Sinan Acıoğlu

Eski Başbakan Bülent Ecevit tarafından 12 Eylül darbesinin ardından yayımlanmaya başlanan ve 35 yıllık aranın ardından 2017 yılında yeniden okurla buluşan Arayış dergisi YouTube'da da yayına başladı.

Arayış'ın ilk konuğu AKP’nin de kurucularından olan, eski Devlet Bakanı ve CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener oldu.

İşte o söyleşinin öne çıkan bölümleri...

İNÖNÜ AİLESİ MUHAFAZAKARDIR

Ak Parti içerisinde Atatürk ve İnönü ile ilgili birçok şey söylerler. Kendi içlerinde ürettikleri bu yanlış fikirleri, sohbetlerinde sürekli yeniden yeniden üretirler. Söylenenlerin aslı astarı yoktur. Bir kere İnönü ailesi muhafazakar bir ailedir. Hatta Mevhibe İnönü, çok daha dindardır. Bu aile düzenli oruç tutan bir aile, İsmet İnönü dahil. Bir çizgisi vardı. Dini kavramlarla propaganda yapmazdı.

Damat Ferit Paşa kabinesinde bakan olmuş Elmalılı Hamdi Yazır, İstiklal mahkemesinde beraat etmiştir. 

BU İSLAMCILARIN GELENEĞİDİR

İslamcı kesim, kurtuluş savaşı kadrolarını lekelemeye başlamıştır kendi içlerinde. Bunu, kuşaktan kuşağa devretmişlerdir. Atatürk ve İnönü karşıtlığı işinin özünde, vaktiyle Kurtuluş Savaşına karşı olan İslamcıların oluşturduğu bir karşı saldırının bugünkü yaygınlığı vardır.

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nde var olan bütün İslami kurumları Atatürk ve Cumhuriyet Halk Partisi cumhuriyetin kuruluş yıllarında oluşturmuştur.

TÜRKÇE HUTBEYE NEDEN KARŞI DEĞİLLER PEKİ?

Ezanı Türkçe yaptılar diye kontra propaganda yapıyorlar, Kurtuluş Savaşı kadrolarına düşmanlık oluşturmaya çalışan, içlerindeki ezikliği telafi etmeye çalışan bu kesim, o kadroları yıpratmak için sembol konular oluşturmuşlardır. Toplasanız üçü de geçmez. O sembollerden biri Türkçe ezan meselesidir. Başka söyleyecekleri bir laf yok. Yeni dönem var. Bu yeni dönemde din, üfürükçülerin, dini bilmez hoca kesilen insanların elinde kalmıştır. Muskacılık yaygınlaşmıştır. Din adına bir zümre türemiştir. Türkçe ezanı diline dolayanlar, Cumhuriyet'e gelinceye kadar, camilerde cuma ve bayram namazlarında okunan hutbeler var ya, vaaz kısmı Türkçe'dir. O Türkçe kısmı cumhuriyet öncesi Arapça okunuyordu. 1927'de Rıfat Börekçi'nin bütün camilere gönderdiği tahmimle vaaz kısmı Türkçeleşmiştir. Türkçe hutbeleri halk çok beğendi. Cemaat duyduğu hutbeyi kendi arasında sohbet haline getiriyor. Peki, ben Kurtuluş Savaşı kadrolarına düşmanlık yapan kesime sorarım: Ezana taktınız da bu cuma ve bayram hutbelerinin Türkçeleştirilmesine niye takmıyorsunuz? Çünkü biri tutmuştur. Öbürü tutmamıştır. Halk arasında tutmayan bir şey üzerinden din karşıtlığı yapmaya çalışıyorlar. Böyle bir şey yok.

BİRİ İSTİSMAR, DİĞERİ İNŞA EDİYOR

Bir arayış var, o arayış; Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuş, imam hatip okulları açılmış, ilahiyet fakülteleri açılmış, yeni kurumlar, Elmalı'ya tefsir yazdırılmış. Türkçe tefsir, türkçe meal kazandırmış. Buhariyi bastırmış, hadis kitabı bastırmış. Bu kadroların din uğruna yaptıkları bu kadar çabayı bir tarafa bırak, iftira ve yalanla din dışı çıkarmaya çalış. Bu olmaz. Bu vicdana, hakka, hakikate uymaz. 

18 yıldır iktidarda olan Erdoğan'ın arka bahçesine çevirmeyi çalıştığı bütün İslami kurumların kurucusu Atatürk ve CHP iktidarıdır. 18 yıllık AKP iktidarının kurduğu tek bir İslami kurum yoktur. Biri kurucu kadroların eseri, biri de istismarcı kadroların eseridir. Biri istismar ediyor, öbürü inşa ediyor.