9. Yargı Paketi'nin maddeleri ve içeriğine dair tartışmalar devam ederken, kadınlar da taslağa tepki gösteriyor. Söz konusu taslakta 13’üncü maddede 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 187’nci maddesinde yer alan 'kadının soyadı', 'hak düşürücü süreler' başlıklarında düzenleme öngörülüyor. Buna göre 721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 187’nci maddesinde yer alan, 'kadının soyadı' düzenlemesinde yapılacak değişiklik ile Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına kararına rağmen kadınlar evlendikten sonra kendi soyadlarını tek başına kullanamayacak.

'YASA TASLAĞI MECLİS'E GETİRİLMEDEN GERİ ÇEKİLMELİ' 

Bursa’da Koza Kadın Derneği ve Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği de Nilüfer Dernekler Yerleşkesi’nde bugün '9. Yargı Paketi’ni geri çek' başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan Koza Kadın Derneği Başkanı Nursel Demir, şöyle konuştu:

İktidar partisi, yine bir torba yasa taslağını, yine içine konulan çerezlik konuların yanına eklemiş, kadınların temel insan haklarını tehdit eden başlıklarla 9. Yargı paketi olarak dayatıyor. Bu paket ile hangi haklarımızın gasp edileceğini Meclis’e getirilinceye kadar tam olarak öğrenemiyoruz bile. Sızdırılan ilk taslak 38 madde iken; Adalet Bakanı taslağın 62 madde olduğunu söylüyor, ‘23 kanun ile 2 KHK'da değişiklik yapacağız’ diyor. Kamuoyuna sızdırılan 38 madde hakkında bir fikrimiz var ama kalan 24 maddenin hangi konularda olduğuna dair hiçbir açıklama yapılmadı, yapılmıyor. Medeni Yasa’dan 6284 sayılı şiddet yasasına, ceza yasasından infaz yasasına kadar birçok temel yasada değişikliği 38 maddelik haliyle aynı torbaya tıkıştıran yasa teklifi ile iktidar, bir yandan tekrar tekrar suç işleyenlere af getirmeye çalışırken, diğer yandan ‘etki ajanlığı’ adı altında yeni bir suç icat etmeye de çalışıyor. Kamuoyuna sızdırılan haliyle bu yasa taslak Meclis’e getirilmeden derhal geri çekilmelidir.

'AMAÇ, KADINLARIN ŞİDDETE BOYUN EĞMESİNİ SAĞLAMAK' 

Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Dilek Üzümcüler ise şunları söyledi: 

İstanbul Sözleşmesi’ni feshederken ‘yerli ve milli yasamız 6284 var’ dediniz. Şimdi onun da failleri caydırıcı en önemli hükmünü kadükleştirmeye çalışıyorsunuz. Yasanın caydırıcılığını belirleyen tek yaptırım olan ve zaten çok ender uygulanan tazyik hapsi hükmünü itiraza açık hale getirmek kadın cinayetlerinin artması demek. Kadınlar artık zar zor alınabilen koruma kararları çantalarında olduğu halde katledilirken bu değişikliğin önerilme nedenini biz söyleyelim. Erkek egemenliğini güçlendirmek, kadınların aile içinde şiddete boyun eğmesini, şikayet etmemesini sağlamak. 9. Torba Tasarısı'nda, Anayasa Mahkemesi’ni yine hiçe sayarak; Mahkeme’nin iptal ettiği Medeni Kanun’daki ‘Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır’ düzenlemesini tekrar, aynen yasalaştırmak istiyorsunuz. Kendi seçtiğimiz soyadı ile yaşamak en temel hakkımızdır. Anayasa’nın eşitlik ve ayrımcılık yasağını düzenleyen 10. maddesi, ailede eşitliği düzenleyen 41. maddesi ve Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne aykırı olarak kadınlara erkek eşlerinin soyadını kullanmaları dayatılamaz.

'BİZE KARŞI İŞLENEN SUÇLARI NASIL AFFEDİYORSUNUZ?' 

Kadın katillerini, tecavüzcüleri ve çocuk cinsel istismarcılarını Temmuz 2023’te infaz yasasında düzenleme adı altında affettiniz. Serbest bırakılan failler kadın ve çocuklara karşı suç işlemeye devam ettiler. Şimdi yeni bir af getirmek istiyorsunuz. Tekrar tekrar suç işlemiş ve bu nedenle mahkûm olmuş hükümlülerin cezalarında koşullu salıvermeyi koydunuz 9. Torba Neden? Bize ve çocuklarımıza karşı işlenen suçları affetme yetkisini nereden buluyorsunuz? Bir yandan ‘etki ajanlığı’ diye yeni suç kategorileri icat etmeye çalışırken, diğer yandan kolluk saldırganları yakalama zahmetinde bulunduysa eğer, faillere mahkemelerde verilen indirimli cezaları Meclis’te daha da indiriyor ya da affediyorsunuz! Bunun adını biz koyalım: Kadın ve çocukları erkeklerin her türlü istismarına açık hale getirmeyi “aileyi korumak” olarak göstermek, erkek egemenliğini mutlaklaştırmak.

'ANTİ-DEMOKRATİK KOŞULLAR DERİNLEŞECEK'

İthal ettiğiniz yeni suç türü, ‘etki ajanlığı’ ile muhaliflerin sustuğu bir ülke yaratmak istiyorsunuz. Tasarı TBMM’ye gelir ve yasalaştırılırsa şu anda okuduğunuz bu metnin yayınlanması da dahil eleştiri içeren her nevi yayının suç kapsamına alınması mümkün olacak ve bugüne kadar yaşanan anti-demokratik baskı koşulları derinleşecek. Eşitlik, özgürlük, adalet adına her türlü arayışın önü kesilecek, tüm toplumsal muhalefet örgütleri kapatılma riski ile karşı karşıya kalacak, sivil toplum tamamen susturulacaktır. Amacınızı biliyoruz. Asla geçit vermeyeceğiz. Yeter artık, durun. Kadınların yaşam hakkı dahil olmak üzere kazanılmış haklarımızla oynamaktan vazgeçin.

'LAİKLİK KARŞITI TORBA YASANIZA BOYUN EĞMEYECEĞİZ' 

Hukuksuzluğunuzu hukuka uydurma yöntemlerinizi, eşitlik ve laiklik düşmanı politikalarınızı, Meclis’te oybirliği ile kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı, bir kişinin kararı ile çekilmenizden biliyoruz. Yeni değil, bugün değil, yüzyıllardır iktidarınızı kadınların boyunlarını eğerek var etmeye çalıştınız. Her hakkımızı mücadele ile kazandık. İşte buradayız. Fetvalarınıza, yasaklarınıza boyun eğmiş olsaydık bugün burada olmazdık. Yalanlarınıza, vizyonsuz vizyon belgelerinize, laiklik ve eşitlik karşıtı torba yasalarınıza asla boyun eğmeyeceğiz. Amacınızı ve yöntemlerinizi biliyoruz. Seçilmiş belediye başkanları yerine kayyumlarınızı atamanızdan, muhalif herkesi kumpas ve intikam davaları ile hukuka aykırı olarak hapislerde tutmanızdan biliyoruz. Rant aşkınızdan, imar yasalarınızdan, bilime ve bilimsel eğitime saldırılarınızdan, hayvanlara ve doğaya verdiğiniz zarardan biliyoruz. Hala hukuksuzluğunuza kılıf uydurmaya çalışıyorsunuz ama hatırlatalım, siz kaybettiniz. Demokrasi ve insan haklarını yok etme girişimlerinden vazgeçin. 9. Yargı Paketi’ni geri çekin.