Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe BIDEN’ın dikkatine,

                                                                                                                                                                                                                                                        30.4.2021

Konu: 1915’le ilgili bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yakınması

Sayın Başkan,

Milyonlarca Amerikan yurttaşı daha güzel, daha adil, daha güçlü, daha güvenli bir Amerika’da yaşamak istedikleri için sizi seçtiler. Vatandaşlarınız önceki başkanları, şimdi sizi, demokratik kurumların ve geleneklerin koruyucusu olarak düşündükleri için seçtiler. Çünkü atalarınız hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, medeni hakların korunması uğruna savaştılar.

Dünyanın reddedemeyeceği bir gerçeklik varsa Amerikan’ın liderliğinin önemi, Amerika Birleşik Devletleri'nin sesinin ağırlığıdır. Öte yandan sizin geri çeviremeyeceğiniz gerçeklik de ülkenizin huzurunun ve güvenliğinin, uluslararası düzeni desteklemenize, eylemlerinize, ortaya koyduğunuz örneklere bağlı olduğudur.

Dolayısıyla günlük dünya siyasetinde yaratacağınız her gerilim önce Amerika Birleşik Devletleri’nin demokrasisini zayıflatmaya yönelik olacaktır.

Sizin insanlarınız ve bizler huzursuzluğu reddediyoruz.

Dünyanın geldiği şu noktada artık insanlığın tek isteği dünya halklarının dostluğudur.

Şimdi izninizle ülkemin sorunlarıyla ilgilenen bir vatandaş olarak bu mektup çerçevesinde gerekli gördüğüm düşünceleri belirtmek istiyorum.

24 Nisan 2021 tarihinde yaptığınız açıklamada 1915 olayları için 'soykırım' sözcüğünü kullandınız. Ardından da bildiğiniz üzere ; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığından, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından, Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğünden, Dışişleri ve İçişleri Bakanlıklarından, AKP ve CHP Parti Sözcülüklerinden, gazete yazarlarından, televizyon kanallarından sert tepkiler aldınız.

Türkiye halkına gelince ; en küçük birimlerine kadar Whatsapp’ta, Twitter’da konuştu, tartıştı çünkü elinizde 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelendiren bir mahkeme kararı bulunmazken onurunu yaraladınız, tarihini karaladınız.

Popülist siyaset adına Ermeni halkını aldatmış, Türkiye’yi de yargılamadan infaz etmiş oldunuz Sayın Başkan !

Bakın ! 24 Nisan 2021’de yaptığınız açıklamada sizin "Her yıl bugün Osmanlı dönemindeki Ermeni soykırımında hatırlıyoruz" dediğiniz yerde, Türk Ulusal Kurtuluş Hareketinin Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal, Modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma zorlu savaşımını tüm evreleriyle yazıya döktüğü ve öneminin anlaşılması ve korunması için Türk gençliğine bıraktığı, 1927’de Osmanlıca yayınlanmış, 1938’den bu yana Latin harfleriyle okuduğumuz başucu kitabımız NUTUK’ta ne diyor :

« İtilaf Devletleri […] aslında mevcut olmayan Ermeni kıtaline nihayet verilmemiş olduğu bahanesiyle İstanbul’u da mı işgal eylemek kastında idiler? […] Adana vilayeti dahilindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngülerinin tehdidi altında, her dakika katliama maruz bulunuyorlardı. Hayat ve bağımsızlığının muhafazasından başka bir şey istemeyen İslamlara karşı tatbik edilen bu zulüm ve imha siyaseti, medeni insanlığın nazarı dikkat ve insafını çekecek mahiyette iken, aksinin vaki olduğunu iddia ve onun göz ardı edilmesi teklifi, nasıl ciddi kabul olunabilirdi? »

Oysa siz, Batı’nın ihanet ettiği Ermeni dostlarımızın paylaştığımız trajedisini ‘soykırım’ sözcüğünde ısrar ederek ve varlığı kanıtlanmamış bir olgu olarak Türkiye halkının çocuklarına, torunlarına, geleceğine bir leke olarak geçiriyorsunuz.

Ben işte bunu reddediyorum Sayın Başkan!

Atatürk’ün dediği gibi, Türkiye Cumhuriyetini kuran biz Türkiye halkı tarihimizi ve çokkültürlü olmanın ne demek olduğunu iyi biliriz!

Topraklarımızda Ermeniler, Osmanlılar dahil sayısız medeniyetin kalıntısı bugün hâlâ tüm canlılığıyla yaşamakta. Bu medeniyetler Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içinde kentlerinden köylerine her ocakta yurttaşların özünde, ruhunda, gelenek ve göreneklerindedir.

Oysa siz bu konuda kuşkunuz varmış gibi davranıyor, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına ait tarihin bir parçasını alıyor ve onu yukarıdaki alıntıdaki gibi değil de sizin biçimlendirdiğiniz gibi düşünmemizi istiyorsunuz. Kaldı ki yalnız bizlerin değil 1915 olaylarını dünya halklarının da ‘soykırım’ olarak bilmelerinden yanasınız!

Bilmem anımsatmama gerek var mı? Bundan bir yüzyıl önce, 3 Mart 1921’de, Türk Ulusal Kurtuluş Hareketinin Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit’e verdiği röportajda 1915 olaylarına ilişkin kuşkuları kaldırmak üzere, onu oyalamaya gerek duymadan dürüst ve net açıklamalar yaparak uluslararası basını aydınlatmıştı.

Demokratik kurumların ve geleneklerin koruyucusu bir başkanın liderliği ülkesinin sınırları içinde olduğu kadar dışında da geçerli özelliği olmalıdır. Dolayısıyla sizden beklenen atalarınız gibi medeni hakları korumanız, hukukun üstünlüğünü savunmanızdır.

Tanıdığım kadarıyla büyük liderler ülkeleri boyutunda değil insanlık boyutunda düşünerek yaşıyor, eylemlerini öyle gerçekleştiriyorlar.

Bir yüzyıl önce, bakın, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüce önderi insanlığı nasıl öngörüyormuş :

« Artık insanlık kavramı, vicdanlarımızı temizlemeye ve duygularımızı yüceltmeye yardım edecek kadar yükselmiştir. […] İnsanları mutlu edecek tek yol, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddî ve manevî gereksinimlerini temine yarayan hareket ve enerjidir. Dünya barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu, ancak bu yüksek ülkü yolcularının çoğalması ve başarılı olmasıyla mümkün olacaktır. »

Amerika’da yaşayan halklar kadar dünya halklarının da sizi böyle bir enerji içinde, böyle bir yolculukta görmek istediklerinden kuşku duymuyorum.

Sayın Başkan, yüksek saygılarımın ifadesini kabul etmenizi rica eder, bundan onur duyacağımı belirtirim.

1 Gazi Mustafa Kemal, NUTUK, Kaynak Yayınları, Ankara, 2015, 738s., 293-294.