AKP’ye yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak’ın yazarı Yusuf Kaplan, kurucusu olduğu Medeniyet Tasavvuru Okulunun (MTO) amaçlarını anlattı.

Gazete, yandaş yazar Yusuf Kaplan’ın öncülüğünde açılan Medeniyet Tasavvuru Okulu’nun ‘akıl, kalp ve ruhu aynı anda harekete geçirecek bir metodla’ üçüncü kez eğitimlerine başladığını duyurdu.

DİPLOMA DERDİNİN OLMADIĞI OKUL

Okulun, ‘samimiyet ve hakikatin izini sürme kaygısı’ taşıdığı ileri sürülürken, avantajları şöyle sıralandı:

Diploma derdinin olmadığı okulda, talebeler 6 aşamalı bir eğitim sisteminden geçiyor ve yine eğitim kapsamında 100 kitaplık bir okuma listesini tamamlıyor. Eğitimlerin ilk aşamasında katılımcılar geçmişten bugüne süren hadiseler üzerine dert sahibi olurken, ikinci aşamada usul kitaplarına, üçüncü aşamada ise tarih, tarih felsefesi, medeniyetler tarihi ve felsefesine odaklanıyor. Talebeler, dördüncü aşamayla düşünce tarihi, İslam düşüncesi, çağdaş düşünce, sanat, edebiyat ve estetik okumaları yapıyor. Okulun beşinci ve sonuncu aşamasında da İslam, Doğu ve Batı medeniyetlerinin klasik metinleri inceleniyor.

“ÇİN MEDENİYETİ ÇÖPLÜK OLDU”
Okulun kurucusu iktidar destekçisi yazar Dr. Yusuf Kaplan, MTO eğitimleri kapsamında yapmak istediklerini "benim derdim çağı kurabilecek insanlar. Çağrı, çağını kurmak zorundadır. Bu çağı başkaları şekillendiriyor. Bugün 5 bin yıllık Çin medeniyeti birikimi çöplük oldu. Dünyaya yeni bir şey söylemiyor, kapitalizme kurban edildi. Bu kapitalizme direnen sadece İslam, bunu biliyorlar" ifadeleriyle anlattı.

“BİNLERCE MÜRACAAT OLDU” İDDİASI
Kaplan, koronavirüs salgınından önceki süreçte MTO’yu bu kez Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin İpekyolu Medeniyet Araştırmaları Merkezi üzerinden başlattıklarını aktararak “Bir duyuru yaptık ve binlerce müracaat oldu. 200 kişi almayı düşünüyorduk. 2-3 gün mülakat yaptık. Çok iyi bir kadro geldi. Eğitime başladık ve ilk günü hiç unutmuyorum. ‘Tarihin yapıldığını hissettiğim an’ diye yazmıştım. Benim hayalimde dünya çapında bir eğitim sistemi kurmak vardı. Üniversitede okurken tahayyül ettiğim bir şeydi. ‘Yarın benden bir halt olursa dünya çapında bir eğitim sistemi kurulması lazım’ diyordum. Adam yetiştirecek adamların yetişeceği bir okul. Türkiye’deki üniversiteler sektöre, sanayiye çalışıyor. Kapitalizmin kölelerine dönüşüyor. Benim kafamdaki model, ‘Nizamiye’ modeli. MTO’da benim yapmak istediğim şey, İbn Haldun, Mimar Sinan ve Mevlanaları yetiştirecek tohumlar ekmek. Bu 40-50 senede olacak bir şey değil ama o tohumları ekebilir. Akıl, kalp ve ruhu aynı anda harekete geçirecek bir eğitim metodundan bahsediyorum.” dedi.