Başlık, yanlış değil…

İnanılır gibi değil ama bu ülkede bir örgüt; gayri nizami harp, sabotaj, baskın, pusu, tahrip, suikast, kurtarma ve kaçırma, bombalama, kargaşa çıkarma, keskin nişancılık eğitimleri veriyor.

Neresi burası?

Uluslararası Savunma Danışmanlık Ticaret Şirketi yani SADAT denilen örgüt…

Başındaki kişi emekli General Adnan Tanrıverdi…

Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp yerine hilafet devleti kurma hayalindeki Adnan Tanrıverdi, yıllarca AKP Lideri Erdoğan’a başdanışman olarak hizmet sunmuş.

SADAT’ın psikolojik savaş örgütlenmesinin başında ise Prof. Nevzat Tarhan bulunuyor.

Bu Tarhan’ı Sayın Erdoğan çok seviyor ve bu yüzden de onun Fethullahçılarla olan sıkı fıkı ilişkilerine aldırmadan kendisini Üsküdar Üniversitesi’nin rektörlüğüne atıyor.

Anlayacağınız, SADAT yönetimi ile Erdoğan arasında hem gönül bağı hem ideolojik bağ bulunuyor.


AKŞENER GÜNDEME GETİRMİŞTİ

Devlet içinde devlet, ordu içinde ordu ordu haline geldiği anlaşılan SADAT, son günlerde siyasi cinayet iddialarına bağlı olarak konuşulmaya başlandı. Ama SADAT tehlikesine ilk dikkat çeken isim İYİ Parti Lideri Sayın Meral Akşener olmuştu.

2 Ocak 2018 tarihinde Sayın Akşener, Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e konuştu. Akşener, “Son dönemde üniformalar uzun namlulu silahlarla bazı kişiler ortalıkta dolaşıyor. Bunlarla ilgili çok önemli iddialar var. Örneğin Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Bu malum yapılar insanları çatışmaların içerisine sürükleyecekler. Şimdiden uyarıyorum ve önlem alınmasını istiyorum.” dedi.

İyi Parti Lideri, bu açıklamayı, seçim güvenliğinin ve dolayısıyla da demokrasimizin tehdit altında olduğunu vurgulamak için yapmıştı. Şu sözleri çok önemliydi: “Yabancılar bana iki soru yöneltiyorlar. Birincisi ‘Seçime girebilecek misiniz?' İkincisi de ‘Korkmuyor musunuz?' Bunlar ülkemiz adına çok üzüntü verici sorular. Partimizin seçime sokulmayacağını, benim cezaevine atılacağımı düşünüyorlar. Buradan çıkan sonuç seçim kazanmak için AKP'nin her şeyi yapabileceğidir.”

Bunun üzerine SADAT açıklama yaptı ve silahlı kamplar iddiasını yalanladı.

SADAT'a yanıt İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ'dan geldi. Özdağ, “Genel Başkanımız böyle konularda hep temkinlidir. Sayın Akşener böyle bir konuda açıklama yapıyorsa bunun muhakkak bir temeli vardır.” dedi. Siyasi durum yüzünden daha fazla ayrıntı veremediklerini de vurguladı.

BAKIN NE YAPIYOR BU SADAT?

Uluslararası düzeyde askeri eğitim verdiği iddiasının arkasına saklanan SADAT’ın aslında Türk ordusunu, jandarmasını, polisini ele geçirip yönetmeye çalıştığını, onların yazılı tanıtım metinlerinden anlıyoruz.

Ülkeyi yöneten tek adam konumundaki Erdoğan’a akıl hocalığı bile yapan Emekli General Adnan Tanrıverdi liderliğindeki örgütün ne yaptığını gelin kendi internet sitesinden okuyalım:

SADAT Savunma hizmet verilen ülkelerin topyekûn savunma organizasyonu ihtiyacı olarak ortaya çıkacak Gayri Nizami Harp teşkilatlanması ve bu teşkilatın unsurlarının pusu, baskın, yol kapaması, tahrip, sabotaj ve kurtarma-kaçırma harekâtı ile bu harekata karşı koyma faaliyetlerinin eğitimini verir.” (https://www.sadat.com.tr/tr/hizmetlerimiz/egitim/egitim-askeri-alanda.html)

Anlıyoruz ki bu örgüt polis teşkilatına da el atmış. Bakın nelerle uğraşıyorlarmış:

Emniyet Teşkilatı için;

  1. Polis Akademileri,

  2. Polis Meslek Yüksek Okulları,

  3. Polis Kolejleri,

  4. Polis Eğitim Merkezleri,

kurarak, bu eğitim müesseselerinin eğitim ve idarecilik hizmetlerini bizzat veya danışman olarak yürütebilir.”

Polisin atanma işlerini bile bu SADAT üstlenmiş gözüküyor. Kendileri şöyle anlatıyorlar:

SADAT… Emniyet gücünün teşkilatlanmasını ve kuruluşunu yaparak;

  1. Mesleğe Giriş,

  2. Temel Eğitim,

  3. Meslekte Yükselme,

  4. Atama ve yer değiştirme

esasları ile birlikte, görev, yetki, sorumluluklarını ve malzeme kadrolarını belirleyebilir.”

