İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) restorasyon programına aldığı Türkiye’nin ilk ve tek kadın merkezli arşiv ve kütüphanesi Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, taşınmadan önce geri dönüşünü garantiye alacak protokolü imzalamak istiyor.

Osmanlı’dan günümüze Türkiye’de kadınlara ait ya da ilgili eserleri, belgeleri, arşivleri, koleksiyonları toplayan kütüphanenin Balat’daki tarihi binasını 32 yıl önce, dönemin belediye başkanı Nurettin Sözen, “Kadınlara armağanım” diyerek tahsis etmişti. Burada kadınlara ait ne varsa saklanıyor, korunuyor, erişime açılıyor.

Vakfın amacı ‘kadınların geçmişini iyi tanımak, bu bilgileri araştırmacılara derli toplu bir şekilde sunmak ve bugünün yazılı belgelerini gelecek nesiller için saklamak.’ Kütüphane ve vakfı, Aslı Davaz, Füsun Akatlı, Füsun Ertuğ Yaraş, Jale Baysal ve Şirin Tekeli kurdu. Yüzlerce kişi destekledi. Kütüphane 14 Nisan 1990’da hizmete açıldı. 

Binanın giderleri, restorasyon ve bakım onarım çalışmaları İBB tarafından karşılansa da bağışlarla, kadınların dayanışmasıyla ayakta kalıyor.

KADIN HAREKETİNE DAİR HER ŞEY BURADA
Diken'den Mesude Erşan'ın haberine göre Yitirilme veya yok edilme tehlikesine karşı yazılı, işitsel, görsel ve üç boyutlu materyalleri, belgeleri toplayarak arşiv ve koleksiyonlarını oluşturan vakıf, kadınlara dair günlük ve özel yaşamla ilgili kaynakları elde etmek için özel bir çaba gösteriyor. Kadınların kişisel arşivleri, aile evrakları ve arşivleri, mektuplar, günceler, kadın örgütlerinin kampanyaları ve kayıtları, sanat eserleri, otobiyografileri ve biyografileri, filmler, videolar, afişler, efemera, sözlü tarih kayıtları ve transkripsiyonlarını topluyor ve araştırmacılara sunuyor.

Vakıfta Özel Arşivler, Kadın Örgütleri ve Örgütlenmeleri, Efemera, Gazete Kupür, Afiş, Görsel, Nadir Eserler, Sözlü Tarih, Kitap, Süreli Yayın, Tez, Makale, Sanat Eserleri, Kadın Yazarlar, Kadın Sanatçılar ve İşitsel başlıkları adı altında 16 koleksiyon bulunuyor. Vakıf, sadece belge ve arşiv sağlamakla yetinmiyor, başka kurumlardaki kadınlarla ilgili belgelerin yerlerini saptıyor, bibliyografyalar, arşiv katalogları hazırlayıp bu belgeleri kayda geçiriyor.

Vakıf, sağlama, koruma ve erişime sunma çalışmaları çerçevesinde önemli özel arşivler ve koleksiyonlar temin etmeye devam ediyor. Bunların daha çağdaş bir düzende, okuyucu ve araştırmacıya sunulması amacıyla yeni düzenlemeler yapıyor, erişimi hızlandırmak ve kolaylaştırmak için dijitalleştiriyor. Gelenekselleşen temalik ajandalar yayınlıyor.

OSMANLICA KADIN DERGİLERİ LATİN HARFLERİNE ÇEVRİLİYOR
En son, 30 bin belge dijitalleştirilerek, dünyanın her yerinden ulaşılabilir hale getirildi. Konsolosluk bir kez daha bu kez kadın örgütlerine ve Şirin Tekeli Arşivi’nin dijitalleştirilmesine destek verdi. Osmanlıca kadın dergilerinin latin harflerine çevrilmesi projesi de sürüyor.

Kütüphanede, toplam 48 özel arşiv koleksiyonu, 14 bin kitap, 469 süreli yayın, 8 bin efemera koleksiyonunun yanısıra kıymetli sanat eserleri var.

