkadaşı değiliz danışanın" açıklamasında bulunuyor.