Türkiye Komünist Partisi (TKP) Dayanışma Meclisi, solda bir alternatif yaratmaya dönük görüşmeler yapan partileri ziyaret ediyor. 2 Aralık Perşembe günü SOL Partiyi ziyaret eden Dayanışma Meclisi sekretaryası bugün de Emek Partisi Genel Merkezi’ni ziyaret etti.

Dayanışma Meclisi Kasım ayında yaptığı ilk yüz yüze toplantıda Emek Partisi, SOL Parti ve TKP’nin düzen partilerinden bağımsız solda bir alternatif yaratmak üzere görüştüğünün basına yansıması üzerine her üç partiyi de ziyaret ederek sürecin takipçisi olma kararı almıştı.

Bu karar doğrultusunda Dayanışma Meclisi’nin kaleme aldığı bildiriyi Dayanışma Meclisi sekretaryasını oluşturan Oğuz Oyan, Gamze Yücesan Özdemir ve Erhan Nalçacı görüşmeyi sürdüren partileri ziyaret ederek takdim etmeye başladı.

2 Aralık Salı günü SOL Parti ile yapılan toplantıda Dayanışma Meclisi sekretaryasını SOL Parti’den Başkanlar Kurulu üyesi İlknur Başer ve Önder İşleyen ile Parti Meclisi üyesi İsmail Hakkı Tombul karşıladı.

3 Aralık Cuma günü ise Dayanışma Meclisi heyeti Emek Partisi Genel Merkezi’nde Emek Partisi başkan yardımcıları Selma Gürkan ve Şükran Doğan tarafından karşılandı.

Çok olumlu geçen görüşmelerde topluma dönük bazı etkinliklerin ortaklaştırılması fikri doğdu. Heyetler genel olarak bağımsız bir sosyalist odak oluşturulmasının önemi üzerinde mutabık kaldı.

Dayanışma Meclisi sekretaryası önümüzdeki pazartesi ise TKP Genel Merkezi’ni ziyaret edecek.

Dayanışma Meclisi tarafından hazırlanan ve partilere takdim edilen bildiri şöyle:

'SOLDA BAĞIMSIZ BİR ODAK OLUŞMALIDIR'

Dayanışma Meclisi, Eylül 2020’de bir grup aydın, bilim insanı, sanatçı, sendikacı, gazetecinin, düzen siyasetine karşı birlikte çözümler üretmek ve toplumla paylaşmak hedefi üzerinde birleşmeleriyle kuruldu. 

Küresel salgının ve onun derinleştirdiği ekonomik kriz koşullarının çok ağır hissedildiği bir dönemde faaliyet göstermesine ve bu nedenle de hedeflerine tam olarak ulaşamamasına karşın, Dayanışma Meclisi kurulduğu dönemden bu yana toplantı ve faaliyetlerini aksatmadan sürdürülebildi, komisyonlar halinde örgütlenerek kamuoyuyla paylaştığı çok sayıda bildiri ve rapora imza attı. İnternet ortamında ilk sayısı Haziran 2021’de çıkarılan, şimdi de üçüncü sayısı hazırlanan Dayanışma Forumu Dergisi’ni Türkiye’nin yakıcı konuları üzerinde yoğunlaşan bir yayına dönüştürmeye çalıştı, çalışmakta.

Dayanışma Meclisimiz, henüz 7 Eylül 2020 tarihli ilk “Çıkış Bildirgesi”nde, “siyasi rejimin baskılarını yoğunlaştırdığı bir ortamda”, “Meclis-içi muhalefetin ve olası ittifak adaylarının gerçek bir seçenek üretmekten uzak olduğu; bu muhalefetin, olmayacak bir muhafazakâr/ neoliberal/sosyal devlet sentezi üzerinde uzlaşarak iktidara yürümeye talip olduğu” saptamasını yaptıktan sonra “hem güçlü bir sosyalist sola olan gereksinimin büyüdüğüne hem de solun daha etkin mücadele araçlarıyla dayanışmasının şart olduğuna” dikkati çekmekteydi. Dayanışma Meclisi’nin Çıkış Bildirgesi’nde, sistem içi bir programın karşısına sınıf ve aydınlanma eksenli sol bir bakış açısının konulması, bir emekçi cumhuriyetinin hedeflenmesi ve bunun toplumun ana tartışma gündemine dönüştürülmesi hedefleri açık bir biçimde ifade edilmekteydi. 

Bugün geldiğimiz uğrakta, Türkiye’nin siyasi denkleminde eksikliği duyulan asıl unsurun, gerçekten de sosyalist solun ağırlığı olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır. Aslında sosyalistlerin Türkiye siyaseti üzerindeki etkilerinin, nicel ağırlıklarının çok üzerinde olduğunu sağ siyasetçiler de iyi bilmektedirler. Bu nedenle de sosyalist solun toplumda ve siyasette hak ettiği karşılığı bulması öncelikli uğraşımız olmalıdır.

İşte bu anlayışlarla yola çıkan ve faaliyet gösteren Dayanışma Meclisi, 20 Kasım 2021 tarihinde üyeleriyle ilk yüz yüze toplantısını Ankara’da gerçekleştirirken, solda üç partinin kamuoyuna yansıyan düzen siyasetinden bağımsız bir ittifak arayışı çabalarının desteklenmesini; emekten yana, anti-emperyalist, laik bir mücadele odağının yaratılması ve hızla bir seçenek haline getirilmesi doğrultusundaki girişimlerini sürdürmekte olan EMEP, Sol Parti ve TKP’nin bir heyetle ziyaret edilerek dayanışma mesajlarının iletilmesi konularında karar almıştır.

Türkiye’nin, mevcut ekonomik/toplumsal bunalımın faturasının emekçi halka kesilmesini önleyecek düzen dışı bir seçenek oluşturulmasına; dünya egemen güçlerinin etki alanı dışında kitlelere farklı bir toplum projesi sunulmasına şiddetle ihtiyacı vardır. Solda sınıf temelli bir odak yaratılmasına yönelik olarak sürdürülen ve çok anlamlı gördüğümüz görüşmeleri bu nedenle kuvvetle desteklediğimizi kamuoyu ile paylaşmayı görev biliyoruz.

Bağımsız bir sosyalist siyaset odağının oluşturulması hem umut hem de sorumluluktur.