Değerli okurlarım, tuhaf bir başlık diyorsunuzdur; haklısınız.

Tuhaf olabilir ama belleğimizi yokladığımızda başlık somut, üzücü bir olguya dayanıyor. 

Anımsayalım: 31. 3. 2019 seçimlerinin Yüksek Seçim Kurulu'nca kesin olarak açıklanmamış sonuçlarına göre Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmıştı. 2 Nisan’da ailesiyle Anıtkabir'i ziyaret etti, özel defteri bu sıfatla imzaladı. Törene katılanların usul ve esaslara uygun hareket etmedikleri söylendi. Kamu görevini usulsüz üstlenmekle suçlandı. Ve Millî Savunma Bakanlığı özel defteri oradan çekip aldı.

Yeniden sayılan oyların, 17 Nisan 2019’da İmamoğlu’nun 13 bin farkla kazandığını göstermesine karşın, seçim 23 Haziran'da yenilendi. İstanbul halkı yapılan haksızlığı hoş görmedi ve İmamoğlu’na büyük destek verdi. 27 Haziran 2019 tarihinde mazbatasını aldı; resmen başkan oldu.
Yukarıdaki başlık, milletin gözleri önünde cereyan eden Anıtkabir meselesine ve yapılan haksızlıklara dayanıyor. 

«Kayıp Anıtkabir sayfası»

İmamoğlu’nun Anıtkabir’de kaybolan sayfaya yazdığı metni, ziyaretinin ertesi, sosyal medyada arayıp bulmuştum. Atatürk’ün yazdığı mektuplardan, üslubundan esinlenerek, İmamoğlu’na yanıt verdiği bir mektup kurguladım. İki metni, önlü arkalı olarak, deri üzerine yazdım. 

İmamoğlu’nunkini herkes biliyor. Ancak Atatürk’ün şimdiye dek gizli tuttuğum yanıtını bugün sizlerle paylaşıyorum. 

Üç yıllık İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanının kıymetli icraatlarının adım adım, hayranlıkla, kıskançlıkla izlendiğini biliyoruz. Daha ilk gün başlatılan yıpratma hareketi bugün artık ayyuka çıkmış durumda. O nedenle İmamoğlu’nun 2. 4. 2019 tarihinde Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdıklarına karşılık Atatürk’ün verdiği yanıtı iletmeyi borç biliyorum.
" Ekrem,

31 Mart 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini muvaffakiyetle kazandığın andan itibaren geçen büyük sıkıntının, ekonomi-politik olduğu 17 günlük hayatının, tafsilatını okudum. Mazbatanı aldığın haberini heyecanla almakla beraber, her gün, daha büyük kuvvetle bekledim. Bu süreçte geçirdiğin sıkıntı ve rahatsızlıktan müteessir oldum. Fakat durumu kavrayışına ve yapacağın konferansları ne güzel seçip tanzim edişine memnun oldum. Yaptığın konuşmaların, behemehal dünya kentlerine intikal edecek kadar, fikri ve ahlaki kıymeti olduğunda ısrarlıyım. Çalışmalarınız sonunda, duyacağımız yüksek zevk ve sevincin, bütün çalışma kuvvetinizin esaslı kaynağı olabileceğini sana söylemek isterim. Müsterih olunuz. Sanma ki Türkiye’de seni takdir edenler ve sevenler İstanbul kadardır. Onlar, gönderdiğim selamlarda, bizimle beraberdirler. Duyduğun temiz hisleri takdir eder, cesaretle takip ettiğin demokrasi davasında, müterakki muvaffakiyet merhaleleri temenni ederim. 

K. Atatürk 3. 4. 2019 "