Türkistan, Türk ülkesi demektir. Bu, Farsça bir söyleyiştir. Bütünüyle öz Türkçe söyleyebilmek için şöyle demek gerekir: Türkeli…

El, Türkçede ülke, yurt anlamına geliyor. “İstan” sözü Farsçadır ve biz ne üzücü ki Türkçe "el" yerine Farsça “istan” sözünü kullanıyoruz. Hem de resmi devlet adlarımızda bile… Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi… Oysa Özbekeli, Türkmeneli, Kazakeli, Kırgızeli diyebiliriz. Bu arada Türkiye sözü de sondaki “iye” eki Arapça olan bir sözdür. Türkçe olarak Türkeli denilebilir. Ancak o zaman Türkistan ile ayrımı nasıl ortaya koyacağız? Bunu sanırım şöyle yapabiliriz: Türkiye’ye Türkeli derken, Türkistan’a ise “Büyük Türkeli” diyebiliriz.

Ülke, yurt anlamına gelen el sözü Kazakistan’da kurucu Cumhurbaşkanına verilen “elbaşı” unvanında yaşıyor. Nursultan Nazarbayev Kazakların elbaşı, aynı zamanda Türk devletlerinin üye olduğu Türk Keneşi’nin / Türk Konseyi’nin onursal başkanıdır.

Peki, büyük Türkeli yani büyük Türkistan neresidir?

Büyük Türkeli, Türklerin yaşadığı her yerdir aslında. Ancak coğrafi olarak Kosova’dan Çin Seddi’ne, Sibirya’dan Kerkük’e değin uzanan 10 milyon metrekareden büyük bir alanı kapsar. Bununla birlikte Türkistan / Büyük Türkeli denildiğinde günümüzde çoğunlukla Orta Asya kastedilmektedir. Orta Asya; Kuzeyde Kazakistan, Doğuda Doğu Türkistan, Batıda Hazar Denizi ve Güneyde Kuzey Afganistan ile çevrili bölgeden oluşur. Orta Asya kavramına Moğolistan da dahildir.

Dünya, Türkistan kavramına yabancı değildir. Her ne kadar Merkezî Asya veya Orta Asya deyimleriyle Türkistan sözü gizlenmeye çalışılsa da Türkistan gerçeği saklanamıyor. Ancak Güney Türkistan tanımlaması için anı şeyi söyleyemeyiz. Güney Türkistan bırakınız dünyayı Türklerce dahi yeterince bilinip tanınmıyor.

Güney Türkistan’ı dünyaya duyurmalıyız.

Güney Türkistan, dünya Türklüğünün en önemli parçalarından biridir. Yukarıda da yazdığımız gibi Güney Türkistan Afganistan’ın kuzeyidir. Ayrıca İran’ın Kuzeydoğusu da Güney Türkistan kavramına dahildir. (İran’ın Kuzeydoğusu zaten Güney Türkmenistan olarak da adlandırılmaktadır. Zira burada 2 milyon dolayında Türkmen yerleşiktir.) Bu bölge tarihte ve günümüzde çoğunlukla Türk halklarının yerleşik olduğu bir bölgedir. Ağırlıklı olarak Özbek, Türkmen, Kırgız, Hazara, Aymak ve Kızılbaşların yaşadığı Güney Türkistan’da bir ulusal uyanış hareketi gözlenmektedir. Bölgedeki Türk halkları Türklük kimliği bilinci etrafında örgütlenmeye çalışıyorlar.

Güney Türkistan’ın en önemli siyasi örgütü General Abdürraşit Dostum önderliğindeki harekettir. Dostum, Afganistan’daki Türk halkları içinde nüfusça en büyük topluluğu oluşturan Özbeklerin de siyasi önderidir. Ancak Dostum meseleye sadece Özbeklik açısından değil bölgedeki bütün Türkî halklar açısından bakan yüksek bilinçli bir siyasi önderdir.

Güney Türkistan’ın özerkliği ya da bağımsızlığı gibi bir hedefin gerçekleşme olanağı var mıdır? Bunu ancak oradaki halkların iradesi ve mücadelesi belirleyebilir. Ama görünen şu ki Güney Türkistan’ın bağımsızlığı yahut en azından özerkliği düşüncesi zihinlere yerleşmiş durumda. Bölgede yapılan kimi gösterilerde Güney Türkistan sloganları yükselmekte ve Güney Türkistan bayrakları açılmaktadır. Peştun ağırlıklı Afganistan merkezi hükümetinin çoğunlukla Türklerin yaşadığı Faryab iline Peştun bir vali ataması büyük tepkilere neden oldu. Türkler ve Dostum önderliğindeki siyasi hareket, Peştun valiyi protesto etti. Bu ulusal bilinç açısından çok önemli bir gelişmedir. Devamının geleceğini ve Güney Türkistan hareketinin büyüyeceğini öngörüyorum.

Güney Türkistan hareketini boğmak için özellikle Pakistan ve Çin’in Peştun ağırlıklı Taliban örgütüne yoğun destek verdikleri biliniyor. Eğer Taliban Güney Türkistan’ı ele geçirirse bölgede büyük bir Türk katliamı yapacaktır. Yaklaşık 11 milyonluk Türk nüfus gerici Taliban örgütünün tehdidi altındadır.

Güney Türkistan hareketini Afganistan’ı bölme hareketi olarak nitelemek yalnızca gerici Taliban’a yarar. Kaldı ki Afganistan’daki Türk hareketini bölücülükle suçlamak hem tarihi anlamda hem de güncel olarak gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Çünkü tarihen o bölge zaten bir Türk bölgesidir ve büyük Türkistan’ın bir parçasıdır. Güncel anlamda ise Afganistan’ın bütünlüğü diye bir düşüncenin politik gerçekliği yoktur. Çünkü aslında Afganistan diye bir ülke ve Afgan diye bir ulus mevcut değildir. Afganistan yapay bir ülkedir ve Afgan ulusu da inşası başarısızlıkla sonuçlanmış bir projeden ibarettir.

Gerçeği somut sosyolojik ve politik kanıtlarıyla bir sonraki yazımızda ortaya koyacağız.