PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın 21 Nisan ve 30 Mayıs 2025 tarihlerinde İmralı heyeti ile yaptığı görüşmelerin tutanakları ortaya çıktı.
Veryansın Tv’nin ulaştığı toplam 44 sayfadan oluşan görüşme notları, Öcalan’ın ve PKK’nın yeni açılım süreciyle ilgili hedeflerini açıkça ortaya koyuyor.
Devlet yetkililerinin de katıldığı görüşmelerde açıkça ‘özerklik’ hedeflediklerini dile getiren Öcalan, PKK’nın sözde silah bıraktığı grubun yeniden silahlanacağını açıklarken, Suriye’de yarı yarıya devlet olduklarını, SDG’nin İsrail’in etkisinde olduğunu ifade ederek, Türkiye’yi Gazze yapmakla tehdit ediyor.
Bazı açık kaynaklarda da yer alan ancak medyanın sansür uyguladığı, İmralı heyetinin yazdığı belirtilen 21 Nisan görüşme notlarında en dikkat çeken bölüm, Öcalan’ın özerklik talebiyle ilgili itiraflarından oluşuyor.
‘BİLEREK ÖZERKLİK DEMİYORUM AMA DÜNYANIN HER TARAFINDA ÖZERKLİKTİR’
Öcalan, Türkiye’nin federasyondan çekindiği için “federasyon” kelimesi yerine “yerel demokrasi” kelimesini kullandıklarını ancak bunun özerklik olduğunu, valiye ihtiyaç olmadığını, yerel polislerin bağlı olduğu bir belediye istediklerini ifade ediyor. Londra Belediyesi’nin yapısını örnek gösteren Öcalan’ın sözleri şöyle:
“Türkiye federasyondan çok çekiniyor. Bilerek özerklik demiyorum, yerel demokrasi diyorum. Ama bu da dünyanın her tarafında özerkliktir. Londra örneği böyledir, önemlidir. Seçilen belediye başkanı dışında ayrıca Vali yoktur. Yerel polis, yerel yapılar belediyeye bağlıdır. Türkiye’de de böyle bir demokrasi çerçevesi çizeceğiz. Bunu hangi blok desteklerse biz onunla ittifak yapacağız. Demokratik Cumhuriyet Bloku diyeceğiz. Önümüzdeki seçimlere böyle bir şeyimiz olacak.”
‘GÜVENLİĞİ BELEDİYE BAŞKANINA BAĞLI
İmralı Heyeti: Yani entegrasyon öz yönetime dayanıyor değil mi?
Öcalan: Demokratik kurumlaşmaya dayalı. Kurumlar, demokratik olacak. Sempatizanlarımız hangi kurumlaşmada yer alırlarsa mutlak güç olurlar. Kayyum atama, asla olmaz. Hatası varsa demokratik kurum onu alır yerine başkasını seçecek. Üstten tayin etmek olmaz. İspanya örneği var. Görüyorsunuz. Londra belediyesi seçimle geliyor. Güvenliği ve her şeyi belediye başkanlığına bağlıdır. Bu demokratik yöntemdir. İskoçya örneğini verelim. Yerel meclis, milli takımı ve birçok özgün mekanizması var ama 300 yıldır Britanya ile birlikte yaşıyor.
‘AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI’
“Örneğin İstanbul kenti. Yasal temeli zayıf. Devlet yasalarıyla olmuyor, yerel yönetim yasaları da yetmiyor. Yöneticisini gerçek bir seçimle seçebilecekleri, bunun Anayasal güvenceye alındığı bir şey gerekiyor. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı dedik.”
SÖZDE SİLAH BIRAKILIYOR AMA… HPG: ÖZ SAVUNMA GÜCÜ
Öcalan terör örgütünün silah bırakacağı konuşulurken, yerel polis gücü olarak gördüğü “öz savunma güçleri”ne önem verdiklerini, söz konusu güçlerin PKK’nın sözde askeri kanadı HPG güçlerinden oluşacağını ifade etti. Eskiden daha fazla öz savunma yapacaklarını belirten Öcalan, PKK’nın kontrol ettiği alanlarda(medya savunma alanları) öz savunma ve hukuki güvence sağlanmasını istedi. PKK’nın Irak’ta kontrol ettiği Sincar için Türkiye’nin saldırmayacağı sözünü verdiğini iddia etti.
”Öz savunma nasıl olacak? HPG güçlerinin katılımı ile yeni bir savunma gücü oluşabilir.”
“Öyle güllük gülistanlık bir beklenti içinde olmayın dedim. Daha fazla da saldırabilirler. Bozmak isteyebilirler. Dedim ki iyi savunma yapsınlar. Eskiden daha fazla öz savunma yapın dedim. Devletten beklemeyin dedim.”
“İmralı heyeti: Medya Savunma alanına özel bir statü şarttır. Kandil’den halk harekete mektup yazıyor, silah bırakmayın diyor.
