Bianet Kadın ve LGBTİ+ hakları editörü ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İşyeri Temsilcisi Evrim Kepenek, bu sabah 10.00’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesine getirildi.

Polis, Kepenek'i adliyeye götürdüğü sırada metal kelepçe taktı.

Bianet'in haberine göre, adliye güvenliği ise gelişmeleri takip eden gazetecilere “Çekim yapmak için izniniz var mı” diyerek engel olmaya çalıştı, “Size burada çekim yaptırmam” dedi. Ancak güvenlik müdürleri daha sonra personelini geri çekti.

Kepenek'in savcılıktaki ifade işlemi 11.00'de başladı.

ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST BIRAKILDI
İfade sonrası bianet’e bilgi veren Meriç Eyüboğlu, “İfadeye davet edilse gidip verecek olan, yıllardır aynı adreste ikamet eden ve işyeri, telefonu bilinen, kamuoyunca tanınan her zaman erişilebilecek bir gazetecinin ev baskınıyla bir de kelepçelenerek gözaltına alınması üstüne bir gece de gözaltında tutulması tümüyle keyfi, tümüyle hukuk dışı bir durum” değerlendirmesini yaptı.

Kepenek, yurt dışı çıkış yasağı ile ayda bir imza şartı ile serbest bırakıldı.
 

Deniz son bir günde yaşadıklarını Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nden (MLSA) Eylem Sonbahar’a şöyle anlattı:

Sabah uyandığımda 3 arkadaşımızın gözaltına alındığını öğrendim. Haberi okudum, paylaştım. Sebebi o zaman belli değildi. 5 dakika sonra bir numaradan aranıp ifadeye çağrıldım. Evimi bulamadıkları için baskın düzenleyememişler, böyle bir durum da söz konusu.

Avukatımı beklerken Evrim Kepenek’in gözaltına alındığını öğrendim. TEM şubeye gidene kadar başka bir şeyden ifadeye çağrıldığımı düşünüyordum. Çünkü Fırat’ın paylaşımı bir haber ve haber değeri taşıyor ve bunun kamuoyu ile paylaşılması lazımdı. Bu paylaşımdan dolayı olduğunu tahmin etmemiştim. Aynı zamanda bu paylaşımı retweet yapanların çoğu gazeteci. Bizlere suç unsuru olarak sundukları Fırat’ın tweeti, bizlerin Twitter hesaplarının ekran görüntüleri ve bizim retweet yaptıklarımızdan ibaretti. Bu durum artık garipliğin de çok üstünde bir halde.

SÖZ KONUSU OLAN KONU KAMUOYUNUN BİLMESİ GEREKEN BİR KONUYDU

Tutuklanan meslektaşı Fırat Can Arslan’ın paylaşımının önemli olduğunu söyleyen Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz adliyede gazeteci arkadaşların duruşmasını takip ederken soruşturma dosyasını hazırlayan savcı ile mahkeme heyetinden birinin evli olduğunu öğrendik. Ve hepimiz çalıştığımız yerlere bununla ilişkin haber yaptık. Yaptığımız haberler doğrultusunda bu hukuksuzluğa son verilerek görev yerleri değiştirildi. Arkadaşımız aslında HSK sitesinde de resmi gazetede de ulaşılabilecek konuyu kamuoyu ile paylaştı. Bizler de bu bilginin yayılması için paylaştık. Kamuoyunun duyması, bilmesi gereken bir konu ve bu tamamen bir gazetecilik faaliyeti.

YAŞANANLAR TÜRKİYE'DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN DURUMUNU ANLATIYOR

Duruşma salonu kapısında beklerken Fırat’ın sesini ve daha sonra tutuklanma kararını duydum. Arkadaşımız sadece gazetecilik yaptığı için bugün tutuklandı. Evrim Kepenek’in gözaltına alınış şekli, Fırat’ın cezaevine götürülürken ailesinin ve arkadaşlarının önünde darp edilmesi, başka bütün arkadaşlarla hepimizin böyle bir dosyadan gözaltına alınmış olmamız Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumunu gözler önüne seriyor.

Deniz, ayrıca soruşturmayı açan savcının haberi retweet yapanların gazeteci olduklarını bildiğini düşünmediğini söyledi.

İfadesinde kendisinin de Fırat Can Arslan’ın da gazeteci olduğunu söylediğini belirten Deniz, ”Fırat’la nerede tanıştığım, nasıl tanıştığım soruldu. Fırat benim meslektaşım dememe rağmen arkadaş gibi düzeltmeler yaptılar. Herhangi bir örgütle bağlantım olup olmadığı” sorularının da sorulduğunu aktardı.

GAZETİCİLERE YÖNELİK BU SALDIRILAR SİSTEMATİK

Deniz şöyle devam etti:

Hakim karşısına çıkartılmadan hakkımda adli kontrol tedbiri ve yurt dışına çıkış yasağı verildi. Savunma hakkımız bile olmadı, bu hakkımız elimizden alındı. Son dönemde gazetecilere ve gazetecilik faaliyeti yürütenlere yönelik bu saldırılar aslında çok bilinçli ve sistematik saldırılar. Korku verme, baskılama, halkın gerçeği öğrenme hakkını da elinden almaya yönelik. Dayanışma, kamuoyu baskısı çok önemli ve değerli. Hukuksuz bir şekilde 13 ay cezaevinde tutulan arkadaşlarımızın duruşmasında güzel bir dayanışma örneği gördük ve bu dayanışmanın meyvesini aldığımıza da inanıyorum ki bütün arkadaşlarımız salındı. Gazetecilerin tek olmadığını ve toplumun kendi haber alma hakkını savunduğunu da görebilmek güzel.

”Tüm tutuklu gazeteciler serbest kalana kadar dayanışma son bulmamalı”

”Ortada suçlamaya dair suç unsuru oluşturacak hiçbir şey yok, ortada hukuk tanımayan hakimler var, şiddet uygulayan polisler var. Halkın haber alma hakkını engelleyen bir sistem var” diye belirten Deniz, ”Bir an önce buna karşı siyasetçilerin, sivil toplum kuruluşlarının, gazetecilik meslek örgütlerinin harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum. Bu son değil, son da olmayacak öyle görünüyor. Böyle devam etmemesi için, meslektaşlarımızın bu şekilde bu muamele ile gözaltına alınmaması için daha fazla özen gösterilmeli. Tekrar söylemek istiyorum, Fırat gazetecilik yaptığı için tutuklandı. Fırat ve tutuklu tüm gazetecileri geri alana kadar da dayanışmanın son bulmaması lazım” dedi.