Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü yazısında 'Toplum kimseyi dinlemez' başlıklı bir bölüme yer verdi.

Altaylı kaleme aldığı bölümde ideolojik yaklaşımların toplum üzerinde etkili oluyor gibi görünmesine karşın toplumların kendi dinamiklerini yarattığını savundu.

Altaylı'nın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

Siyaset toplumu yönlendirmeye ne kadar çalışırsa çalışsın, ideolojisini ne kadar dayatırsa dayatsın, toplum bildiği yönde ilerlemeye, siyasetin arzularına ya da diktelerine göre değil, kendi gerçeklerine göre davranmaya devam ediyor. 

Bunu bana gösteren ise Habertürk'te birkaç gün önce yer alan bir haber.

2016'dan 2019'a 4 yıl içinde Türkiye'de doğumlar sayısal olarak yüzde 10 düşüş göstermiş.

Nüfusun yüzde 5 artmasına rağmen, doğumlarda sayısal düşüş var.

2016 yılında 1 milyon 313 bin 45 olan yeni doğan bebek sayısı 2019 yılında 1 milyon 175 bin 483'e düşmüş.

Yani "3 çocuk, o da yetmez 4 çocuk" sloganları arasında geçirdiğimiz dönemde çocuk sayısında düşüş var. 

Evliliklerde de durum farklı değil.

"Evlenmeyen bizden değildir"e varan yaklaşımlara rağmen artan nüfusa karşın evlilik sayılarında da düşüş var.

2016 yılında 591 bin 872 olan evlenme sayısı 2019'da 539 bin 973'e gerilemiş. Gerleme oranı yüzde 9.

Boşanmalar ise rekora koşuyor.

2016'da 136 bin 9025 olan boşanma sayısı, 019'da 162 bin 960'a çıkarak rekor kırmış. Boşanma artışı 4 yılda yüzde 19.

Anlayacağınız o ki, ideolojik yaklaşımlar toplum üzerinde etkili oluyor gibi görünse de toplumlar kendi dinamiklerini yaratıyorlar.

Kimseyi de takmıyorlar.