Öcalan: Benim adıma bir bildiri yayınlayın ve ‘Medya Savunma alanı için ‘demokratik siyaset, öz savunma ve hukuki güvence şarttır’ deyin. Bundan geri tek adım atılmayacak.”
‘TÜRKİYE İLE GÖRÜŞÜYORUZ, ŞENGAL’E SALDIRI OLMAYACAK, ÖZ SAVUNMA OLACAK’
“En demokratik ve özgür köyler onlar olacak. Anayasal hakları olacak. Şengal’e (Sincar) selamlarımı söyleyin. Ne olursa olsun öz savunma olacak. Türkiye ile görüşüyoruz. Oraya saldırı olmayacak.”
‘UCUNDA DEVLET OLABİLİR…’
Öcalan’ın sürecin sonunda bir devlet sahibi olabileceklerini ancak bunun bir Pirus zaferi olacağını şöyle ifade etti:
“Evet ucunda devlet olabilir ama Pirus zaferi olur. 50 yıl mücadele ettik. Çok zorluydu, korkunç zorlandık. Ben ağzıma lokma alıp çiğneyemiyorum bunun ağırlığıyla, heyecanıyla. Bir bayılma ile başlamıştım. Kürt meselesinin doğası böyledir. Kendini uçurumdan atmış. Şeyh Said, Seyid Rıza. Cemili Çetolar Mustafa Kemal’e gidiyorlar, ondan lütuf bekliyorlar ama vermiyor. Şu an öyle işbirlikçi bir Kürt kesimi var. Bugün sizinle yarın İsrail ile işbirlikçilik yapar. Size gereken ideolojik güçtür. Bunlar da imana dayanıyoruz diyorlar ama imanla olmaz, rasyonalite gerekir. Stratejiyi, devleti iyi bilecek, müttefiklerini doğru seçecektir.”
SİLAH BIRAKMA MÜSAMERESİ TUTANAKLARDA
30 Mayıs görüşme tutanakları, PKK’nın 30 kişilik grubunun Irak’ın Süleymaniye kentinde 11 Temmuz’da sözde silah bıraktığı törenin bir tiyatrodan ibaret olduğunu da ortaya koydu. Görüşmede bulunan bir devlet yetkilisi Öcalan’la İmralı heyeti arasında yapılan görüşmede silah bırakma kararının çıkması gerektiğini aksi halde sürecin ilerleyemeyeceğini belirtiyor. İmralı heyeti bunun için bir düzenleme yapılması gerektiğini belirtirken Öcalan “Ben krizi aşmak için bir öneri yapayım” diyerek, 30 kişilik grubun hasta teröristlerden seçilmesi gerektiğini, silahı bırakanların yeniden silahlanabileceğini, buna bir engelin olmayacağını aktarıyor.
İşte o diyaloglar:
‘KRİZ VAR’
(Bir Yetkili dışardan içeriye girdi ve şu an bir krizimiz var dedi)
Diğer yetkili hemen söz aldı: Bunlar ileriye dönük projeler. Ama şu an bir kriz var. Bir adım öteye gidemezsek yürümez iş. Sıkıntı olacak. Ben 30 yıldır çalışıyorum. Bu hikâyeyi burada bağlamazsak başka adımları atma koşulumuz yok.
Öcalan: Ne istiyorsunuz anlamadım.
Yetkili: Ben açık sözlüyüm. Burada silah bırakma iradesine dair bir karar çıkmazsa, işler tıkanır. Başkan: Silah %90’ı halledildi. (İmralı heyetine dönerek) ne anlıyorsunuz siz?
Heyet: Güvencesiz, düzenlemesiz grup gelsin teslim olsun diyorlar.
‘SAĞLIK SORUNU OLANLAR GELSİN’
Öcalan: O zaman ben kriz aşılsın diye bir öneri yapayım. Gelsin bir grup silahları ile beraber Süleymaniye’ye gelsin. Hasta arkadaşlar gibi. Sağlık sorunları olanlar. İkna ederek gelmelerini sağlamak gerekir. İyi niyetli bir adım.
‘SİLAH BIRAKSINLAR, SONRA TEKRAR SİLAHLANIRLAR’
Yetkili: Arkadaşlar gelmesin. Orda bir yerde silah bıraksınlar. Önderliğimizin çağrısını dinlemek için silah bırakma iradesini beyan etmek için bırakıyoruz desinler ve sonra kendi yerlerine dönerler.
Öcalan: Böyle olabilir. Kongre kararına uyum şeklinde olabilir. Sonra tekrar silahlanırlar. Engelleyen mi var. On kat savunma yap. Öz savunmayı güçlendir diyorum. Demek ki öz savunma yeterli değil ki bu kaygıyı taşıyorlar. Nasıl teslim oldu desinler ki. Propaganda üstünlüğü bizimkilerde olmalı. Kendileri yapsın bunu.