Eğrisiyle doğrusuyla bir eğitim-öğretim yılının daha sonuna geldik. Önümüzdeki yıl bizi neler bekliyor? Nasıl bir sistemle karşı karşıya geleceğimizi şu anda biz eğitimcilerde bilmiyoruz. Cuma günü karneleri vermemizle birlikte çocuklarımız için üç ay sürecek bir yaz tatili başlamış oldu. Önümüzdeki üç aylık tatilini doğru değerlendirerek çocuklamamıza artı değerler katmak siz anne ve babaların ellerinde.

Çocuklarımız biz büyüklerin işe gittiği gibi dokuz ay boyunca okullarına devam ettiler ve yaşlarına göre çok yoruldular. Zorlu süreçler atlattılar. Bayramdan önce Liseye Giriş Sınavı, dün ve bugünde üniversite sınavlarına girerek hayatlarının sınavını veriyorlar. Şimdi onlar için tatil zamanı ve tatillerini tatil gibi yaşamalılar. Biz büyükler tatillerde nasıl çalışmak istemiyorsak, çocuklarımızı ders çalışacakları bir tatil geçirmeleri için zorlamayalım.

Bir eğitimci olarak yaz tatilini verimli kılmak adına, neleri yapmalı ve nelerden uzak durmalıyız?

Uzak durmamız gerekenler;

Bir sonraki yıla hazırlık adı altında görmediği konuları öğrenmeleri için zorlamayın. Testlerle çocuklarınızı boğmayın.

Tatil diye düzensiz uyku düzenine izin vermeyin.

Çocukları bilgisayar, telefon, tablet ve televizyonlardan mümkün olduğunca uzak tutun.

Peki, neler yapmalıyız?

Ailece yaz tatili programı hazırlamalıyız.

Çocuğumuzla zaman geçirmeye özen göstermeliyiz.

Birlikte oturup origami yapmalı, bulmaca çözmeliyiz.

Birlikte sinemaya gitmeli, sonrasında film hakkında konuşmalıyız.

Hiç gitmediğimiz yerler keşfedip, macera ruhunu geliştirmeliyiz.

Mutlaka müze ziyareti yaparak, geçmişe yolculuk yapmalıyız.

Ailece oyunlar oynamalıyız.

Neden- niçin- neden sorularının cevaplarını arayarak, bilgisayarı oyun dışında da araştırma yapmak için kullanabiliriz.

Büyüklerini ziyaret etmelerini, anneanne ve babaannelerinde kalmalarına izin vermeliyiz.

Hobileri doğrultusunda yaz okullarına göndermeliyiz. Keyif aldığı hobisinde kendisini geliştirmesine izin vermeliyiz.

Doğada zaman geçirmelerini sağlamalıyız.

Bilim ve doğa dergilerini takip etmeliyiz.

En önemlisi de kitap okumalıyız. Kitap okutmalısınız değil. Kitap okumayı birlikte yapmalıyız. Kendimizi geliştirmenin yolu, kitap okumaktan geçer. Kitap okuyarak ve çocuklarımızın da okumasını sağlayarak onların uçsuz bucaksız hayal dünyalarına yatırım yapmış oluruz.

Okuyacağı kitabı da kendisinin seçmesine izin vermeliyiz.

Çocuklarımız için ailesi ile zaman geçirmek çok önemli. Sizlerle yapmış olduğu her etkinlik onlar için çok özel. Geçtiğimiz günlerde “Kiminle Akşam Yemeği Yemek İsterdiniz?” adlı sosyal deney videosu izledim ve beni çok etkiledi. Sizlerinde bu videoyu izlemenizi tavsiye ediyorum. O zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum.

Unutmayalım!

Hayat sadece derslerden ve okul başarısından ibaret değil. Her çocuk akademik olarak başarılı olamayabilir. Ama bizlerin rehberliğinde soysal, dürüst, kendini yetiştirmiş mutlu çocuklar olabilirler. Bence ihtiyacımız olanda, olması gerekende bu!