AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Libya Konferansı için gittiği Almanya'nın Berlin kentinden dönüşünde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Erdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. 

İktidara yakınlığı ile bilinen Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan da bugünkü köşe yazısında Erdoğan'a yönelttiği soruları yazdı. 

İşte Hakan'ın yazısının ilgili bölümü:

BERLİN Zirvesi’nden dönüşe geçildi. Uçakta Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilerin sorularını cevaplıyordu.
KAFAMDAKİ soruyu sordum Erdoğan’a.

Dedim ki:
“Gerek Moskova gerek Berlin’de olup bitenler ‘arabuluculuk’ mudur? Siz arabuluculuk mu yapıyorsunuz Hafter ile meşru Libya hükümeti arasında?”

Erdoğan’ın bu soruya verdiği cevap, aynen şöyle oldu:

- PUTİN’E SÖYLEDİM: Burada “arabulucu” sıfatıyla bulunmayı kabul etmeyeceğimizi zaten Sayın Putin’e başta da söyledim. Sayın Putin, “Ben Hafter tarafını halledeceğim, siz de Sarrac’ı hallederseniz... Bu işi çözüme kavuşturalım” yaklaşım tarzında. Bizim ikimizin arasındaki böyle bir yaklaşım tarzıdır.

- ASLA OTURMAM: Siyaset anlayışımda bir teröristle asla masaya oturmam, masaya oturulmasına da müsaade etmem. Mesela Sayın Trump’ın YPG ve malum terörist Abdi Şahin’le ilgili adeta “Bunu kabul et” diyecek kadar maalesef ileriye gitme durumu olmuştu.

- KARAKTERLE ALAKALI: “Hem terörle mücadele diyeceğiz, uluslararası terörle mücadelede çok ciddi kayıplar vereceğiz, ondan sonra da teröristi kabul edeceğiz. Ben bunu yapmam” dedim. Aynı şeyi Putin de yapıyor. Tabii bu biraz insanın, siyasetçinin bakışıyla veyahut da kendi karakteri ile alakalı bir olay.

Son durum değerlendirmesi

‘Sorumlu Hafter’dir’ dedim, kimse itiraz edemedi

 
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Berlin Zirvesi’yle ilgili olarak bir son durum değerlendirmesi yaptı. İşte Erdoğan’ın söyledikleri:

-ZİRVEDE aldığımız kararlar çerçevesinde Sarrac ve Hafter tarafından 5’er kişinin katılacağı askeri komite önümüzdeki birkaç gün içinde toplanacak.

- Kilit nokta Hafter’in saldırgan tutumunu sonlandırmasıdır. Tüm anlaşmaları ihlal eden ve meşru hükümete saldıran Hafter taraftarlarıdır.

- Berlin’deki tüm toplantılarda Hafter’in saldırgan taraf olduğu gerçeğini açıkça dile getirdim. Kimse itiraz edemedi.

- Hafter metinlere imza atmadı, sözlü beyanda bulundu. Oysa “Söz uçar, yazı kalır”. Bunu hatırlattım. İnşallah neticesi hayırlı olur.

Libya’da Türkiye bundan sonra ne yapacak?

Gereğini yaparız

ATEŞKES çağrısı, Moskova buluşması, Hafter’in kaçması, Berlin Zirvesi... Sonuç ortada... Peki Türkiye’nin bundan sonraki stratejisi ne olacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda da önemli açıklamalar yaptı. İşte söyledikleri:

- UYMAZLARSA: Biz bu süreçte üzerimize düşenleri yapmış olduk. Söylenmesi gereken neyse bunları da kendilerine söyledik. Ne kadar uyarlar uymazlar bunu göreceğiz. Uymadıkları anda da gereğini yapacağız.

 
- EN ÇOK SORDUKLARI SORU: Şu an itibarıyla bize “Niçin şunu yaptınız?” sorusunu pek soramıyorlar. En çok ve en ileri sordukları soru, “Bundan sonra buraya siz askeri güç gönderecek misiniz?” Bizim de onlara verdiğimiz cevap şu oldu: “Biz buraya şu anda askeri güç göndermiyoruz. Biz sadece eğitmen olarak, eğitici olarak buraya bir kadro gönderdik, o kadar. Bunlar da orada eğitim yaptılar. Ama öbür tarafta Wagner burada 2 bin 500 güvenlik gücü ile var. Onları niçin masaya yatırmıyorsunuz?” Böyle söyleyince ona da bir şey diyemiyorlar.

- ZORLAMAYIZ: Bize verilen sözler eğer yerine gelirse, biz de bunlara karşı örneğin ateşkes hususunda kesinlikle Sarrac’ı hiçbir şeye zorlamayız. Ama biz Sarrac’ı şöyle görüyoruz: Sarrac, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kabul ettiği bir liderdir. Hafter’in böyle bir özelliği yok. Bununla ilgili de özellikle Merkel hiçbir aksi ifade kullanmadı. Tablo böyle olunca, bizi oraya davet eden meşru bir hükümetin başı, diğeri ise gayrimeşru. Gayrimeşru bir kişinin davetine icabet edenler mi bizim için önem arz eder, yoksa meşru bir yönetimin davetine icabet eden mi?

Rusya ile aramızda stratejik bağlar var

RUSYA ile Türkiye’nin arası iyi görünüyor. Ancak bu böyle sürer mi? Mesela İdlib’de yaşanan gelişmeler, Rusya ile Türkiye’nin arasını açar mı? Bir gazeteci arkadaşımız işte bu soruyu sordu.

“Rusya ile bizi birbirine bağlayan şu andaki bağlar biraz farklı. Buna ‘stratejik’ diyebiliriz ve bu stratejik bağlar bizi biraz farklı birbirimize bağlıyor, yani klasik değil. Şimdi bu stratejik bağlar aramızdaki ilişkileri de çok daha güçlü bir seviyeye doğru taşıyor. Burada herhangi bir sıkıntı yaşayacağımıza da zaten benim ihtimal vermem söz konusu değil”.