8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde kadınlar, İstanbul Kadıköy’de buluştu. Rıhtım’da bir araya gelen binlerce kadın, devletin kadın politikalarına ve erkek şiddetine tepki gösterdi.

İktidarın söylemlerini eleştiren kadınlar, “Kadın istihdamında en öndeyiz. Pandemi sürecini çok iyi yönettik. Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek. Çırpınıyorlarmış şiddet önlensin diye. Kadın cinayetleri yüzde 21 azaldı. AKP hükümetinden önce kadının adı yokmuş. Kadınlar için tek kariyer annelikmiş . LGBTİ+lar aslında yokmuş. Çocuk istismarı yokmuş. Çocuk doğurmayan kadın eksikmiş” diye bağırarak “Yalanlar, dolanlar” dedi.

‘ÜNİVERSİTELERİNİ SAVUNAN KADINLARIZ’
8 Mart Kadın Platformu adına yapılan ortak açıklamada ise mücadele vurgusu yapıldı. Açıklamayı okuyan Nazlı Andan, “Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Güney Asya’dan Ortadoğu’ya dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak isyanımız pandemiye rağmen devam ediyor. Bugün Boğaziçi’nde ‘atanmış değil seçilmiş’ diyerek kayyımlara karşı üniversitelerimizi savunan kadınlarız. Yıllardır kayyımların kadın kazanımlarına karşı erkek-devlet şiddeti icraatlarını yürütmesine karşı kentlerimizi savunan kadınlarız! Özgürlüğümüz için bir aradayız, özgürlüğümüzü kazanacağız. Yaşamımızı, kampüsümüzü, kentlerimizi bizler yöneteceğiz” dedi.

‘EMEĞİ İÇİN MÜCADELE EDEN KADINLARIZ’
Pandeminin derinleştirdiği ekonomik krizinin yükünün omuzlarına yıkıldığını aktaran Andan, “Gebze’de Migros’un emek sömürüsü ve tacizlerine karşı ‘emeğimiz bizimdir’ diyen, Avcılar’da SML direnişinden kadınlarız! Sinbo direnişimizle sendikalaşma hakkımızı savunuyoruz, Kod-29’a, ahlak safsatasıyla işten atılmalara, ücretsiz izine karşı direnen kadınlarız! İnsanca yaşayacak ücret talep ettiği için düşmanlaştırılan, grev hakkı gaspedilen belediye işçisi kadınlarız! Evden çalışma adı altında sınırsız ve ücretsiz mesaiye karşı “hayatımız bizimdir” diyen kadınlarız, pandemide çalıştığımız evlere hapsedilen, bazımız aylarca işsiz bırakılan ev işçisi kadınlarız; İstanbul’un her yerinde emeği, iş güvencesi ve hakları için mücadele eden kadınlarız” ifadeleri kullanıldı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” demekten vazgeçmeyeceklerini dile getiren Andan, sözlerine şöyle devam etti:

İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 Sayılı Kanun’u, önleme ve koruma kararlarını uygulamayan erkek-devlete ‘Suçlu sensin’ diyen kadınlarız! Şiddet faili erkeklerin cezasız bırakıldığını, devlet eliyle kadınların kaybedildiğini gören ve birbirinden asla vazgeçmeyen kadınlarız! Erkek şiddetine karşı hayatını savunduğu için tutsak edilen kadın arkadaşlarımızın sesini sesimize katıyoruz. Özgür, eşit ve şiddetsiz bir yaşam için mücadele eden, prangalarla evlere, ilçelere hapsedilen bütün kadınlar için bir aradayız, özgürlüğümüzü kazanacağız. Çünkü biz sözümüzü, örgütlenmemizi, mücadelemizi ve hayatlarımıza sahip çıkma özgürlüğümüzü de kazanacağız.

Andan, “Devlet eliyle yok sayılmaya, hedef gösterilmeye çalışılan ama ‘Alışın, buradayız, her yerdeyiz’ demekten bir an olsun vazgeçmeyen LGBTİ+’larız! Atanmış kimliklere karşı seçilmiş aşklarımızla heteropatriyarkaya karşı mücadele eden LGBTİ+larız, bir aradayız. Translar başta olmak üzere tüm LGBTİ+’lara yönelen devlet şiddetine ve devlet eliyle yerinden etmeye karşı birlikte direniyoruz. Erkek-devletin LGBTİ+fobiyi ve kadın düşmanlığını büyüttüğünü görüyoruz” dedi.

‘ERKEK-DEVLET ŞİDDETİNE KARŞI SİNMEDİK’
“Tutsak edilmeyle, çıplak arama işkenceleriyle korkmuyoruz” diyen Andan, “Ne IŞİD’in ne devletin aynı yöntemlerle yaptığı infaz ve katliamlarıyla; erkek-devlet şiddetiyle sinmedik. Hayatın her alanında, her biçimiyle mücadele eden biz kadınlar, bizlere dayatılan kuşatmalara boyun eğmedik. Gökçe Kurban’a yapılan işkencenin insanlık suçu olduğunu biliyoruz. Hayatına savaş, tecrit, sömürü, işkence dayatılan kadınlarız ve birlikteyiz. 100'üncü gününde açlık grevlerine ses olmak, dayanışmayı büyütmek için, çocuklarıyla tutsak edilen kadınlar için, hala tahliye edilmeyen hasta tutsaklar için mücadelemizi büyütüyoruz” ifadelerini kullandı.

Andan, son olarak açıklamadaki şu sözleri aktardı:

Yıllardır 8 Martlarda emek sömürüsüne, işsizliğe, güvencesizliğe, erkek-devlet şiddetine, LGBTİ+fobiye, ırkçılığa, irade gaspına, adaletsizliğe karşı sokakları dolduruyoruz. Bu sene de hayatlarımızı kuşatan faşizme, patriyarkaya, erkek-devlet şiddetine, ekolojik yıkıma, kapitalizme, emek sömürüsüne ve saray rejimine karşı; isyanımızı, öfkemizi, mücadelemizi her yerde büyütüyoruz. Özgürlüğümüzü kazanmak ve hayatlarımızı savunmak için 8 Mart’ta ve her günde bir aradayız, alanları, sokakları doldurmaya devam edeceğiz.