Toplumsal Haber Merkezi

SBK Gerçekleri adlı bir Twitter hesabı, Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekilleri Ahmet Şık ve Sera Kadıgil'e ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. TİP'in resmi hesabını etiketleyen Twitter kullanıcısı, TİP'e iki soru yöneltti. 

Sözcünüz @serakadigil in Sezgin Baran Korkmaz’ın prensi  Av. Görkem Gökçe’yle ilişkisi nedir? Milletvekiliniz  @sahmetsahmet‘in Partiniz adına SBK’dan taleplerine (Burs ve yardım) ilişkin bilginiz var mıdır?

Twitter hesabından Sera Kadıgil'in avukat Görkem Gökçe'yle bir fotoğrafı da paylaşıldı. 

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) hazırladığı SaBıKa Holding adlı broşürde Görkem Gökçe'den şöyle bahsedilmişti:

Sinan Görkem Gökçe: Sezgin Baran Korkmaz'dan sonra SBK Holding'in başına geçti. BORAJET'in satın alınması sürecinde aktif rol oynadı. SBK'nın yargı ayağını kontrol ettiği düşünülüyor. Kaçakçılık ve sahtecilik suçlarına bakan Yargıtay 7. Ceza Dairesi Üyesi. SBK ile 24 Eylül 2020'de Ankara'da yemekte bir araya geldi. Nemli, aynı zamanda Mehmet Ağar'ın yargılandığı 'faili meçhuller' davasında mahkeme başkanıydı. Eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun oğlu. 2013 yılı temmuz ayında Türkiye genelinde 2 milyon kadar yazarkasanın değiştirilmesine dair çıkarılan yönetmelikten iki ay sonra Panorama Bilişim’i kurdu. Görkem Gökçe ile ortak kurdukları şirketi 2 buçuk yıl sonra ABD'li bilişim tekeli Verifone'a sattı.

SBK Gerçekleri adlı hesap, bir diğer iletisinde "Sezgin Baran Korkmaz gerçekleri hakkında susmayanlar da var. Tuğçe Tatari T24’de yazmış. Tatari, daha önce Ahmet Şık’a SBK’yla ilişkisini sormuş, başına gelmeyen kalmamıştı. Sonuçta gerçekler açığa çıktı,çıkıyor. İyi ki kadın gazeteciler var" gazeteci Tuğçe Tatari'nin bir yazısını paylaştı.

Tuğçe Tatari, "Bu Bir Ahmet Şık Eleştirisidir" başlıklı bir diğer yazısında Ahmet Şık'ın Sezgin Baran Korkmaz'ın yalısına gittiğini şu ifadelerle açıklamıştı:

Daha hazmetmeye çalışırken Sezgin Baran Korkmaz'ı nereden tanıdığını anlattığı bir yayına denk geldim.

Yanlış duyduğumu düşündüm.

Biraz öne aldım yayını, sesini açtım

"İşte ben de o ünlü yalıya gittim. Beni aradı çağırdı, ben de zaten seni merak ediyordum dedim ve gittim" gibi bazı sözleri duydum ve hızla kapattım.

Arşive baktım, Ahmet Şık bu görüşmeyi yazmış mı, ben kaçırmış olabilirim diye düşündüm.

Evet Ahmet Şık bir Sezgin Baran Korkmaz yazısı yazmış.

Ama yazının içeriğinde 'evde yapılan görüşme' ve o görüşmede sorulan sorulara alınan yanıtlara dair bir bölüm yok.

Yazı T24'te ocak ayında yayımlanmış, Sezgin Baran Korkmaz aralık ayında kaçmış. Ahmet Şık evine ne zaman gitmiş bilmiyoruz.

Tatari'nin yazısından sonra Ahmet Şık, Tatari'ye yanıt veren ve yalıya 'neden gittiğini açıklayan' bir yazı yayımlamış ve şu ifadeleri kullanmıştı:

Adres verdi gittim.

Verilen adreste karşıma o meşhur yalı çıktı. Kuşkulara yol açacak imalarla söylenen, “Evine gitmiş” denilerek bahsedilen aynı zamanda Korkmaz’ın ofis olarak kullandığı yalı yani. Sizin ev dediğiniz yalıda ben bekleme salonundan, makam odasına, şoföründen sekreterine kadar çalışanlarına muhatap olduğum bir ofisle karşılaştım. Bir süredir hakkında araştırma yaptığım, o zamanlar arası bozuk olsa da Bora Jet’e çöküldüğü dönemde Pelikan Çetesiyle iş tutmuş, ABD’deki bir dolandırıcılık davasında o dönemde sanık olmadan adı geçen birine soracaklarım vardı. Sordum. Sadece gazetecilik faaliyetiyle sınır kalan bir görüşme gerçekleşti. O kadar.