GELİŞMELER KAYGILARA YOL AÇIYOR
Peki kütüphane ve vakıfta, “Acaba geri dönebilecek miyiz” kaygısına ne yol açıyor?  Bilgi Merkezi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birsen Talay Keşoğlu sözlerine, “32 yıldır faaliyetlerimizi burada sürdürüyoruz. Bundan sonra da sürdürmek istiyoruz” diyerek başladı.

Binanın restorasyonu önceki belediye başkanlığı döneminde gündeme gelse de hayata geçirilmedi. Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığıyla restorasyon tekrar gündeme geldi. Vakıf yaklaşık 2,5 yıldır belediye yetkilileriyle restorasyonu görüşüyor. 

Önce daha büyük birkaç yer teklif edildi. Ancak vakıf yöneticileri, fiziki olarak küçük de olsa hafıza mekana dönüşen ve İstanbul’un kültür tarihinde kendine yer edinen binalarında kalmayı tercih ettiklerini söyledi. İBB tarafı sözlü olarak binaya geri dönecekleri sözü verdi. Ancak vakıf, söz yerine daha somut bir belge istiyor. Keşoğlu şunları söyledi:

“Nasıl ve ne kadar süre sonra binamıza döneceğimiz konusu sürüncemede kaldı. En son Gürgören’de bir depo gösterildi. Bizdekiler bütün kadınların mirası ve herhangi bir şekilde bırakamayız. Ayrıca sanat eserlerimiz var. Onları Fatih Sultan Mehmet’in tablosunun korunduğu yere alabileceklerini söylediler. Ancak geriye dönüş konusunda bizim açımızdan muğlaklık var.”

GERİ DÖNÜŞÜ GARANTİ ETMİYORLAR
Öte yandan İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel, Ekim 2021’de, 18’inci yüzyıldan kalma beş Fener evinin (biri kütüphane) restore edilerek çağdaş sanat galerileri şeklinde kullanılacağını açıklamıştı.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, kütüphane ve vakıf kurucularından Füsun Ertuğ Yaraş ile görüşerek, restorasyondan sonra da binada kalabileceklerini söyledi. Ancak Keşoğlu, restorasyondan sonra binalarına geri dönüşü garantileyen bir protokol yapmak istiyor: “Haziranda restorasyon başlayacak. Ama biz sözlü ifadelerle bir yere gidemeyiz. Bir an önce protokol yapılmasını bekliyoruz. Protokolü imzalamadan binadan çıkışımız mümkün olmayabilir.”

'HAYRETLER İÇİNDEYİZ'
Kütüphanenin bahçesinde dün yapılan 32’inci yıl şenliğinde katılımcılar buruk ve endişeliydi. Her ne kadar 33’üncü yıl şenliği için aynı yerde randevu verilse de herkesin kafasında, “Acaba gerçekten dönebilecek miyiz” sorusu vardı.

85 yaşındaki Nurettin Sözen dayanışma için katıldığı şenlikte, “Ne kadar isabetli bir karar verdiğimi bir kez daha gördüm” dedi.

Kadın hakları aktivisti ve kütüphaneye özel arşivini bağışlayan Canan Arın, konuşmasında kaygılarını dile getirdi. CHP’li belediye tahsis etse de sonraki belediye başkanları (AKP) döneminde binada çalışmalarını sürdüklerini anlattı: “Ama bugün bir çekişme ortaya çıktı. Hayretler içinde kalıyoruz. Tarihe, geçmişe en ufak saygısı olan herhangi bir belediyenin, hükümetin veya siyasi partinin buradan kadınları çıkarmaması gerektiğini düşünüyorum. Onarıldıktan sonra tekrar burada buluşmayı umuyorum.”

İBB’den kimsenin katılmadığı şenlikte, tiyatro oyunları, mezat yer aldı. Ayla Algan, tiyatro oyuncusu kızı Sevi Algan ile birlikte Sappho’nun şiirlerini okudu.