Değerli Dostlar,
Bu haber bana 60 yıl öncesi yaşadığım bir olayı anımsattı.
1960’lı yılların başında İngiltere’de üniversite öğrencisiydim.
Üniversitenin 500 kişilik toplantı salonunda ayda en az iki kez konferanslar verilirdi. Konularında uzman ünlü bilim insanları, sanatçılar ve politikacılar gelir konuşma yaparlardı. Konuşmacı sözlerini bitirdikten sonra soru-cevap bölümüne geçilir, öğrenciler sorular sorar, eleştirilerde bulunurdu. Bazen çok sıcak tartışmalar olur, sloganlar atılır, konuşmacı terletilirdi.
İlgimi çeken bir konu gündemde olduğunda ben de bu konferanslara katılır, konuşmacıya sorular sorduğum da olurdu.
Dönemin eğitim bakanının geleceğini öğrenince ben de konferans salonuna gittim. Tıklım tıklım doluydu, bazı öğrencilerle birlikte ben de ayakta kaldım.
Bir süre önce öğrenci bursları ve üniversite harçları konularında olumsuz kararlar almış bakana ülkedeki tüm üniversite öğrencileri tepki göstermiş, bu davranış medyada da yer almıştı. İşte bu nedenle çok tartışmalı geçeceği öngörülen konuşmaya ilgi büyüktü.
Bakan geldi, konuşmasının sonunda sorulacak tüm sorulara cevap vereceğini bildirdikten sonra konuşmaya başladı. Birkaç öğrenci slogan atsa da konuşma sorunsuz tamamlandı. Ancak sakin hava, soru-cevap bölümü başlayınca birden alevlendi! Söz alan öğrenciler çok ağır eleştirilerde bulunuyor, bakanı hemen istifaya davet ediyordu. Kendilerine söz verilmeyen öğrenciler haykırarak sloganlar atıyordu. Ancak bakan üslubunu hiç bozmadan sakin sakin cevap vermeye çalışıyordu ki, birden bir öğrenci elinde mürekkep şişesi sahneye fırladı ve mürekkebi bakanın üzerine boca etti!
Herkes şaşırmıştı! Bakan’la beraber toplantıya gelip en ön sırada oturan 4-5 bakanlık çalışanı hemen sahneye fırladı, bakanı bir çember içine aldı, mürekkepli saldırıyı yapan öğrenci de zaten ortadan kaybolmuştu!
Bu olay, aynı günün akşamı televizyonda haber oldu. Görüntüler verildikten sonra televizyon kanalının yorumcusu bakana sordu:
- “Üzerinize mürekkep döken öğrenci hakkında ne yapmayı düşünüyorsunuz?”
Bakan gülümseyerek şu yanıtı verdi:
- “Mürekkebe batmış takım elbisemi bir kuru temizleyiciye vereceğim, faturayı da o delikanlıya postalayacağım!”
Değerli Dostlar,
Sizlere 60 yıl önce İngiltere’de öğrenciyken yaşamış olduğum bir olayı anlattım.
Günümüz Türkiye’sinde ise, küçük kız çocuklarına cinsel saldırıyı savunan bir ilahiyatçıyı protesto ettiği için 97 üniversite öğrencisi gözaltına alınıyor, bunlardan 6’sı hapse atılıyor!
Üzülerek soruyorum:
İngiltere ile aramızda kaç yüzyıl var?