alıcı makyaj, günümüzde sadece bir güzellik trendi değil; aynı zamanda kendini ifade etme ve konfor alanı yaratma biçimi olarak görülüyor. Ancak Kalıcı Makyaj Uzmanı ve Eğitmeni Cansu Durkun, her cilt tipinin ve her etnik kökenin bu uygulamaya aynı şekilde tepki vermediğine dikkat çekiyor.
Durkun'a göre pigmentlerin ciltteki davranışı, iyileşme süreci, kişinin genetik yapısı, melanin yoğunluğu ve cilt hassasiyetiyle yakından ilişkili.

Farklı Ciltler, Farklı Pigment Davranışları
Cilt rengi ve etnik köken, pigmentin yerleşimi ve son rengin görünümü üzerinde doğrudan etkilidir. Açık tenlerde pigmentler genellikle daha "şeffaf" görünürken, koyu tenlerde pigmentin griye veya soğuk tona dönme riski farklıdır.
Bu nedenle uzman, işlem öncesinde sadece "beğenilen renk"i değil; cildin alt tonunu, melanin yoğunluğunu ve kişinin geçmiş cilt reaksiyonlarını da detaylı analiz etmelidir.

1. Açık Tenli Avrupa Kökenli Ciltler
Bu ciltler genellikle hassas yapılara sahiptir. Avantaj olarak renkler öngörülebilir yerleşir; ancak güneşe duyarlılık yüksektir ve işlem sonrası güneş koruması şarttır. Çok koyu renkler, yüzde sert bir ifade yaratabileceği için doğal tonlar tercih edilmelidir.
Cansu Dukun’dan not: “Açık tenli danışanlarda, özellikle kaş ve dudakta ‘soft gölgeli’ çalışmalarla, hem uzun vadede hem fotoğrafta daha zarif bir sonuç elde ediyoruz.”
2. Akdeniz, Orta Doğu ve Türk Cilt Yapısı
Zeytin tonlarına sahip bu ciltler, Türkiye’de en sık karşılaşılan gruptur. Uygulama sonrası yüz çok hızlı toparlanmış ve dinç görünür. Ancak en büyük riski, pigmentin zaman içinde kızarma veya turunculaşma eğilimi göstermesidir.
Burada uzman için en kritik nokta; pigment karışımı ve teknik baskının cilde göre hassas bir şekilde ayarlanmasıdır.
3. Asya Kökenli Ciltler
Asya ciltleri pürüzsüzdür ve eyeliner, dudak gibi bölgelerde son derece net bir görüntü elde edilebilir. Ancak bu ciltlerde, özellikle dudak bölgesinde, hiperpigmentasyon (bölgesel koyulaşma) riski daha yüksektir. Fazla travma veya yanlış pigment seçimi bu riski artırır.
Cansu Durkun’dan gözlem: “Asya ciltlerinde, dudak pigmentasyonu yaparken her zaman daha yumuşak geçişli, katmanlı bir teknikle çalışıyorum. Böylece hem dudak bariyerini koruyor hem de renk stabilitesini artırıyorum.”
4. Afrika Kökenli ve Çok Koyu Tenli Ciltler
Melanin yoğunluğu yüksek bu ciltler, travmaya daha yoğun pigment yanıtı verebilir; bu da hiperpigmentasyon veya nadiren keloid oluşumu riskini beraberinde getirir. İşlem öncesi keloid ve yara iyileşme hikâyesi mutlaka sorulmalıdır.Bu grupta; cilt bariyerini minimum travmayla çalışmak ve pigment yoğunluğunu kontrollü kullanmak esastır.

Etnik Köken Ne Olursa Olsun Uzmanlık Şart
Kalıcı makyajın başarısı; sadece makinenin gücüne veya seçilen renge bağlı değildir. Etnik köken, cilt tipi, yaşam tarzı, medikal öykü ve güneş alışkanlıkları sonucu doğrudan etkiler. Durkun, her danışan için kişiye özel analiz ve pigment bilimine (pigmentoloji) hakim olmanın bu alandaki başarının anahtarı olduğunu vurguluyor.




