İstiklal Marşı’nın son bölümüne başka bir deyişle onuncu ve beş dizeden oluşan bölümüne geldi sıra. Ancak İstiklal Marşı için önceden yapmadığım anlambilimsel / semantik bir değerlendirme içeren ayrı bir yazımız daha olacak. Şimdi son bölümü / beşliği okuyalım…

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal.

Önce öz Türkçe sözcükleri sıralayalım:

Dalgalan,

Sen,

De,

Gibi,

Olsun,

Artık,

Dökülen,

Kanlarımın,

Hepsi,

Sana,

Yok, (İki kez geçiyor)

Yaşamış,

Bayrağımın,

Tapan.

Toplamda 30 sözcükten oluşan bu beşlikte öz Türkçe sözcük sayısı 15 tekdir. Tek, öz Türkçede “tane” anlamına gelir. 15 tek derken 15 tane demek istiyoruz. Bu arada tane sözcüğü Farsçadır. Bu arada “tek” sözcüğünün Türkçede başka anlamları da var elbette…

Şimdi de Arapça kökenli sözcüklere bakalım. Bu arada unutmadan belirtelim; bu bölümde Farsça kökenli tek bir sözcük bile yok.

Şafak,

Şan,

Hilal,

Helal,

Ebediyen,

Irk,

İzmihlal,

Hür,

Hak, (Üç kez geçiyor)

Millet,

İstiklal.

Bu sözcüklerin bir bölümünün öz Türkçe karşılıklarını önceki dörtlüklerde geçtiği için vermiştik.

Burada ilk kez geçenlerin karşılıklarını vererek yetinelim.

Şan sözcüğünün öz Türkçesi “ün” sözcüğüdür.

Ebediyen sözcüğünün öz Türkçesi “sonsuza dek” sözüdür.

İzmihlal sözcüğünün öz Türkçesi “yıkılış / yıkılma” sözcüğüdür.

Öbür sözcükleri zaten önceden ele almış ve karşılıklarını vermiştik.

Bu son bölümde yad sözcüklerle öz Türkçe sözcüklerin sayısı birbirine eşit durumda. Ancak yad sözcüklerin sonuna gelen ekler ve kullanım biçimleri ve Türkçede kazandıkları özel anlamlar dikkate alındığında Türkçenin ağırlığı daha da öne çıkmaktadır. Bu duruma daha önceki bölümlerde de değinmiştik. Yinelemekte yarar gördüm. Niye ki bu bölümde sözcüklerin birbirine eşitliği bizi yinelemeye yöneltti.

Unutmayalım, Türkçe varsa Türklük var.

Dilimiz özsaygımızdır. Özüne saygısı olmayanın değeri yoktur.

Türkçe ağzımızda annemizin sütü gibidir.

Duru ve aktır.