Yetmez… Ülkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın has adamı Adnan Tanrıverdi’nin SADAT’ı bakın Türk Silahlı Kuvvetleri ile nasıl bir bağlantı içine girmiş. TSK ile ilgili neler yaptıklarını kendileri şöyle anlatıyor:


“SADAT Savunma'nın Donatım Hizmetleri;
Silahlı Kuvvetlerin Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı Teşkilat ve Malzeme Kadrolarında mevcut; Harp silah, araç, gereç, teçhizat, yedek parça ve patlayıcı maddelerinin

  1. İhtiyaçlarının tespiti,

  2. Tedariki,

  3. Depolanması,

  4. Dağıtımı,

  5. Kayıtlarının tutulması,

Kullanıcı seviyesinden fabrika seviyesine kadar olan kademelerdeki;

  1. Bakım

  2. Onarım

  3. Yenileştirilmesi

hususlarında (…)yetenekli personel tarafından yapılmaktadır.”

Görüldüğü gibi Erdoğan iktidarının ordu içindeki ordusu, polis içindeki polisi, jandarma içindeki jandarması haline gelmiş bir örgütlenme bu…

Peki SADAT’ın eğittiği kişiler neler yapabilirmiş? Sadece birkaç maddesini görelim:

*Her çeşit tahrip maddelerini bilir; araç, bina, köprü, tesis gibi yerleri tahrip edebilir.

*Mevcut silahları kullanarak, yüksek bir vuruş kabiliyetine sahip olur.

*İleri düzey keskin nişancılık eğitimi alır verilecek görevini başarıyla tamamlar.

*(…) gemilere ve yüzer unsurlara sualtından sinsi taarruz yoluyla sabotaj düzenleyebilir.

SADAT, hedef kişileri ortadan kaldıran eleman yetiştirmek için özel poligonlar da geliştirmiş. Onu da şöyle anlatıyorlar: “SADAT Savunma tarafından tasarlanmış olan “Poligon Sistemleri” gerçek atışların yapılabildiği tabanca, tüfek hatta keskin nişancı tüfeği atışlarının bile yapılabileceği tasarımlardır.”


 

HAREKETLİ CEPHANELİK YAPMIŞLAR

Sıkı durun. SADAT bu silahlı operasyonları kesintisiz sürdürebilmek için bir de hareketli cephanelik icat etmiş. Yani, tabanca, tüfek, bomba, makineli tüfek ne derseniz… Nerede ihtiyaç duyulursa SADAT onu oraya çok kısa sürede taşıyabiliyormuş. Bunu kendileri şöyle açıklıyor: Hareketli Cephanelik Sistemi, cephanenin tüm cephane nakil koşullarını sağlayarak istenilen her bölgeye hızlı bir şekilde ulaşabilmesi için SADAT Savunma tarafından tasarlanmıştır. Sistem gereken enerji beslemesini taşıyıcı aracın elektrik sisteminden alabildiği gibi güneş enerjili besleme seçeneği de mevcuttur.”


 

ELBETTE KORKULUR

Bir örgüt düşünün ki başındaki kişi, Türkiye’yi yöneten siyasetçiye akıl hocalığı yapmış. Bu örgüt kara, hava, deniz kuvvetlerine eğitim ve hizmet vermek adına TSK ile ilişkilendirilmiş. Jandarma ve polis teşkilatımız ile aynı biçimde bağlantılı kılınmış.

Örgüt, tek tek kişilere eğitim vermediğini açıklasa da grupları eğittiğini itiraf ediyor. Bu gruplara sızmadan adam öldürmeye kadar her türlü yok etme eğitimini veriyor. Ve bu örgütün başındaki kişi, bir siyasi parti ile sıkı ilişki içinde. Üstelik Mehdi beklentisi içinde… Ülkeyi Mehdi’ye göre şekillendirmek için çalışıyor. Bu çalışmanın açık anlatımı, var olan şu anki devleti yıkıp yerine bir dinci devlet kurmaktır. Yani özünde var olan devlete karşı mücadele eden bir örgütlenme ile karşı karşıyayız aslında.

SADAT’ın arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tam desteğinin olduğunu hatırlarsak; devletin bütün kapılarının onlara açık olduğunu anlarız. Bu yüzden de SADAT’çılar şu an ordu komutanlarından, polis şeflerinden çok çok önde bulunmaktadırlar.

***

Böyle bir örgütlenmenin AKP’yi iktidarda tutmak için neler yapabileceğini düşününce muhalif siyasetçilerin korkması kadar doğal bir şey olamaz. Bu ciddi tehlikeyi yok etmenin en birinci yolu da bu örgütü deşifre edip tehlikeyi halka göstermektir.

CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu bu amaçla siyasi cinayetler işlenebileceğini dile getirmiştir.

Üstüne üstlük iktidar partisi lideri, muhalefeti açık açık tehdit ediyorsa… Bu tehditlerini ikide bir tekrarlıyorsa… Ve hatta onlara, “İktidara talip olmaya kalkışmayın!” diyebilecek kadar kendinden geçmişse… Bütün yurttaşların siyasi cinayetler konusunu düşünmesi ve tepkisini bir biçimde ortaya koyması gerekiyor.

Türk milleti SADAT’çılara ve bunların efendilerine karşın, ileri parlamenter düzeni ilk seçimde yeniden kuracaktır. SADAT da patronları da vız gelir tırıs gider.


 

ibi güneş enerjili besleme seçeneği de mevcuttu