Gazeteci İsmail Saymaz bugünkü köşe yazısında CHP'den kesin ihracı istenen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın son durumuna ilişkin bilgi verdi. 

Saymaz, Özcan'ın başka partiye geçmeyeceği bilgisini paylaşırken ihracın nedeni olarak '6 Haziran'da paylaştığı tweet'i gördüğünü yazdı.

Saymaz'ın yazısının ilgili kısmı şu şekilde;

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, sığınmacılara suyu 10 kat pahalı vereceğini ilan ettiği günden beri CHP açısından taşınmaz bir yüke dönüşmüştü. Kamuoyundaki mülteci karşıtı iklimden çekinildiği için Özcan'a dokunulmadı. Özcan da el yükselttikçe yükseltti.

AK Partili Belediye Meclis üyesi Hacer Çınar'a "Bana niye el sallıyorsunuz. Ben evli barklı bir adamım, ayıp oluyor" demesi CHP için bardağı taşıran damla son oldu.

Fakat Özcan'a sorarsanız, ihraç için bir bahane bu.

Önceki gün görüştüğüm Özcan, Çınar'la yaşadıkları diyalogda asıl mağdurun kendisi olduğunu ileri sürüyor. Kendi cephesinden olayı şöyle anlatıyor:

Oylama yapıyoruz, ciddi bir oylama. Evet diyen var, hayır diyen var. Sayıyorum. Bir sağ elini kaldırıyor, bir sol elini. El sallıyor. 'Hanımefendi, hayır diye geçeceğim kayıtlara' dedim. Sonra dedim ki, 'El mi sallıyorsunuz bana?' 'Evet, sallıyorum' dedi. 'Bana niye el sallıyorsunuz, ben evli barklı bir adamım, ayıp olmuyor mu' dedim. Sinirli şekilde söyledim. Yüzümde bir gülümseme var ama... Kadın tepki göstermedi. AKP'li meclis üyeleri de. 15 gün sonra gösterdiler. Özür dilenmesini ben bekliyorum.

Özcan'a, bu tartışmadan sonra belediye önünde yapılan protesto sırasında cama çıkıp müziğe tempo tutmasını sordum. "Beni protesto ediyorlardı, izledim. Değişik bir müzik çalıyordu, gayrıihtiyari ritim tutmuşum" diyor.

CHP yönetimi tarafından, kadınlara karşı ölçüsüz ve lakayt davranmakla suçlandığını hatırlattım.

Özcan, şu karşılığı veriyor:

Espri yapmayı seviyorum. Siyasetin mizahi bir yönü olması gerekiyor. Özü sözü bir biriyim. Bazen gaf da yapıyorsun. Gaf yapmayan bir siyasetçi tanıyor musunuz? Espiri yaparken kimine göre ölçü kaçıyor, kimine göre kaçmıyor. İstanbul ve Ankara belediyesinden sonra en çok canlı yayında izlenen, bizim meclistir. Gençler özellikle... Siyasetin eğlenceli kısmını görmek istiyorlar. Şakalaşıyoruz da. Bazen şeyimizi aşıyoruz.

BAŞKA PARTİYE GEÇMEYECEK
Özcan'a göre ihraç edilmek istenmesinin asıl gerekçesi, 6 Haziran'da paylaştığı tweet. Bu tweette Kılıçdaroğlu'na seslenen Özcan, şunları yazdı:

1 hafta önce kibir abidesi size 'Yüreğin yetiyorsa aday ol' demişti Sn. Gn. Başkanım. Sizden ses çıkmadı. Siyaset iddia işidir. Yol verin, ben bu resti göreyim. Hazırım, inan olsun. Sandıkta dürüvereyim defterini. Güvenin bana. Yenerim!!!

Özcan'a "Neden böyle bir tweet attınız?" diye sordum.

"Dayanamadım. (Erdoğan'ın) sürekli genel başkanı ve partiyi aşağılamasından müthiş rahatsızlık duyuyorum" diyor.

Şöyle devam ediyor:

Gücüme giden şu oldu: Deselerdi ki, 'Genel başkanla ters düşüyor, kamuoyu önünde parti politikalarına ve disiplinine aykırı hareket ediyor', eyvallah diyecektim. Asıl disipline verilme sebebim, o tweet. Ayrıca sığınmacılarla ve HDP ilgili söylemlerim, partinin Atatürkçü çizgiden ayrılma alametleri...

İHRAÇ EDİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR
Zafer ya da Memleket partilerine geçmeyeceğini kaydediyor.

Diyor ki:

Başka partiye geçmem. Gerekirse siyasi hayatımı bağımsız belediye başkanı olarak devam ettiririm. Gücüme inanıyorsam bağımsız olarak çıkmayı deneyebilirim. Mahkemeye müracaat edeceğim. CHP'den başka yere gitmeyi asla düşünmedim. Beni göndermeye çalışanlar benden daha eski partili değil ki.

Özcan'ın davranışları CHP'yi öfkelendirdiği için Merkez Yönetim Kurulu oybirliğiyle disipline sevk etti. Bir MYK üyesi "Büyük ihtimalle ihraç edeceğiz. Daha önce kınama verdik. Bir daha yaptı. Artık rahatsızlık verici. Bütün meclisin önünde kadına böyle denir mi!" diye tepkisini gösteriyor.