Toplumsal Haber Merkezi

Yüksel Direnişçilerinden Acun Karadağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Düzce Direnişçisi Alev Şahin ile Sincan Cezaevi'nden Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesi'ne sürgün edilişlerini, hak ihlallerini ve tahliye sonrası yaşadıklarını anlattı.

KHK ile işten çıkarılan ve Ankara Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde 4 yılı aşkın süredir 'işimizi geri istiyoruz' diyerek direnen Acun Karadağ, Alev Şahin, Nazan Bozkurt, Mehmet Dersulu, Mahmut Konuk ve Armağan Özbaş 22 Ağustos'ta 'yoğun eylem yapmak' gerekçesiyle tutuklanmıştı. 

Ankara'da görülen ilk duruşmalarında mahkemeye getirilmeyen Yüksel Direnişçilerinden Mahmut Konuk ve Armağan Özbaş serbest bırakılmış, diğer direnişçiler ise SEGBİS dayatması nedeniyle savunmalarını dahi gerçekleştirememişlerdi. 27 Ocak'ta görülen ikinci duruşmada ise öğretmen Acun Karadağ tahliye edilmiş Alev Şahin, Nazan Bozkurt ve Mehmet Dersulu'nun tutukluluğuna devam kararı verilmişti.

'NE YAPTIĞIMIZI İYİ BİLİYORLARDI'
Twitter hesabından tutuklandıktan ve tahliye olduktan sonra yaşadıklarını anlatan bir paylaşımda bulunan öğretmen Acun Karadağ, "Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesi 26 Ocak sabah erken jandarma marifetiyle bizi yola çıkardı. 2 tutsaktık. Mimar Alev Şahin ve öğretmen olan da ben:) "Suçumuz" yoğun eylem yapmaktı. Sizin onların örgüt filan dediğine bakmayın onlar hep öyle der." ifadelerine yer verdi.

"Jandarma bizi basın ve kamuoyundan tanıyordu. Aslında görevli herkes tanıyordu" ifadelerine yer veren Karadağ, "Tutuklandığımız gün Sincan Hapis. girişindeki gardiyanlar bile aaa siz şey şu eylem yapanlar diil misiniz diye şaşırdılar. Demek kamuoyunun gözü bizdeydi. Ne yaptığımızı iyi biliyorlardı. Şeffaf bir eylem yürüten bizler halk nezdinde "aşırı tehlikesiz"dik. Buna rağmen bizi Alev'le ikimizin birlikte getirilebileceği bir ring aracına değil, tekli hücrelerin olduğu eziyet amaçlı bir araca bindirdiler. İleride bu aracın tutsak sevklerinde kullanılmasının eziyet amaçlı olduğu ve yasaklanması gerektiği konusunda İnsan Hakları Örgütlerine başvurularda bulunacağım. Şimdilik sevk kısmını anlatayım. Onursuz arama vs. meselelerle ilgili suç duyurusu için başvurumu bugün avukatlarıma verdim. Bundan da bahsetmeyeceğim" dedi.

"Başka trajik bir durumlar da var" diyen direnişçi Karadağ, şu ifadelere yer verdi:

'PARAYLA KORKUTMAYA ÇALIŞTILAR'

Sevk sırasında yasal zorunluluk gereği üzerimize hesabımızda bulunan paranın 1/3'ünü vermek zorundaydılar. Vermediler. Askerin iaşesine dokunmamak için onların suyunu almadık. Su alacak paramız yoktu. Bu traji-komik olayların trajik kısmı. Komik olan kısım ise biz yoksulları parayla korkutmaya çalışmaları:) Yine yiyecek olarak hapishaneden jandarmaya teslim ettikleri bir ekmek arası 4ince dilim kaşar peyniri için Adalet Bakanlığı'nı "tebrik etmek" isterim. Ağzımı bile sürmedim. Bu,trajik... Ben, yoksulluğumla ceketimi satar misafirime sofra donatırım. Bu da komik..

'ŞU AN KİMLİĞİM YOK'

Daha trajik bi şey anlatayım. Ankara'ya dava için getirilen birinin tahliye edilme ihtimali ile kimliği jandarmaya teslim edilebilir, tahliye olmazsa jandarma ile geri getirilebilir değil mi? Yapmamışlar. Şu an kimliğim yok! Telefon kartımı çıkartamıyorum bu nedenle. Posta ile gönderemezlermiş, benim gitmem gerekiyormuş. Sağlık koşullarım uygun olmadığı için tahliye ediliyorum ama buradan Kayseri'ye gidip kimliğimi alacakmışım. Bu, iktidarın direnişçileri engelleyemiyoruz bari eziyet edelim çaresizliğidir. Bu, trajik. Komik olan şu ki Yüksel Direnişi bi kimlik için başını eğmez çünkü "kimliğimiz, direnişimiz, direnme gücümüzdür:) Hapishanede hak ihlallerinden zaman zaman böyle tweet dizileriyle bahsedeceğim.

Tahliye olduktan sonrasında yaşadıklarından da bahseden Karadağ "Bir şey daha ekleyeyim. Bugün direnişte açılan 2911 davalarından birine gittim. Oradan Kızılay'da gözlükçüme uğradım. Dönüşte yol üstünde olunca Yüksel Caddesi direniş alanımızdan geçtim. O saatten sonra taksiye binene kadar her köşe başında kaçar tane polisin elinde telefon beni takip ettiğini görseydiniz bu trajik korku halleri karşısında gözyaşlarınızı tutamazdınız! Komik-eğlenceli olan şu idi; orada bulunma niyetim eylem yapmak değildi. Eylem yapacak olsaydım ancak eylem başladığında görebilirlerdi beni. Yüksel Direnişi,Direnişçileri engellenemez" ifadelerine yer verdi.