Bilgisayarım bozulduğu için bir haftadır yazamadım.

Bu arada Amerikan seçimleri oldu.

Büyük olasılıkla Demokrat Partili Biden yeni başkan olacak.

Gördünüz… Seçim ABD’de değil sanki Türkiye’de olmuş gibiydi.

Yandaş medyada Biden düşmanlığı köpürtüldü durdu.

Sanki Trump tutucu Hıristiyanların değil de İslamcı AKP’lilerin başkanı imiş gibi atıp tuttular karşı tarafa…

Elbette Trump’ın AKP Lideri Erdoğan’a ettiği ağır hakareti yok sayarak… 2018 yılında “Ekonominizi mahvederim!” demesini unutmuş gözükerek… Ve o politika yüzünden Türkiye’nin dibe vurduğunu bilmezden gelerek…

Neymiş efendim? Biden, 10 ay önce, “Erdoğan’ın otokratik yönetimine karşı muhalefeti desteklerim!” demiş ya… İşte bütün dertleri bu…

Akademik unvanlı AKP militanları ile gazetelere yerleştirilen parti propagandacıları attılar da attılar.

Ama kafası çalışmayan bu adamlara benden bir müjde var: Korkmayın, bu Biden, Erdoğan’a bir şey yapmaz.

ABD için önemli olan muhalefet değil, Türkiye’nin konumudur.

Türkiye, ABD’nin yanında durdukça Amerikan başkanları iktidarda kimin olduğuna bakmaz.

Erdoğan da dümeni Biden’den yana kıracaktır, göreceksiniz…

Ve biz o zaman hep birlikte şunu göreceğiz: Bugün Biden sövüp sayan AKP militanları, o zaman bizlere Biden’in ne kadar basiretli bir devlet adamı olduğunu anlatmaya başlayacaklar. Ve Trump’ın ne kadar psikopat birisi olduğunu da onlar dile getirecekler.

BAHÇELİ’NİZ VAR YA…

Hem korkmayın: Bu AKP’yi 2002 yılında bu Amerika iktidara getirmedi mi? Önceki hükümetin başbakanı rahmetli Ecevit, “Kuzey Irak’ta Kürt devleti kurulmasın savaş sebebi sayarım!” diyerek ABD’ye posta atınca, ekonomik kriz çıkartılmadı mı?

Ve çok daha önemlisi, Ecevit iktidarı yaraları sarmaya başlamışken MHP Lideri Bahçeli aniden, “Seçim isterim!” diye ortaya çıkmadı mı?

İşte bu Bahçeli yüzünden Türkiye erken seçime gidip bu Bahçeli sayesinde Erdoğan’ın Amerikancı iktidarı kurulmadı mı?

Bütün bunların ünlü Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek için devreye sokulduğunu bilmeyen mi var?

Bilmeyenler var ise, bu konunun belgelerini sunduğumuz, “Muaviye’den Erdoğan’a DİN VE SİYASET” adlı kitabımızı (Toplumsal Yayın) incelesinler.

Türkiye’yi Amerikan güdümünde Ilımlı İslami Ülke yapmak için başlatılan operasyon sonucunda Irak işgal edildi, Suriye parçalandı, Mısır’da AKP’nin Mısır kolu olan İhvan-ı Müslimin partisi iktidara taşındı.

Bütün bu süreçte, MHP; ABD’nin BOP’u için elinden geleni yaptı.

Ülkücü kardeşlerim, bana kızmak yerine Devlet Bahçeli’nin içinde yer aldığı koalisyon hükümetini niçin yıktığını bir düşünsünler… O zaman bugün niye Erdoğan’ın arkasında durduğunu çözeceklerdir…

Bilelim ki 1950’den beri Türk siyasetine emri ABD verir ve oranın istediği partiler iktidara gelir… Bunu anlamayanlar, cahilliklerine yansınlar.

SADECE BURHAN KUZU!

Birçok siyasetçi Corona’ya yakalandı. Ama bunların içinde sadece Burhan Kuzu öldü. Üstüne üstlük Sağlık Bakanımız Fahrettin Bey’in yönetimindeki bir hastanede tedavi görürken ölmüş…

Allah rahmet etsin…

İstemeden olsa bile kendisi Türkiye’deki rüşvet çarkının içine girmişti; tahminimiz odur ki bu süreçte rüşvet çarkının dişlilerinin kimlerden oluştuğuna ilişkin bazı bilgiler edinmişti.

Şimdi soru şu: Burhan Bey’i Corona virüsü mü yoksa rüşvet virüsü mü öldürdü?

Burhan hoca, Burhan hoca! AKP için onca koşuşturmana karşın sahipsizmişsin de haberin yokmuş!

TRUMPÇILARIN DUA AYİNİ

Gericiliğin vatanı da milliyeti de yoktur. ABD’deki yobaz Hıristiyanlar, Trump’ın kazanması için kendilerinden geçerek dua ediyorlarmış.

Dünyacıl işlerde duanın bir işe yaramadığını cahil kitlelere şu Corona salgını bile öğretememiş…

Gördük, görüyoruz: Kiliselerden, camilerden, sinagoglardan yükselen dualar hiçbir işe yaramadı.

Yüz bin dua bir kutu hap kadar faydalı olmadı.

Yetmedi… Hastalık korkusuyla camiler, kiliseler, havralar kapatıldı. Buraların kutsal olduğunu iki bin yıldır yayan propagandaların yalan olduğu ortaya çıktı.

Şair Mehmet Akif’in 100 sene önceden yazdığı üzere, Allah’ı kendisinin pis ve yanlış işlerini gören bir vasıta haline düşüren zihniyet bir kez daha yerle bir oldu.

Ama örgütlenmiş cehalet bu gerçeği asla kabul etmiyor. Aklın ve bilimin verilerini dile getirmeyi kutsal değerlere hakaret gibi göstererek susturmaya çalışıyor. Ve daha da tehlikelisi buradan bir terör de üretiyor.

Yeni Zelenda’da Müslümanlara yönelik o terör ile Avrupa’da Hıristiyanlara yönelik bu terör aynı örgütlenmiş cehaletten beslenerek yaşıyor.

Bunların dinle ilgisi olmadığını söyleyenlere o teröristler şöyle cevap veriyor: Asıl sizin dinle ilginiz yok…

Dinler bugün doğuş kaynaklarından uzaklaştırılarak tersine çevrilmiştir ve siyasetçilerin kitleleri koyun gibi gütmesinin aleti yapılmıştır. Dini, kişinin vicdanı ile sınırlamaz da dünyayı düzenlemesi gereken Tanrısal yasa gibi gösterirseniz bu terör asla bitmeyecektir.