Yandaş Habertürk yazarı Nagehan Alçı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Kanal İstanbul projesinin bugünlerde peşinde koşanlar gelecekte af dilemek ile de kurtulamayacaklar" ifadesini eleştirdi. Alçı, "O nasıl bir üslup, ihaleye katılacak firmaların sahiplerine yapılmış apaçık bir tehdit" dedi.

Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, 'Bu nasıl bir üslup Sayın İmamoğlu?' başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yakın ekibiyle aralarında iyi bir diyalog zemini olduğunu belirterek başladı.

"Ben CHP’li olmadığım halde Ekrem İmamoğlu’nun haksızlık gördüğünü düşündüğüm noktada hem buradan hem de ekrandan net itiraz etmiş bir yazarım. Sayın İmamoğlu da bu sebeple beni aramış ve teşekkür etmiştir" diyen Alçı, kamuoyunda tartışılmaya devam eden Kanal İstanbul'la ilgili olarak İmamoğlu'nun açıklamasını eleştirdi. Alçı, şunları söyledi:

Fakat ‘Kanal İstanbul’ ile ilgili birkaç gün önce söylediklerine ne demeli? O nasıl bir üslup Ekrem Bey? Çok şaşırdım. Sizinle sohbetlerimizde hep 'Ben toplumun tam merkezindeyim Nagehan Hanım' dersiniz ama bu açıklamanız sanki radikal sol bir partinin genel başkanı gibi olmamış mı?

Aynen şunu dediniz: 'Kanal İstanbul projesinin bugünlerde peşinde koşanlar gelecekte af dilemek ile de kurtulamayacaklar. Hukukun önünde hesabını verirler. Bugün bu işe para vermenin peşinde koşanlar ya da ‘İhaleydi, ne yapalım biz de almaya çalıştık’ diyenler sadece basit şekilde süreçten sıyrılamazlar.'

Lamı cimi yok… Bu sözler Kanal İstanbul ihalesine katılacak firmaların sahiplerine yapılmış apaçık bir tehdit. Sırf Kanal İstanbul ihalesine girdikleri için kimi müteahhitlerin ileride hapse atılacağını söylemeye getiriyor İmamoğlu. Bu dil çok yanlış. Hatta 'Bu sözlerin altında ‘Siz eğer Kanal İstanbul ihalesine girerseniz İstanbul Büyükşehir Belediyesi ihalelerinden size hiçbir şey vermem’ iması da bulunuyor' yorumunu yapanların da haklılık payı var. Söylediklerinden böyle bir ima da anlaşılabilir.

İmamoğlu'nun genelde makul bir insan izlenimi verse de zaman zaman öfkesine mağlup olduğunu söyleyen Alçı, "Bu tür saldırgan sözler ağzından çıkıyor. Daha önce de 'İtlik demedim basitlik dedim' diye örtmeye çalıştığı malum olay yaşanmıştı. Halbuki o dönem İmamoğlu’nun gençlik arkadaşı Fatih Portakal bile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ağzından Vali Bey’e hitaben o talihsiz sözlerin çıktığını kabul etmişti" diye yazdı.

EKREM BEY YİNE ÖFKESİNE MAĞLUP OLMUŞ'
Bahsi geçen hadisede de İmamoğlu'nun öfke kontrol probleminin ortaya çıktığını savunan Alçı, "Ekrem Bey sinirlenmiş ve yine öfkesine mağlup olmuştu. Sayın İmamoğlu’nun Kanal İstanbul ile ilgili itirazlarına saygı duyuyorum. Ben kendisiyle aynı fikirde değilim. Olmadığımı birlikte yaptığımız bir yayından da izleyebilirsiniz. 'Ekrem İmamoğlu-Nagehan Alçı karşı karşıya' başlıklı Habertürk TV Youtube sayfasındaki video 2.8 milyon insan tarafından izlenerek viral oldu" ifadesini kullandı. Alçı, şöyle devam etti:

Ben fayda-maliyet dengeleri iyi gözetilmiş ve en ileri seviyede mühendislik ürünü olacak bir Kanal İstanbul projesine Türkiye’nin ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Ama yapım sürecinin çok zor olacağını da biliyorum. Bundan 50 sene önce büyük itirazlara rağmen inşa edilmiş Boğaz Köprüsü şimdi nasıl herkes tarafından 'İyi ki yapılmış' diye anılıyorsa bugünden 50 sene sonra da Kanal İstanbul projesine 'İyi ki yapılmış' denileceğine inanıyorum.

'En sert muhalefeti yapma hakkı var ama tehdit üslubu kabul edilemez'

Ekrem Bey’in Kanal İstanbul’a muhalefeti bir İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak sonuna kadar hakkıdır fakat öfkesine yenik düşüp böyle bir tehdit üslubuyla konuşması asla doğru değildir. Kendisinin de bu üsluptan pişman olduğuna inanıyorum. Daha doğrusu inanmak istiyorum. Bu hatasını telafi etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ekrem Bey’in 25 Haziran 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini biliyorum. Zihinlere 'yumuşak ve mutedil bir üsluba sahip özgürlükçü-demokrat bir Cumhurbaşkanı adayı' imajını işlemeye çalışıyor. Fakat bu açıklamasıyla bizzat kendisi oluşturmak istediği imajı yerle bir etti. Özgürlükçü değil rövanşist bir ruh çıktı içinden. Daha muhalefetteyken, Türkiye çapında iktidar sahibi bir konuma sahip değilken böyle tehditkar bir üslup benimsemesi 2023 süreci bağlamında endişe verici.