Dünya, koronavirüs pandemisine kitlendi.

Gelişmelerin ciddiyetini kavramak için evde birinin çırpınarak can vermesi gerekmiyor. Herkes farkında salgının ve de özellikle gücünün. Salgının yayılma hızına günün teknolojik olanakları da yetişemiyor. Haber kanallarından birinin açıkladığı ölüm rakamlarını, bir diğeri yalanlıyor. Yalancı olduklarından değil, haber merkezi sunucuya okuyacağı metni uzatırken ölü sayısı artıyor.

Her ne kadar araya yukarıyı sıkıştırsa da Cumhurbaşkanı da dahil söz sahibi olanlar, yeryüzünde yürürlükte olan sistemleri ne gibi mutasyonlara uğratacağı belli olmayan pandemiye karşı neler yapılacağı konusunda aklın yolundan çıkmıyorlar. İnsanlara soluk mesafesinden uzak durma önerisi yeterli kalmayınca, evde kalma tedbiri şiddetle önerildi. Şiddet deyince, cebr değil tabi; onu Üsküdar Belediyesi logolu üniformaları giyen bazı öküzler uygulamış. Var haberi Toplumsal’da…

Zorunlu olmadıkça dışarı çıkma yasağıyla birlikte polislerin eline ceza makbuzu da tutuşturulmuş. Öneri yerinde ama şu cezalı uygulamayı yürürlüğe koyan sivri, acaba aklıyla gurur duyuyor mudur!.. Polislerin uyardığı ya da ceza kestiği vatandaşın tek kusuru, binecek bi arabası olmaması mı… Araç kullananlardan hiç biri durdurulup caddede cirit atmasının zorunlu olup olmadığı sorulmuyor ama, kameralarla çekim yapılan sokaklarda vatandaşın önü kesilebiliyor. Bu yanlıştır ve de derhal düzeltilmesi gerekir!

Diyanet İşleri Başkanlığı, vatandaşların merak ettiği konularda yönelttiği soruları yanıtlıyor.

Din İşleri Yüksek Kurulu "Alkol içeren maddelerin temizlikte kullanılması caiz midir?" sorusuna şu karşılığı vermiş. Tarih göremediğimizden sorunun eski mi, koronavirüs pandemisinden sonra mı sorulduğu netlik kazanmıyor ama ‘genel’ olduğunu kabul edelim. Yanıt:

"İspirto, kolonya vb. sıvılarla, temizlik amacıyla üretilen alkollü maddelerin içilmesi haram olmakla birlikte, temizlikte kullanılmaları caizdir. Namaz kılmadan önce bu ürünlerin sürüldüğü yerlerin yıkanması da gerekmez.”

Vay be… İşte bu son cümleyi vermeseydin iyiydi. Ne demek “Namaz kılmadan önce bu ürünlerin sürüldüğü yerlerin yıkanması da gerekmez.” Bi de “ispirto, kolonya vb. sıvılarla” diyo ya; alkol çeşitlerinin devamı da var demek ki, şenlik başlasın… Buraya gelcez birazdan…

Daha dün gibi geçen 1918 İspanyol gribi pandemisinde yüz milyona yakın insanın hayatını kaybettiği düşünüldüğünde, hayırlısıyla şu pandemi bütün dünyada en hafif zayiatla atlatılırsa, koronaya bir teşekkür borçlu olacağız. Çin’den Kanada’ya, Finlandiya’dan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne kadar temiz bir dünya toplumu çağı açacağı kesin… Bugünden itibaren sabun fabrikalarına yatırım yapanlar parayı asırlar boyu vurur. Bir de alkol…

Buraya gelcez birazdan dedik ya;

Allah mahfaza… Hacım Diyanete uyup alkolle temizlenmeyi alışkanlık haline getirirse, bekrilerin sayısında patlama yaşarız. Düşünsene diyaloğu;

Hacım bugün tersoyum, alkol senden” deyip kankasının yanında saf tutan beleşçi mümini… Sendeleyerek direk mihraba tırmananları… Şarap yerine viski sürenlerin yanında yer almak için rezervasyon yaptıranları…

Yaa… İşte bunları düşünmeye yönlendiriyor zındıklar.

Ağlamakta, Bülent Arınç’ın Fetullah Gülen’in arkasından döktüğü gözyaşını bile katlayan Nihat Hatipoğlu, Kabe’nin ibadete kapatılması kararını pandemiden dolayı onaylıyor ama, Cübbeliden de geri kalmıyor. Kabe’nin üzerinde etrafında uçan kuşların görüntüsünü yorumlarken, “Virüs sebebiyle kapatılan Kabe'yi kuşlar tavaf etti. Kuşlar, ‘siz gidin biz varız, emaneti teslim aldık’ demişler. Kabe durunca dünya durur” diyerek yine milleti ağlatma seansına sokmaya çalışıyor belli ama, bu kez hacım canını imandan öte tutuyor. Onbeş gün önce “Ne koronası kardeşim, korona morona yok” diyen hacıma bugün mikrofon uzatılsa da şu kabadayılığını bi kez daha seyredebilsek…

Bırak insanları hapsetmeyi, korona sinagogları, kiliseleri, havraları, camileri kapattırdı, Kabe’ye kilit vurdurdu, Türkiye’nin dinlik, yanlış olmuş; günlük gazetelerinden Yeni Akit, ‘Koronavirüsten korunma duası var mıdır?’ sorusuna açıklık getirmiş. Ülkede vaka ve ölümlerin her geçen gün arttığı açıklanırken, “Bismillahi yübriyke min külli dain yeşfiyke ve min şerri hasidin iza hasede ve min şerri külli zi aynin.” Yani; “Allah’ın adıyla! Allah, hased eden kimsenin şerrine karşı, her göz sahibinin ‘nazar değdiren kimsenin’ şerrine ve bütün hastalıklara karşı şifalar versin” duasının pandemiye karşı okunmasını istemiş.

Okuyucuları kıçı kurtarmak için bu duayı okurlar mı bilinmez ama, kıçıyla gülerdi;

Korona Yeni Akit okusaydı…